Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Elza Kungayeva ve Salman Raduyev'in şehit edilmeleri
En ünlü Federal dava, Rus Savunma Bakanlığının 160. Tank Alayının komutanı olan Albay Budanovun davasıydı. Budanov, Putinin Devlet Başkanı seçildiği gün olan 26 Mart 2000 tarihinde, anne ve babasıyla, eteklerinde Budanovun alayının geçici olarak konuşlanmış olduğu Tangi-Çu köyünde yaşayan, on sekiz yaşında bir Çeçen kızı olan Elza Kungayevayı kaçırdı, ona tecavüz etti ve sonra da onu öldürdü . [Elza Kungayeva (1982 - 27 Mart 2000), İkinci Çeçen Savaşı sırasında Rusya Kara Kuvvetleri'ne mensup Yuri Budanov adlı bir albay tarafından kaçırılan, dövülen ve öldürülen Çeçen genç kadın. Heda Kungayeva olarak da bilinirdi 11 Haziran 2011 tarihli haberde Budanov, bir noter binasından çıkarken açılan ateş sonucu öldü. Başına dört mermi isabet eden Budanov olay yerinde can verdi.. 6 Ağu 2018 tarihli bir haber — Bir Çeçen kızını tecavüz ederek öldüren Rus Albay Yuri Budanov'u öldürmekten tutuklu bulunan Yusuf Temirkhanov, cezaevinde hayatını kaybetti] En ünlü Çeçen davası ise, Salman Raduyevin davasıdır. Raduyev, Birinci Çeçen Savaşından bu yana komuta ettiği Dudayevin Ordusu adı verilen güçlerle terörist saldırılar düzenlemiş, tanınmış bir Çeçen saha komutanı, bir tuğgeneraldi. Raduyev 2001 yılında yakalandı, ömür boyu hapse mahkum edildi ve Yüksek Güvenlikli Solikamsk Hapishanesinde esrarengiz bir biçimde öldü. Solikamsk, Urallarda bulunan Perm Bölgesinde yer alan, içinde tuz madenlerinin bulunduğu kötü bir üne sahip bir hapishane şehridir. Solikamsk, Çarlık zamanından bu yana sürgün yeri olarak kullanıldı. Solikamsk, Rusya'nın Kaluga Oblastı'nda bulunan bir şehirdir. Şehir aynı zamanda Solikamsk rayonunun merkezidir. Şehrin nüfusu 2010 yılı itibarı ile 97,384'tür. Adını tuz ve Kama Nehri'nden almaktadır. Solikamsk, büyük bir sanayi kenti olup tuz üretimi ile bilinmektedir. Raduyev, Çeçenistanın Rusyadan bağımsızlığını kazanabilmesi için savaşanların bir sembolüydü. Onunkine benzeyen pek çok dava görüldü; bir kural olarak bu davalar, halkın konuyla ilgili bilgilenmesini önleyebilmek amacıyla kapalı kapılar ardında görüldüler. Bu uygulamaya neden gerek görüldüğünün anlaşılması genellikle çok güçtür. Zaman zaman, büyük güçlükle ve gizlilik içinde, Çeçen savaşçılara karşı açılmış davaların mahkeme kayıtlarıına erişmek mümkün olabiliyor. Bu davalarda sanıklar, kanıtların toplanması ve değerlendirilmesi için zaman kaybedilmeksizin suçlu bulundular. Bundan dolayı, ister Federal olsun ister Çeçen, savaş suçu işlemiş olmakla suçlananların oluşturduğu ilk kategoride yer alanların hiçbiri adil biçimde yargılanmadı. Mahkumiyet kararı verildikten sonra Çeçen savaşçılar, uzun süre sağ kalamayacakları ücra çalışma kamplarına ve hapishanelere gönderildiler. Kamuoyu araştırmalarına göre, hükümeti ve Devlet Başkanının Çeçenistanda yürüttüğü savaşı destekleyenler bile, Çeçen savaşçıların yetkililerin verdikleri emirle ortadan kaldırdıklarına inanıyorlar. Rusyada hemen hiç kimse yargı sisteminin adil olduğuna inanmıyor. Hemen herkes yargının, devletin yürütme erkine tabi olduğunu biliyor. İkinci tür savaş suçluları, yanlış zamanda yanlış yerde bulunan, tarihin buldozerinin üzerlerinden geçtiği, savaşçı olmayan ancak birilerinin suçlanması gerektiğinde sadece Çeçen oldukları için suçlanmış insanlardan oluşuyor. İslam Hasuhanovun [Ислам Хасуханов] davası bunun tipik bir örneğidir. Bu davayla ilgili her şey, Stalinin 1937 yılında doruk noktasına ulaşmış olan temizliklerini hatırlatıyor. Tanık ifadeleri insanlar dövülerek alındı, sanıkların iradesini kırmak için işkence ve psikotropik ilaçlar kullanıldı. Kendilerini sadece FGBnin değil fakat Çeçenistanda cirit atan diğer bütün istihbarat örgütlerinin işkence tezgahlarında bulan Çeçenlerin çoğu bu cehennemi yoldan geçtiler. İnsanlar, suikast sonucunda öldürülene kadar Moskova yanlısı kukla Çeçen hükumetinin başında bulunan Ahmet-Hacı Kadirovun sadık adamları tarafından işkenceden geçirildiler; insanlara ordu komutanlarının odalarında, Ordu birliklerindeki çukurların içinde, polis karakollarındaki hücrelerde işkence edildi. Bu vahşice uygulamaların hepsi FGB tarafından koordine edildi ve yönetildi. Bunları yapanlar Putinin adamlarıdır, Putin tarafından destekleniyor ve Putinin politikalarını uyguluyorlar STALİN HEP BİZİMLE OLACAK DOSYA İslam Şeyh-Ahmedoviç Hasuhanov, 1954 yılında Kırgızistan'da doğdu. 1973 yılından itibaren Sovyet Ordusunda hizmet vermeye başladı. Kiev Yüksek Denizcilik Politik Kolejinden mezun oldu. 1978 yılından itibaren Baltık Filosunda ve 1989dan itibaren de Pasifik Filosunda hizmet verdi. 1991 yılında Moskovadaki Lenin Politik Askeri Akademisinden mezun oldu . Hasunhanov, askeri bir akademiden mezun olmuş bir denizaltı subayı olarak, Rus Donanmasının seçkin kesiminin bir üyesi sayılıyordu. 1998 yılında, büyük bir nükleer denizaltı olan B25'in komutan yardımcısı konumundayken, birinci sınıf kaptan rütbesiyle emekliliğine hak kazandı ve 1998 yılından itibaren Groznide yaşamaya başladı. Aslan Maşadovun hükümetinde Askeri Müfettişliğin ve Maşadovun personelinin yöneticiliğini yapıyordu. ikinci karısı ve iki oğlunun annesi olan, Maşadovun yeğeniyle evliydi. Hasuhanov, Birinci ve ikinci Çeçen Savaşlarında aktif olarak yer almadı ve hiçbir zaman Federal yetkililerden kaçmadı. 20 Nisan 2002de, Şalinin bölge merkezinde, FGB özel birimleri tarafından uluslararası bir terörist ve yasadışı askeri oluşumları (YAOlar) örgütleyenlerden biri olarak tutuklandı, Kuzey Osetya-Alaniya Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi tarafından, on iki yıl süreyle sert bir rejimle yönetilen bir çalışma kampında tutulmaya mahkum edildi. Aslan Maşadov, sürmekte olan Çeçen Savaşında Çeçen direniş güçlerinin önderidir. Maşadov 1997 yılında Çeçen İçkerya Cumhuriyetinin Devlet Başkanı seçildi; bu göreve seçilmesinin yasalara uygun olduğu, hem Kremlin hem de seçime gözlemciler göndermiş olan Avrupadaki Güvenlik ve işbirliği Örgütü tarafından tanındı. Buna karşılık Putin 1999 yılında Maşadovu de facto olarak görevinden azletti. Maşadov buna cevabını, Çeçenistanın Federal askerler tarafından işgaline karşı direnişin başına geçmek yoluyla karşılık verdi. O zamandan bu yana Maşadov, Rusyanın en çok arananlar listesinde yer alıyor. lslam Hasuhanov, Maşadovun yeğeniyle evli. Rusyada, Donanmanm seçkin füze atan kruvazörlerinden birinde denizaltı subayı olarak hizmet vererek tanındı. Hizmet süresini tamamladıktan sonra saygın bir biçimde görevini bıraktı ve Maşadovun uluslararası düzeyde yasal Devlet Başkanı olarak tanındığı dönemde Çeçenistan Savunma Bakanlığında çalıştı. Bu, Hasuhanovun, aslında bu dönemde Maşadov için çalışmış olmasından dolayı , on iki yıl hapse mahkum olmasını engellemedi. Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesinin de kabul ettiği gibi, Maşadova karşı verdiği ifade Hasuhanovdan ön sorgu aşamasında, barbarca işkenceler yapılarak alındı. Bu davanın, işkenceye başvurulduğunun kabul edildiği duruşma tutanakları, daha sonra, bu dava üzerinde çalışmalarını sürdürmekte olan Uluslararası Af Örgütüne gönderildi. DAVA Öncesi FGBnin alıp götürdüğü bir insana ne olur? 1937nin Çekası tarafından, Soljenitsynin Çekası tarafından ve Soljenitsynin Gulagına götürülen insanlardan söz etmiyorum; günümüzün vergi mükellefleri tarafından giderleri karşılanan, Çekanın modern hali olan bir örgüt tarafından alıp götürülen bir insana ne olur? Hiç kimsenin elinde bu konuyla ilgili kesin kanıtlar yok, ancak herkes, her zaman olduğu gibi korkuyor. Tıpkı Sovyet rejiminde olduğu gibi, buralardan çok az insan sağ olarak geri dönebiliyor. işte, bu ender görülen örneklerden biri de lslam Hasuhanov vakasıdır. 56/17 Numaralı Ceza Davası dosyasına göre, lslam Hasuhanov 27 Nisan 2002 tarihinde, Şalide , Mayakovski Caddesinde tutuklandı ve Rus Federasyonunun Ceza Yasasının 222. maddesi gereğince ateşli silah bulundurmak ve taşımakla suçlandı. Böyle bir suçlama insana, var olduğu ileri sürülen silahlarla ilgili kimi kanıtlar bulunduğunu düşündürtüyor. Gerçekte, Çeçenistanda alışılmış olduğu şekilde, maskeli silahlı kişiler, şafak vakti Hasuhanovun ailesiyle birlikte yaşadığı akrabalarının evine zorla girdiler. Hasuhanovu, üzerine herhangi bir ateşli silah yerleştirme zahmetine bile girmeden -Hasuhanovun ateşli silahı yoktu- sürükleyerek götürdüler. Çeçenistanda uluslararası teröristleri araştırmak üzere faaliyet gösteren özel Federal birimler, uzun zamandan bu yana hiçbir şeyden dolayı sorumlu tutulmayacaklarını gayet iyi biliyorlar. Bu kez bir muhbirin verdiği bilgiyle hareket ediyorlardı ve kaderi çoktan kararlaştırılmış olan bir YAO yöneticisini götürdüklerinden şüpheleri yoktu. Nasıl olsa bu kişi sağ kalmayacak diye düşündükleri için, bir tabanca, bir saldırı silahı, kanıt olarak gösterilmedi. Yine de 222. madde gereğince ateşli silah bulundurma ve taşıma suçlamasının yapılmasına izin verildi. Tahrif edilmiş olan 27 Nisan tarihi de olduğu gibi bırakıldı. Bu türden kayıp haftalar, bizim Çeçenistandaki anti-terörist operasyonlarımızın karakteristik bir özelliğidir. Bir adam tutuklanır ve kaybolur. Hiç kimse ondan sorumlu değildir, güvenlik kuruluşlarından hiçbiri onunla ilgili bilgi sahibi olduğunu kabullenmez. Akrabaları umutsuzca nerede olduğunu bulmaya çalışırlar ancak sanki bu insan hiç var olmamıştır. Bu, istihbarat örgütlerinin o kişiden ihtiyaç duydukları her şeyi dayak yoluyla elde ettikleri zaman aralığıdır. Hasuhanov 20 ile 27 Nisan arasındaki döneme ilişkin olarak çok az şey hatırlayabiliyor. Dayak, iğne, daha çok dayak, daha çok iğne. Bunun dışında bir şey hatırlamıyor. Bu korkunç haftanın on gün sonrasında yapılan duruşmanın tutanaklarında Hasuhanov şunları söylüyor: "İlk yedi gün boyunca, Şalideki, dayağa maruz kaldığım FGB binasında tutuldum. Bu sırada kaburga kemiklerimde on dört kırık, böbreğimde zedelenme meydana geldi. " Hasuhanovdan aldığı yaralar sonucunda ölmeden önce ne elde etmeye çalıştılar? Ondan kendilerini Maşadova götürmesini istediler. Bunu yaptıktan sonra ölebilirdi. Sorun şuydu ki, Hasuhanov onları Maşadova götürmedi ve bir denizaltı subayının sahip olduğu güçlü bünye sayesinde ölmedi de. 30 Nisanda Hasuhanova karşı davayı resmileştirmeye karar verdiler. Bunu yapabilmek için , Hasuhanov bir başka Çeçen bölge merkezinde, Znamenskaya köyünde, geçici bir sorgulama merkezine götürüldü (o tarihte Çeçenistan devlet savcısı Aleksander Nikitindi) [Государственный прокурор Чечни Александр Никитин] Nikitin: Rus devlet adamı. 22 Eylül 2015'ten beri Tambov bölgesi idare başkanı (Tambov soba 2015'in geçici idaresi başkanı). Bu merkez 12 Mayıs 2003 tarihinde bir kadın intihar bombacısı tarafından yeryüzünden silindi. Bunun ardından insanların çoğunun en sonunda adaletin yerini bulduğunu düşündükleri Çeçenistanda genel bir hoşnutluk havası oluştu . O merkezde ne kadar çok insan işkence görmüş ve o bölgede gizlice gömülmüştü ! Hasuhanov, Znamenskayaya getirildiğinde ölü gibi görünüyordu. Vücudu bir çuvala dönmüştü, ancak hala nefes alıyordu. işkence, FGBnin Çeçenistan müdürlüğünün soruşturma bölüm başkan yardımcısı Yarbay Anatoli Çerepnevin gözetiminde sürdü. Çerepnev, Hasuhanov davasında, işkencenin düzeyi konusunda karar veren ve gerekli kanıtlan elde etmek için süreci yöneten baş sorgu görevlisiydi. Mahkeme tutanaklarından aktarıyorum: "Size karşı neden şiddete başvuruldu? " "Sorgulamaların tamamında, bütün ilgilendikleri Maşadovun ve benim kaçırma niyetinde olduğumu iddia ettikleri denizaltının nerede olduğuydu. Bana karşı, bu iki soruyla bağlantılı olarak şiddete başvuruldu . " Hasuhanov, kendisini sorgulayanları Maşadova götüremezdi, çünkü onu son olarak 2000 yılında görmüştü ve sonrasında onunla sadece teyp kasetleri aracılığıyla ilişki kurmuştu. Maşadov, gerekli olduğu durumlarda bir kasede sesini kaydediyor ve bunu bir kurye aracılığıyla Hasuhanova gönderiyordu . Zaman zaman Hasuhanov da ona cevap gönderiyordu. Kuryelerden biri FGB muhbiri olmuştu . Hasuhanov, tutuklanmadan önce son kez, 2002 yılının Ocak ayında bir kaset aldı ve tutuklanmadan iki gün önce bu kasete cevap verdi. Teyplerde Maşadov, Hasuhanova genellikle, görünüşe bakılırsa kayda geçmesi amacıyla, kendisinin saha komutanlarına ne kadar para göndermiş olduğunu teyit etmesini istiyordu. Maşadovun bunu neden istemiş olduğunu daha sonra göreceğiz. Şimdi denizaltıya geri dönelim. Denizaltının öyküsü detaylı olarak anlatılmayı hak ediyor. Hasuhanov emekli olmadan önce yüksek rütbeli bir denizaltı subayıydı; hem Sovyetler Birliği döneminde hem de Sovyetler sonrası dönemde, nükleer denizaltı filosunda subay olmuş tek Çeçendi. Bu sebeple, Yarbay Çerepnev onu , "Nükleer bir denizaltıyı kaçıracak, nükleer bir savaş başlığını ele geçirecek, Devlet Duması Vekillerini rehin alacak, bir nükleer savaş başlığını ve rehinleri öldürme tehdidini öne sürerek Rusya Federasyonunun anayasal sisteminde değişiklikler yapılmasını talep edecek bir YAO planlamakla," suçlamaya çalıştı. Bu, Çerepnev tarafından Çeçenistan devlet savcısı makamına, Hasuhanovun gözaltı tutulmasına devam edilmesi için izin istemek üzere gönderilmiş bir formdan doğrudan yapılmış bir alıntıdır. Talep reddedilmedi. Çerepnev, Hasuhanovu suçlayabilmek için elinden gelen her şeyi yaptı ancak elde ettiği sonuç hiç de muazzam değildi. Hasuhanov kendisine yapılan suçlamaları kabul etmedi, zaten kabul de edemezdi. 1992 yılında, Çerepnevin kendisini kaçırmayı planlamakla suçladığı denizaltını, donanmada söylendiği şekilde, Hasuhanov bizzat inşa etmişti. Hasuhanov, denizaltının inşa edilmesini, bu denizaltıda hizmet vereceğini bilerek izleyip denetlemişti. Bunu gelecekteki mürettebatı adına yapmıştı. Çerepnev denizaltı kaçırma hikayesi üzerinde büyük bir gayretle çalıştı. FGB, Çeçen savaşçılar tarafından, Hasuhanovun sağladığı istihbarat temelinde yazıldığı iddia edilen sahte belgeler hazırladı. "Çeçen YAOların Rusya Federasyonu toprakları üzerinde bir sabotaj eylemi düzenlemek için bir çalışma planları ve Pasifik Donanmasının 4. Nükleer Denizaltı Filosu üslerinin elle çizilmiş haritaları ," ve "Rusya toprakları üzerinde bir terörist eylem düzenleme planları" vardı. Elbette bütün bunlara , "operasyonun detaylı biçimde planlanması, ilgilendiğimiz bu bölgeyle ilgili olarak 1995 yılının Aralık ayında yapmış olduğumuz gözlem ve keşiflere dayanılarak hazırlandı" diyen kasıtlı bir not eklenmişti. Hasuhanovun bu sözlerin altına imzasını atması isteniyordu . Gel gelelim, ona bu metini imzalatamadılar. Daha önce denemedikleri bir şey olmamasına karşın, FGB onu daha ustalıklı biçimde dövmeye başladı. Ne var ki bu sefer onu planlarını bozduğu için dövüyorlardı. Çerepnevin, Hasuhanova, acı ve psikotropik ilaçların bir bileşimi sonucunda imzalatabildiği tek şey (mahkeme kararında kullanılan terim onaylamaktı) , Maşadovun verdiği emirler ve operasyon talimatlarıyla ilgili boş kağıtlar oldu . Çerepnev bu kağıtlara işine geleni yazdı. işte, yapılan bu çarpıtmalara bir örnek: 2 Eylül 2000de Hasuhanov, bütün saha komutanlarına, Federal güçlerin kullandığı otoyollara ve güzergahlara, mayınların ve patlayıcı düzeneklerin üzerini örtmek için küçük çiviler, somunlar ve bilyeler saçmaları emrini veren bir talimat yayınladı. Böylelikle Hasuhanov, YAOda önde gelen bir rol oynuyor olmasından yararlanarak, bilinçli biçimde gerçekleştirdiği eylemlerle, YAOnun diğer katılımcılarını Çeçen Cumhuriyeti topraklan üzerinde anayasal düzenin kurulmasına karşı çıkmaya yönelik terörist eylemler yapmaya teşvik etti. Çerepnev, aynı zamanda Hasuhanovdan kendi sorgusunun tutanaklarını okumadan imzalamasını istedi. lşte size, bu tutanakların ne tür şeyler olduklarına dair bir örnek: (Sözümona Çerepnev tarafından sorulan) Soru: Rus subaylara bir konuşma metninin fotokopisini gösterdin; tarih 25 Kasım 2000, No. 215. Bu konuda ne diyorsun? (Sözümona Hasuhanov tarafından verilen) Cevap: Bu tür belgelerin hazırlanması ve dağıtılması, benim yönetimim altındaki, Çeçen lçkeriye Cumhuriyeti silahlı kuvvetler operasyonlar müdürlüğü tarafından yürütülen propaganda çalışmasının bir parçasını oluşturuyordu Söz konusu konuşma, Rus medyasının anti-terörist operasyonun kaydettiği gelişmeyle ilgili verdikleri haberleri etkisiz hale getirmeyi amaçlıyordu . Bu tür dokümanları dağıtmanın Çeçen Cumhuriyeti bölgesinde istikrarın bozulmasına yol açabileceğini biliyordum, ancak bunu bile bile faaliyetlerimi sürdürdüm . . . Bu , Ordunun tipik edebi üslubudur. Bu kalitede bir malzeme elde edebilmek için Hasuhanova Znamenskayada bütün bir ay boyunca işkence edildi. · · Mahkeme kayıtlarında şöyle yazıyor: Atılan dayakların sonucu olarak artık hiçbir şey anlamıyor ve hiçbir şeye tepki veremiyordum. Bana iğneler yapıldı ve Kuzey Osetyadaki FGBye gönderildim. Orada beni sorgu birimine vermek istemediler, çünkü doktorları, daha önce atılmış olan dayaklar sonucunda 48 saat içinde öleceğimi söylemişti. Beni bir kereste imalathanesine götürdüler; Şirket No. YaN 68- 1 . "Size tıbbi yardımda bulunuldu mu? " "Kereste imalathanesinde öylece yattım ve üç ayda kendimi güç bela toparladım." Bu kereste imalathanesi de neyin nesiydi? Çeçenistanda temizliklerirı ardından ortadan kaybolan insanlarla ilgili hikayelerde zaman zaman bu kereste imalathanesinden söz edilir. Oraya gitmiş ve oradan sağ olarak çıkmış olanlar, oraya kereste kampı diyorlar. Bu Stalinin döneminden kalma bir terim. Resmi adı, Şirket No. YaN 68- 1 ve Kuzey Osetya Cumhuriyeti Adalet Bakanlığının sorumluluğunda olan bir yer. Kereste imalathanesiyle ilgili olarak bütün bildiğimiz, polis (esas olarak FGB ajanları) tarafından dövülerek yarı ölü bir hale getirilmiş olan insanları kabul ettiği. Şirket bu insanların hiçbir kimlik belgesine sahip olmamalarını görmezden geliyor. Bunlar Federallerle karşılaştıktan sonra herhangi bir iz bırakmadan ortadan kaybolan, yok-insanlar. Kereste imalathanesinde çalışıp, işyerlerine yasal haklarından yoksun durumdaki insanları yasadışı biçimde kabul eden bu insanların bazılarına minnettarlık borçluyuz. Aksi halde ölecek olan birçok insanın hayatım kurtardılar: öleceği düşünülen ancak Federallerin vurup öldürme zahmetine girmediği insanlar, Çeçenistandan Osetyaya götürüldüler ve imalathaneye, FGBnin ellerini kirletmesine gerek kalmadan ölmeleri için bırakıldılar. lkinci Çeçen Savaşı sırasında orada kaç kişinin öldüğünü ya da bu insanların kimler olduğunu kimse bilmiyor. İnsanları oraya öylece atarak arkalarında bir mezarlar yığını bıraktılar. Diğer yandan, ne kadar insanın sağ kurtulduğunu biliyoruz. Hasuhanov bunlardan biri. Bir koruma görevlisi Hasuhanovun haline acıdı ve işe her gelişinde ona evinden süt getirdi, sadece bu kadar. Hasuhanov böylece bir kez daha sağ kurtuldu ve bir kez daha kendisini Çerepnevle karşı karşıya buldu. FGBnin Çeçenistan müdürlüğünde bir kural vardır; sorgulamadan sağ kurtulan biri mahkemeye çıkarılır. Ancak birçokları mahkemeye çıkarılmadı; bu nedenle uluslararası teröristlerin yargılandıkları davaların sayısı çok azdır ve bu tür davaların aralarında çok fazla süre vardır. Bununla birlikte elverişli bir önlem olarak, en azından birkaç tane bu türde davanın olması gerekir. Bütün anti-terörist operasyonun yürütülmesi sırasında, arada sırada teröristleri yargılamanın iyi olacağı düşünüldü. Batılı yöneticiler zaman zaman Putine sorular sorarlar, o da FGBden ve askeri başsavcıdan bilgi ister ve onlar da bu bilgiyi temin etmek için ellerinden geleni yaparlar. Elbette sadece birinin sağ olarak kurtulduğu durumlarda. Rus ceza yasası prosedürü, sanığın ödeme gücüne bakılmaksızın bir avukata ulaşma imkanının bulunması gerektiğini öngörüyor. Ne var ki ikinci Çeçen Savaşı sırasında polis, bu sistemi sanıklara, eski işverenlerinin ajanlarından başka bir şey olmayan savunma avukatları tayin ederek kötüye kullanmaya başladı. Bu tür kişiler içeriden avukatlar olarak biliniyorlar. Aynı zamanda, FGByle birlikte sürekli olarak çalışan ve bu şekilde bunun gerekleri konusunda, savundukları farz edilen insanlardan daha fazla şey bilen avukatlar da var. Bu tür avukatların işlevi, yasa bir avukatın hazır bulunmasını gerektirdiği durumda boy göstermek. FGB görevlileri de aynı zamanda FGBnin kaçırdığı şüphelileri temsil etmek üzere içeriden avukatlar atıyorlar. Akrabalar sadece bir aile üyesinin kaybolduğunu biliyorlar. FGB, şüpheliyi kasıtlı olarak saklar, şüphelinin akrabalarına ne bu kişinin nerede olduğu ne de neyle suçlandığına ilişkin bilgi verir. Genellikle hiçbir resmi suçlama yapılmaz. Kaybolan kişinin gözaltında tutuluşu yasadışıdır, ancak ailesinin onun adına bir avukat tutmasına engel olunur. Bu tür kurbanlar haftalarca ya da aylarca kayıp konumunda kalabilirler; Hasuhanov vakasında bu süre yaklaşık olarak altı ay oldu. Bu sırada, Hasuhanov vakasında olduğu gibi, bu insanlardan dayakla ifade alınır. Ailenin bu kişinin başına ne geldiği ya da nerede olduğu konusunda hiçbir fikri yoktur. Bütün polis ve cumhuriyetin güvenlik güçleri bu isimde birini gözaltına aldıklarını inkar ederlerken, aslında bu kişiye, bir avukat atanmış olmasına karşın, FGB tarafından işkence edilmektedir. VLADİKAFKAS Vladikafkas, Çeçenistan ve İnguşetya'ya sınır komşusu olan Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyetinin başkentidir. Osetya da bütünüyle anti-terörist operasyonun ayrılmaz bir parçasıdır. Kuzey Osetyada yer alan Mozdok, Federal grupların Çeçenistana gönderilmeden önce bir araya getirildikleri ana askeri üstür. Burası 2003 yılında iki büyük intihar bombalama eylemine sahne oldu: 5 Haziranda bir kadın, askeri pilotları taşıyan bir otobüse bindi ve kendisini havaya uçurdu ; 1 Ağustosta da bir adam, bir ton patlayıcıyla dolu bir kamyonla bir askeri hastaneye çarptı. [VOA Haberi: 06 Haziran 2003. Rusya'nın güneyinde, Mozdok kentinde girişilen intihar saldırısında 18 kişi öldü.] Vladikafkas, uluslararası teröristlere karşı çok sayıda davanın imal edildiği geleneksel mekandır. Burada avukatlar savunma makamı olmaktan çok mahkemeyle, FGByle ve savcılık makamıyla yakın irtibat halindedirler. Vladikafkas, aynı zamanda FGBnin Çeçenistan müdürlüğü ajanlarının sık sık görev yerlerini bir süreliğine değiştirerek, savaştan en uzak bölge olduğundan kurbanlarını sorgulamak için getirmeyi tercih ettikleri yerdir. Çerepnev de Vladikafkasdaki Hasuhanovu görmeye gitti ve ona bir avukat buldu. Rusyanın 1 Haziran 2003 tarihinden bu yana, en yüksek Avrupa standartlarıyla uyumlu, ilerici bir yeni ceza yasası prosedürü var. Bu yeni prosedür diğer şeylerin yanı sıra, bir zanlının yanında bir avukat olmadan sorgulanmasını yasaklıyor, ancak elbette gerekli olduğu durumlarda her şey eskiden olduğu gibi devam ediyor. Her halukarda Hasuhanov, 20 Nisandan 9 Ekim 2002 tarihine kadar, yaklaşık altı ay boyunca, hiçbir yasal temsil şansına sahip olmadı. Kereste imalathanesinde kafatası iyileşene ve parçalanmış kaburga kemikleriyle ellerindeki kırıklar geçip de mahkeme önüne çıkmaya hazırlanabilecek hale getirilinceye kadar Hasuhanova yasal temsil imkanı tanınmadı. Burada yine detaylara dikkat etmek gerekiyor. 8 Ekimde Çerepnev, resmi bir emirle Hasuhanovu bir soruşturma için çağırdı ve ona, kendisine başvuruda bulunması talimatını verdi. Çerepnevin Hasuhanovdan kendisine göndermesini istediği başvuru metninde şöyle deniyordu: "Sizden bana ön-sorgulama için bir avukat tutmanızı rica ediyorum. Şu ana kadar bir avukata ihtiyacım olmadı ve bu bağlamda sorgulamayı yürüten bölümlere yönelik olarak herhangi bir şikayetim yok. Sizden sorgu görevlisinin takdir yetkisi içinde bir avukat seçmenizi rica ediyorum . . . " Daha sonra, 9 Ekim de Hasuhanov, Vladikafkaslı bir savunma avukatı olan Alexander Jilikhov'un hazır bulunduğu ilk sorgusuna alındı. Hasuhanov, avukatın bir FGB ajanı olduğundan şüphe ediyordu; Jilikhov, Hasuhanovun şüphesini ortadan kaldıracak hiçbir davranışta bulunmadı. Hasuhanova hiçbir tavsiyede bulunmadı, soruşturma süresince pasif bir biçimde oturdu ve hiçbir şey söylemedi. Mahkeme kayıtlarında şöyle deniyor: "Daha önce avukatın hazır bulunmadığı sırada verdiğin ifade ile daha sonrasında avukatın bulunduğu sorgulama sırasında verdiğin ifade arasında bir fark olup olmadığını söyleyebilir misin ve eğer aralarında fark varsa bu fark nedir?" "Arada bir fark var. Daha önce okumam için bana sorgunun tutanakları verilmemişti. Avukatın hazır bulunmasının ardından verildi. " Hasuhanov, toplam olarak, bir savunma avukatının hazır bulunduğu bu türden üç sorguya -9, 23 ve 24 Ekim 2002 tarihlerinde- alındı. Daha önemlisi, bu üç gün sırasında Çerepnev, Hasuhanovdan Znamenskayada asıl olarak dayak yoluyla alınmış olan ifadeleri sadece biçimsel değişiklikler yaparak kopyaladı ve bunlar ceza yasası prosedürüne uygun biçimde alınmış ifadeler haline geldi. Çerepnev, 25 Ekimin soruşturmanın son günü olacağını açıkladı. Çerepnev, Hasuhanova iddianamenin kısa süre içinde eline geçeceği bilgisini verdi ve bunu mümkün olan en kısa sürede imzalaması gerektiğini söyledi. Yani, Hasuhanov hiçbir hayale kapılmamalıydı; iki gün süreyle, 29-30 Ekim tarihlerinde bir hücrede -elbette yanında bir avukat olmaksızın- tutuldu. Nereye götürülmüş olduğunu bilmiyordu. Başına bir kukuleta geçirilmişti ve kurşuna dizilecekmiş gibi dışarı çıkarıldı. Nöbetçiler tüfeklerinin horozunu kaldırarak, "Sonun geldi," dediler. Kurşuna dizme hazırlıkları, iddianameyi imzalamasını sağlamak üzere Hasuhanovu korkutmak amacıyla tasarlanmış bir hileydi. Elbette ki Hasuhanov iddianameyi imzaladı. Ancak direnci tam olarak kırılmadı ve duruşma sırasında iddianamenin temel aldığı her şeye itiraz etti. Her şeye karşın iddianame, yeni Çeçenistan savcısı Vladimir Kravçenko tarafından onaylandı ve bu metin olduğu gibi, harfi harfine Yargıç Valeriy Djioyevin kararında yer aldı. Kendi yorumlarımla birlikte her iki metinden alıntılar yapacağım. Ceza davalarının nasıl imal edildiklerini ve aynı zamanda bu sahtecilerin hiçbirinin teşhir edilmekten ya da bu kayıtların (Rus geleneklerine uygun olarak zamanla kesinlikle yeniden yazılacak olan) tarihin ham maddeleri olarak kalacakları gerçeği karşısında en ufak bir endişe duymadıkları kolaylıkla görülebilir. Hasuhanov 1999 yılının Nisan ayında . . . Federal yasaların izin vermediği silahlı bir oluşuma gönüllü olarak katıldı. Hasuhanov, askeri hesapları denetleme konusundaki deneyimini kullanarak Maşadova yardımcısı olmasını öneren, Maşadovun yardımcılarından Hambiyev Mahomedle ilişkiye geçti , daha sonra da bir YAO oluşturuldu . Aslında olan şuydu: Hasuhanov emekli olduktan sonra Grozniye geri döndü . Akademik eğitim almış yegane Çeçen subay olarak, Maşadov tarafından Çeçen hükümetinde görev almaya davet edildi. 1999 yılında bu hükümet, cumhuriyetin resmi hükümetiydi, Moskova tarafından finanse ediliyordu ve Maşadov, Çeçenistanın, Moskova tarafından tanınmış, yasal olarak seçilmiş devlet başkanıydı. Maşadovun, Hasuhanova önerdiği askeri hesapları denetleme işi yakıcı bir öneme sahipti. Çeçen bürokrasisi, Moskovadaki bürokratlar gibi gırtlağına kadar rüşvete batmıştı ve hükümetin askeri fonların akışını, özellikle Rusya Federal Hazinesinden gelen fonları izleyebilecek, bilgili birine ihtiyacı vardı. Bu ne türden bir YAOydu böyle? Mahkeme tutanaklarından aktarıyorum: [Savcı şöyle sordu : ] "Devlet başkanı Maşadovun yaptıklarını yasal davranışlar olarak mı görüyordun?" "Evet. Maşadovun, hükümetin ve güvenlikle ilgili bakanlıkların daha sonra yasadışı sayılacaklarını bilemezdim . Maşadovu devlet başkanı olarak tanıyordum. Maşadov, Rus yöneticiler tarafından tanınıyordu, bakanlarıyla toplantılar düzenleniyordu , mali kaynaklar tahsis ediliyordu , bu şekilde elbette ben bir YAOya katıldığımı bilmiyordum." "Sizin işiniz İçkeriya Çeçen Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığının mali işleriyle genel yönetiminin teftişi miydi? " "Evet, bu denetimin sonuçlarını 1999 yılının Haziran ayında Maşadova ilettim. Yapılan her harcamanın listesini oluşturdum. Bu bilgiyi Rusya Federasyonunun İçişleri Bakanlığından aldım . Bütün bilgi resmi kanallardan geldi . Herhangi bir sürecin yasa dışı olduğunu düşünmem için hiçbir sebep yoktu . " Hasuhanovun savaş öncesindeki işi, gerçekten de hem mali işlerin ve idari işlerin teftişi, hem de Çeçenistanın güvenlik güçleri -içişleri Bakanlığı, ulusal ve başkanlık muhafızları ve ordu personel karargahı için tahsis edilmiş mali kaynakları denetlemek ve izlemek için bir sistem oluşturmaktı. 1999 yılının yazında Hasuhanov, silah ve üniforma alımı amacıyla ordu personel karargahından hatırı sayılır miktarda para geçtiğini saptadı, ancak, örneğin Savunma Bakanlığının Grozni Kızıl Çekiç Fabrikasından ısmarladığı roket fırlatıcıları askeri açıdan yararsızdılar. Bu açıkça zimmete para geçirmekti. Bunlar Çeçenistanda, Gudermes kasabasında, bir takımı 60 ruble fiyatına üretiliyordu, ancak bunlara eşlik eden belgelerde Baltık Devletleri Malı oldukları, bundan dolayı da fiyatlarının daha yüksek olduğu belirtilmekteydi. Hasuhanov bütün bunlan Maşadova rapor etti ve askeri denetim bürosu direktörü birdenbire, Devlet Başkanımn, bütün bu zimmete para geçirme işinin içinde yer alan güvenlik güçleriyle ihtilafa girdi. Hasuhanov askeri denetim bürosunda sadece bir hafta çalıştıktan sonra Maşadov, etrafında acilen dürüst insanları toplamaya ihtiyaç duyduğundan, kendisini personel başkanlığına atadı. 1999 yılının Temmuz ayının sonlarıydı. Personel Başkanı Hasuhanov çalışmaya Ağustos ayında, içinde yer almayı reddettiği lkinci Çeçen Savaşının patlak vermesinden birkaç gün önce başladı. (Kapalı kapılar ardında yapılmış olan) duruşmaların tutanaklarını okurken, davanın tam bir danışıklı dövüş mantığıyla görüldüğünü hissetmemek mümkün değil. Birileri Hasuhanovun çok ciddi bir suç yüzünden ortadan kaldırılması gerektiğine karar vermişti, ancak hiç kimse bu suçun ne olduğunu söylemiyordu. Bu , l999da Hasuhanovun bilgisine sahip olduğu ve 2002-2003te dönüp kendisini vuran bir şey miydi? Zimmete geçirilen Federal fonların sırrı mıydı? lkinci Çeçen Savaşının başlamasında büyük ölçüde bu sahtekarlığın rol oynadığına, bunun suça bulaşmış olanların izlerinin sonsuza dek kapatılmasını sağlayacak bir savaş olduğuna ilişkin kuşkular var. Rus askeri kuvvetlerinin yüksek kademelerinin hala barış görüşmelerine karşı çıkmalarının sebebi de acaba bu mu ? lşte, iddianameden bir başka alıntı: Hasuhanov YAOnun çalışmalarında aktif olarak yer aldı ve 1999 yılında YAOnun finanse edilmesiyle ilgili konularla uğraştı. Kendisini Çeçen İçkerya Cumhuriyeti olarak ilan eden YAOnun Ulusal Muhafızlarına, Genel Karargahına ve İçişleri Bakanlığına sağlanan mali kaynaklarla ilgili olarak bir denetleme sistemi tasarladı ve bu sistemi uygulamaya koydu. Hasuhanov, bu mevkide örgütsel yeteneğini ve etkinliğini sergileyince, Maşadov tarafından 1999 yılının Temmuz ayının sonlarında kendi personelinin başkanlığına atandı . Hasuhanov yukarıda ismi belirtilen YAOnun faaliyetlerinde aktif biçimde yer aldıktan sonra, Çeçen İçkerya Cumhuriyetinin toprakları üzerinde anayasal düzeni restore etme amaçları doğrultusunda, Federal devlet güçlerine , silahlı direnişi de içeren araçlarla karşı koymakla ilgili temel kararların alınmasında rol oynadı . Eğer FGB güçleri tarafından tarihin bu utanmazca çarpıtılması karşılığında Hasuhanova ödetilmiş olan bedeli bilmiyor olsaydık, tüm bunlara rahatlıkla gülüp geçebilirdik. Duruşma tutanaklarından aktarıyorum: "Mahkemeye silahlı operasyonların başlamasından tutuklandığınız güne kadar geçen süre boyunca kişisel olarak neden Çeçenistanda kalma gereği duyduğunuzu anlatın. " "Kendisini yasal olarak seçilmiş Devlet Başkanı olarak addettiğimden, Maşadova sırtımı dönmem gerektiğini düşünmedim. Savaşı durduramazdım ve elimde bulunan tüm imkanlar çerçevesinde yapabileceğim her şeyi yaptım . . . Bazen onun ricalarını yerine getirdim . Ormanlarda askeri yürüyüş yapabilecek durumda değildim , ancak elimden ne geliyorsa yaptım . insanların öldüklerini gördüm. Anayasal düzeni yeniden inşa etmekle ne kastedildiğini biliyorum. Bu savaşın bütünüyle bir soykırım olduğunun üzerini örtecek değilim . Buna karşılık hiçbir ·zaman terörist eylemler yapılmasını emretmedim. " "Federal askerlerin öldürülmesini emrettiniz mi? " "Bu emri verebilmek için komutam altında insanların olması gerekirdi. Komutam altında hiç kimse yoktu. " "Size doğrudan bağlı herhangi bir saha komutanı var mıydı? " "Hayır. " Önümde üzerinde Sadece Resmi Kullanım için diye yazan belgeler duruyor. Çerepnev davayı hazırladığı sırada Çeçenistandaki bütün yerel FGB bölümlerine, kendi bölgelerinde ÇlC Silahlı Kuvvetler Operasyon Karargahı Başkanı Hasuhanovun verdiği saldırı talimatları sebebiyle yaşanmış olan terörist eylemlerle ilgili bilgi isteyen bir yazı gönderdi. Hasuhanovun saldırı talimatlarının sorgusu sırasında imzaladığı ve daha sonra Çerepnevin istediği gibi doldurduğu boş kağıtlardan oluştuğunu hatırlıyorsunuzdur. Şaşırtıcı olmayan bir biçimde, yerel bölüm başkanlarının tamamı, Hasuhanovun herhangi bir terörist eylem sebebiyle aranmadığını cevabını verdiler. Çerepneve bu cevapları verenler kendi adamlarıydı, Çeçen savaşçılar değil. Ne var ki bu , sağ kalmayı başardıktan sonra, gerçeklere rağmen, şimdi yargılanacak olan Hasuhanov vakıasında olduğu gibi, YAOnun önde gelen bir üyesinin suçlu olduğunu ilan edecek olan aygıtın işleyişini durdurmadı. Ne mahkeme ne de savcılık makamı resmi kullanıma özel bu kağıt yığınını biraz olsun inceleyip, göz önünde bulundurma zahmetine girdiler. YARGILAMA Hasuhanovun davası, 14 Ocak ile 25 Şubat 2003 tarihleri arasında, Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesinde , Valeriy Djioyev başkanlığında, kapalı kapılar ardında ve çok hızlı biçimde görüldü. Mahkeme, soruşturmanın yürütülmesiyle ilgili olarak hiçbir uygunsuzluk tespit etmedi. Mahkeme, sanığa altı ay süreyle bir avukatla görüşme şansı verilmemiş olmasını ya da Hasuhanovu temsil etmesi için davet edilen avukatın müvekkilini dövmüş olanlar tarafından seçilmesini ya da sanığın 20 ile 27 Nisan tarihleri arasında nerede olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmamasını ya da işkence görmüş olmasını uygunsuzluk saymadı. Mahkeme Hasuhanovun işkence gördüğünü kabul etti, ancak bu konu üzerinde hiçbir yorum getirmedi. işte, mahkeme kararından bir alıntı: Soruşturma sırasında Hasuhanov suçlu olduğuna dair hiçbir itirafta bulunmadıysa da, FGB görevlilerinin fiziksel ve psikolojik baskısı altında, daha önceden hazırlanmış sorgulama tutanaklarını imzalamaya zorlandı. Yargıç, Hasuhanova, "Size karşı şiddet içeren yöntemler uygulandığını söylediniz Size karşı şiddet içeren yöntemler uygulamış olanların isimlerini söyleyebilir misiniz? " diye sordu . "İsimlerini söyleyemem, çünkü onları tanımıyorum." işkenceciler kurbanlarına kimliklerini açıklamayı ihmal etmişlerdi; mahkeme bu detayı görmezden geldi. Mahkeme, sanığın kafatasında bir çöküntü olmasına karşın, bir tıbbi rapor hazırlanması istemini dahi reddetti. Mahkeme, kereste fabrikasının müdürü Tebloyeve, Hasuhanovun fabrikanın hastanesinde kalıp kalmadığını sormakla yetindi. Tebloyev bu soruya şöyle cevap verdi: "Evet. 3 Mayıs 2002den Eylül ayına kadar göğüs kafesindeki kırıklar nedeniyle orada yattı." Mahkeme bu bilginin de üzerinden atladı. Yine mahkemenin almış olduğu karardan aktarıyorum: Duruşmalarda sanık Hasuhanov kendisine atfedilen suçları işlediğini kabul etmedi. Yasal olarak seçilmiş olan Devlet Başkanı Maşadovun belirli isteklerini ve vermiş olduğu görevleri yerine getirmeyi görevi olarak gördüğünü söyledi. Terörist eylemler gerçekleştirmek için hazırlıklar yaptığını ya da saha komutanlarına mali kaynak sağladığını inkar etti. Sanık Maşadovun, sadece kendi eliyle üzerine Gerçek kopya ibaresini yazdığı , belirli emirler ve talimatlarının doğruluğunu kabul etti. Hepsi bu kadar mı? Evet, hepsi bu kadar. Verilen ceza, aftan yararlanma imkanı olmaksızın, sert bir rejimle yönetilen bir çalışma kampında on iki yıl süreyle alıkonulmaktı. Mahkumun son sözleri şunlar oldu : "inançlarımdan vazgeçmek gibi bir niyetimin olmadığını belirtmek isterim . Çeçenistanda olanları, insan haklarının pervasızca ihlal edilmesi sayıyorum. Kimse gerçek suçluları yakalamak için bir şey yapmıyor. Mevcut durumun bu şekilde devam etmesi halinde , benim gibi daha pek çok insan sanık sandalyesine oturtulacaktır. " Sovyetler Birliği zamanında uzun yıllar boyunca, içinde yaşayıp da kurtulmaya çalıştığımız o korkunç karanlık yine etrafımızı sarıyor. FGBnin, ideolojik ihtiyaçlarına uyacak davalar imal etmek amacıyla, mahkemeleri ve savcılık makamını suç ortakları haline getirerek, işkenceye başvurduğuna dair gittikçe daha fazla sayıda hikaye anlatılıyor. Bu tablo, istisna olmaktan ziyade kurala dönüşmüş durumda. Bundan böyle, tüm bu olanlar sanki münferit olaylarmış gibi davranamayız. Tüm bunların sonucunda Anayasamız, onu güvence altına almayı amaçlayan her türlü teminata rağmen, ölüm döşeğinde yatıyor ve FGB, anayasanın cenazesini kaldırmakla meşgul. Hasuhanovun, hakkında mahkumiyet kararı verilmiş olan kişilerin konvoylar halinde ülkenin diğer bölgelerine gönderilmek üzere bir araya getirildikleri bir tür dağıtım merkezi olan, acımasızlığıyla ün salmış Moskovadaki Krasnaya Presnya geçici hapishanesine getirildiğini öğrendiğimde, Uluslararası Kızıl Haçın Moskova bürosunu telefonla aradım. Belirli mahkumları, genellikle sadece burada çalışan insanlar ziyaret edebiliyorlar. Onları telefonla aradım, çünkü Hasuhanovun maruz kaldığı işkencelerin ardından sağlık durumunun gerçekten de çok kötü olduğunu biliyordum. Uluslararası Kızıl Haç görevlilerinden Hasuhanovu, ona ilaç vermeleri, hapishane yetkililerinden gerekli tedaviyi görmesini sağlamalarını ve onu düzenli olarak ziyaret etmelerine izin vermelerini istemeleri için Krasnaya Presnya hapishanesinde ziyaret etmelerini istedim. Moskova bürosunun benim başvurumu değerlendirmesi bir hafta sürdü. Başvurumu , ağızlarında , durumun çok karışık olduğuna dair bir şeyler geveleyerek reddettiler. Kızıl Haç, Rus yetkililer hapishane ziyaretlerine izin vermedikleri için işlevlerini genellikle yerine getiremiyor. ALBAY BUDANOV DAVASI Rostov-on-Dondaki bir Kuzey Kafkasya bölge askeri mahkemesi, 25 Temmuz 2003 tarihinde, Rus Ordusunda son olarak albay rütbesiyle görev yapmış, Birinci ve ikinci Çeçen Savaşlarına muharip olarak katılmış ve iki Cesaret Madalyası almış Yuriy Budanovla ilgili hükmünü sonunda verdi. Budanov, ikinci Çeçen Savaşı sırasında Çeçenistanda işlemiş olduğu suçlardan dolayı sert bir rejimle yönetilen bir çalışma kampında on yıl süreyle alıkonulmaya mahkum edildi. Budanov bir Çeçen kızını, Elza Kungayevayı kaçırmış ve onu eşine az rastlanır bir vahşilikle öldürmüştü. Mahkeme aynca Budanovun rütbesini ve devlet tarafından verilmiş olan madalyalarını geri aldı. Budanov davası 26 Mart 2000 tarihinde, Putinin Devlet Başkanı seçildiği gün görülmeye başlandı ve ikinci Çeçen Savaşı süresince, üç yıldan fazla sürdü. Dava, Kremlinden en küçük köye uzanıncaya kadar hepimiz için bir sınav haline geldi. Hepimiz, her gün Çeçenistanda insanları öldüren, soyan, işkence eden ve tecavüz eden bu askerlerin ve görevlilerin yaptıklarına bir anlam vermeye çalıştık. Bunlar gangsterler ve savaş suçluları mıydı? Yoksa uluslararası terörizme karşı verilen küresel bir savaşın, ellerindeki bütün silahları kullanan, soylu amaçları kullandıkları araçları haklı kılan, uluslararası terörizme karşı verilen uluslararası bir savaşın yılmaz savunucuları mıydılar? Budanov davası son derece siyasallaştı, zamanımızın gerçek bir sembolü haline dönüştü. Bu yıllarda Rusyada ve dünyada meydana gelen her şey, bu davanın ışığı altında görüldü : 11 Eylül 2001de New Yorkta olanlar; Afganistandaki ve Iraktaki savaşlar; uluslararası bir anti-terörist koalisyonun oluşturulması; Moskovada 2002 yılının Ekim ayında yaşanan rehine alma olayı; Çeçen kadınların üst üste, sonu gelmeyen bir biçimde kendilerini havaya uçurmaları; ve ikinci Çeçen Savaşının Filistinleştirilmesi. Bu çarpıcı, trajik dava, karşı karşıya olduğumuz bütün güçlükleri açığa çıkardı. Daha da önemlisi, Putinin başkanlığı altında ve savaşın bir sonucu olarak bütün Rus adalet sisteminin geçirmiş olduğu patolojik değişimi hepimizin görebileceği şekilde ortaya serdi. Demokratların uygulamaya koymaya çalıştıkları hukuki reform ve Yeltsinin bunu desteklemek için yapmış olduğu her şey, Budanov davasının basıncı altında çöktü çünkü üç yılı aşkın bir süre boyunca, hala bağımsız bir yargıya sahip olmadığımız gerçeğini açıkça gördük. Bizler anayasal bir işleyiş yerine, politikacıların söylediklerini yapan bir yargı sistemine sahibiz. Bunun da ötesinde, insanların çoğunun durumun böyle olmasında bir olağandışılık görmediklerini keşfettik. Bugün Ruslar beyinleri propagandayla yıkanmış, büyük ölçüde Bolşevik düşünüş şekline gerine dönmüş durumdalar. Elza Kungayevanın -albay tarafından vahşice boğulan kızın- neler olup bittiğini herkesten daha iyi bilen anne ve babası, 25 Temmuz 2003 tarihinde yapılan duruşmaya katılma zahmetine bile girmediler. Kızlarını katletmiş olan adamın aklanacağından emindiler çünkü . Ancak o sırada bir mucize gerçekleşti; yaşanan şey hem bir mucize hem de Yargıç Vladimir Bukreyevin cesurca davranışıydı. Yargıç, Budanovu suçlu buldu ve bundan başka onu, göstermelik gözaltı süresinin çok üzerinde bir cezaya mahkum etti. Böylelikle Bukreyev, Budanovu aktif biçimde destekleyen bütün Rus askeri kurumlarını karşısına almış oldu. Rusya'da askeri mahkemeler, başkomutanı Devlet Başkanı olan silahlı kuvvetlerin nüfuzu altındadır. Kremlinden ve Savunma Bakanlığından gelen muazzam baskıya karşın Yargıç Bukreyev, Budanovun hak ettiği cezayı alması gerektiğine karar verdi. Bununla birlikte, bu süreçte, yargıç bir kez daha, dün olduğu gibi bugün de Rusya'da yargı sisteminin politikacıların kölesi konumunda olduğunu da gösterdi. Ek not: Budanov'u mahkum eden yargıç Vladimir Bukreyev, 6 Temmuz 2009'da rüşvet almaktan suçlu bulundu ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bunun da bir Putin komplosu olduğuna dair hiçbir şüphe yok. DAVA Budanov davasını kuşatan efsaneleri ortadan kaldırabilmek için burada iddianameden bazı alıntılar yapmama izin verin. Aşağıda yer alan pasajlar, savcılık makamının kuru diliyle yazılmış olmalarına karşın, ikinci Çeçen Savaşının atmosferini bir gazetecinin yapabileceğinden çok daha güzel biçimde ortaya koyuyor. Bu pasajlar, Ordu anarşisinin egemen olduğu, Anti-terörist Operasyon Bölgeleri adı verilen yerlerde konuşlandırılan birliklerin durumunu anlamamızı sağlıyor. Bu atmosfer, tank alayının albayı ve Rus silahlı kuvvetlerinin seçkin bir birliğinin komutam, bir Ordu mensubu, üstün askeri hizmetleri nedeniyle ülkenin en yüksek madalyalarıyla ödüllendirilmiş Askeri Akademi mezunu olan Yuriy Budanovun işlediği suçların esas sebebiydi. 13206. Ordu Birliğinden ( 160. Tank Alayı) sanık Albay Yuriy Dimitriyeviç Budanovla ilgili ve 13206. Ordu Birliğinden sanık Yarbay lvan lvanoviç Fedorovla ilgili iddianame . . . [Başlangıçta alay komutanı Budanov ve yardımcısı Fedorov, her ikisi de 26 Mart 2000 tarihinde suç işlemekle suçlandılar. Daha sonra Yarbay Fedorov, kurbanı sağ olarak kurtulduğundan ve mahkeme salonunda onu açıkça affettiğini söylediği için . ) Ön-soruşturma şunları tespit etmiştir: Yuriy Dimitriyeviç Budadov 31 Ağustos 1998de 13206. Ordu Birliğinin (160. Tank Alayı) komutanlığı görevine atandı . Budanov 31 Ocak 2000 tarihinde albaylık rütbesine yükseltildi. lvan lvanoviç Fedorov 2 Ağustos 1997 tarihinde yarbaylık rütbesine yükseltildi . 16 Eylül 1999da Fedorov 13206. Ordu Birliğinin (160. Tank Alayı) personel başkanlığı ve komutan yardımcılığına atandı. 19 Eylül 1999 tarihinde, Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri Genelkurmayının verdiği 312/00264 Numaralı emirle, Budanov ve Fedorov 13206. Ordu Birliğinin başında, görev amacıyla, daha sonra teröristlere karşı yürütülen operasyonlarda yer almak üzere konuşlandırılacakları Çeçenistan Cumhuriyetine gitmek üzere, Kuzey Kafkasya Askeri Bölgesine doğru yola çıktılar. 13206. Ordu Birliği, 26 Mart 2000 tarihinde , geçici olarak Tangi köyünün eteklerinde konuşlandırıldı... Akşam yemeği sırasında, alay subaylarının yemekhanesinde, Budanov ve Fedorov, Budanovun kızının yaş gününü kutlamak üzere boğma votka içtiler. O gün saat 19da Budanov ve Fedorov, alaydaki bir grup subayla birlikte sarhoş bir halde ve Fedorovun önerisi üzerine, Teğmen R.V. Bagreyev komutası altındaki istihbarat bölüğünü görmeye gittiler. [Daha sonra mahkeme salonunda Budanovu ve Fedorovu kendisine yaptıkları nedeniyle affedecek olan kişi Bagreyevdi . ] Çadırların içinde nizamı denetledikten sonra . . . Fedorov, Budanova, komutanlığına Fedorovun bir muharebe durumunda kendisine güvenilebileceği yolundaki tavsiyesiyle Bagreyevin getirilmiş olduğu istihbarat bölüğünü göstermeyi arzu etti. Fedorov, Budanova istihbarat bölüğünün harekete geçmeye ne ölçüde hazır olduğunu denetlemeyi önerdi. Budanov ilk başta bu öneriyi kabul etmedi, ancak Fedorov ısrar etti. Budanov, Fedorovun önerisini birkaç kez tekrar etmesinin ardından, bölüğün muharebeye ne ölçüde hazır olduğunun sınanmasına izin verdi ve bir grup subayla birlikte Sinyal Merkezine doğru gitti. Denetim izni verilmiş olduğundan Fedorov, Budanova haber vermeden, alayın silahlarını kullanarak Tangiye ateş açma kararı aldı. Fedorov bu kararı . . . karşı taraftan ateş edilmediğinden, acil bir gereklilik olmadan . . . almıştı . . . Fedorovun planını uygulamaya koyması Rus Federasyonunun Silahlı Kuvvetlerinin Genelkurmayı tarafından verilmiş olan, istihbarat birimlerinin esaslı hazırlık yapılmadan kullanılmasını yasaklayan 21 Şubat 2000 tarihli, 2/2/0091 Numaralı emrinin gereklerine alenen aykırıydı . . . Fedorov ateş açma konumuna geçilmesi için emirler verdi . . . Teğmen Bagreyev, aldığı emirlere uyarak bölük personeline emri verdi . . . Üç muharip araç savaş pozisyonu aldı . Hedef alma işleminin tamamlanmasının ardından, kimi ekip üyeleri Fedorovun bir yerleşim yerine ateş açma emrine karşı çıktılar. Fedorov rütbesinin kendisine verdiği yetkileri aşmaya devam ederek, ateş açılması konusunda ısrar etti. Astlarının emrini yerine getirmemelerine sinirlenen Fedorov, Bagreyeve şikayette bulunmaya başladı. Kaba bir tavırla Bagreyevden astlarının ateş açmalarını sağlamasını istedi . Fedorov, Bagreyevin çabasını yeterli bulmayarak bölük personeline bizzat komuta etmeye başladı . . . Ekip ateş açtı . . . ve bir ev . . . yıkıldı. Fedorov, bölüğün personeline yasal olmayan emrini uygulatmakta başarılı olduktan sonra Fedorov, Bagreyevi üniformasından tuttu ve ona kaba bir tavırla hitap etmeye devam etti. Bagreyev direniş göstermedi. . . ve kendi bölümünün çadırına geri döndü . Budanov . . . Fedorova ateşi kesmesini ve kendisine rapor vermesini istedi. Fedorov, Bagreyevin ateş açma emrini kasıtlı olarak yerine getirmediğini söyledi. Bagreyeve Budanovu görmesi emredildi . Budanov . . . Bagreyeve hakaret etti ve daha sonra yüzüne en az iki kez yumruk attı. Budanov ve Fedorov, aynı zamanda nöbet görevi yapmakta olan askerlere Bagreyevi bağlamalarını ve onu . . . bir çukurun içine koymalarını emrettiler . . . Daha sonra Budanov, Bagreyevi üniformasından tuttu ve onu yere çarptı. Fedorov, Bagreyevin suratını tekmeledi. Görev başındaki askerler yerde yatan Bagreyevi bağladılar. Ardından Budanov, Fedorovla birlikte Bagreyevi tekmelemeye devam etti. Bu dayak faslının ardından, Bagreyev elleri ve ayakları bağlı bir şekilde oturur durumda bırakıldığı çukurun içine konuldu. Dayağın üzerinden otuz dakika geçtikten sonra Fedorov çukura geri döndü , içeri atladı ve Bagreyevin yüzüne en az iki kez yumruk attı . . . Bu dayak, alayın subayları tarafından durduruldu . . . Birkaç dakika sonra Budanov çukurun bulunduğu yere geldi. Onun emriyle Bagreyev çukurdan çıkarıldı. Budanov, Bagreyevin kendisini bağlarından kurtarmış olduğunu görünce, görevdeki askerlerden onu yeniden bağlamalarını istedi. Bu emir yerine getirilince Budanov ve Fedorov, Bagreyevi yeniden dövmeye koyuldular. . . Bagreyev yeniden, elleri ve ayakları bağlanmış olarak çukurun içine kondu ... Fedorov çukurun içine atladı ve Bagreyevin sağ kaşının üzerine vurdu . Bagreyev 27 Mart 2000 günü saat 8e kadar çukurun içinde tutuldu . . . Daha sonra Budanovun emriyle serbest bırakıldı. Üstlerinin emirleri dışında hareket eden Budanov, 26 Mart saat 24te, bir YAO üyesinin Zareçnaya Caddesi No. 7de olup olmadığını kontrol etmek için şahsen Tangiye gitmeye karar verdi . Budanov, Tangiye gidebilmek için astlarına 391 Numaralı Silahlı Personel Taşıyıcısını (SPT) hazırlamalarını emretti. Yola çıkmadan önce Budanov ekibi kendilerini, standart yapım Kalaşnikov-74 saldırı silahıyla silahlandırdılar. Bu sırada Budanov, SPT ekibine, yani Çavuş Grigoryev, Yegorov ve Li-En-Şouya, görevlerinin bir kadın keskin nişancıyı tutuklamak olduğunu söyledi... Budanov, Tangiye saat l'den önce ulaştı... Onun verdiği emirle SPT, Kungayeva ailesinin yaşadığı, Zareçnaya Caddesindeki 7 Numaralı evin önünde durdu. Budanov yanında Grigoryev ve Li-En-Şou bulunduğu halde eve girdi. Evde, kendisinden daha küçük yaşlarda olan dört erkek ve kız kardeşiyle birlikte Elza Visayevna Kungayeva vardı. Anne babaları evde yoklardı. Budanov anne babalarının nerede olduklarını sordu. Sorusuna bir cevap alamayan Budanov, yetkisini aşmaya devam etti ve 3 Sayılı Terörizme Karşı Mücadele Federal Yasasının 13. maddesine aykırı bir biçimde, Li-En-Şou ve Grigoryeve, Elza Visayevna Kungayevayı tutuklamalarını emretti. Kanunlara uygun biçimde hareket ettiklerine inanan Grigoryev ve Li-En-Şou, Kungayevayı tutukladılar, onu evden aldıkları bir battaniyeye sardılar, evden çıkardılar ve 391 Numaralı SPTnin saldırı bölmesine koydular... Budanov, Kungayevayı 13206. Ordu Birliğinin bulunduğu yere götürdü. Budanovun emriyle Grigoryev, Yegorov ve Li-En-Şou, hala battaniyeye sanlı durumda olan Kungayevayı , Budanovun kaldığı prefabrike subay barınağına götürdüler ve onu yere yatırdılar. Daha sonra Budanov onlara etrafta kalmalarını ve hiç kimseyi içeriye almamalarını emretti . Kungayevayla baş başa kalan Budanov, ondan anne babasının nerede oldukları konusunda bilgi istedi ve aynı zamanda savaşçıların Tangiden hangi yolları kullanarak geçtiklerini sordu. Kungayeva konuşmayı reddedince, onu sorgulama hakkı olmayan Budanov bilgi istemeye devam etti. Kungayeva bilgi vermeyi reddettiğinden Budanov, genç kızı dövmeye başladı, yüzünü ve vücudunun diğer yerlerini yumrukladı ve tekmeledi. Kungayeva, onu iterek ve barınaktan kaçmaya çalışarak direnmeye çalıştı. Budanov, Kungayevanın bir YAO üyesi olduğuna ve 2000 yılının Ocak ayında kendi emrindeki askerlerin öldürülmesinde rol oynadığına inandığından, onu öldürmeye karar verdi. Bu amaçla Kungayevayı elbisesinden tuttu, onu bir kamp yatağına fırlattı ve boynunu arkasından sıkıca tutarak onun hiçbir hayat belirtisi göstermediğinden emin oluncaya kadar boğazından sıkmaya başladı. Budanovun kasıtlı hareketi boğularak ölüme yol açtı.... Budanov, Grigoryev, Yegorov ve Li-En-Şouyu içeriye çağırdı ve onlara cesedi götürmelerini, birlikten uzaklarda bir yere gizlice gömmeleri emrini verdi . Budanovun emirleri 391 Numaralı SPTnin ekibi tarafından yerine getirildi. Grigoryevin 27 Mart 2000 sabahında Budanova bildirdiği şekilde, Kungayevanın cesedini gizlice taşıdılar ve orman fidanlıklarından birine gömdüler. Sanık Budanov ve Fedorov mevcut suçlamalarla ilgili olarak sorgulandıklarında, kendilerine isnat edilen suçlamaları kısmen kabul ettiler. Soruşturmanın ilk başlarında verdikleri ifadeyi değiştirdiler. Sanık: Yuriy Dimitriyeviç Budanov 27 Mart 2000 tarihinde tanık olarak sorgulandığı zaman Budanov, Tangiye gittiğini evlerden birinde mayınlar bulduğunu ve iki Çeçeni gözaltına aldığını anlattı. Budanov hiç kimsenin Bagreyevi dövmediğini iddia etti. istihbarat bölüğünün çatışmaya ne ölçüde hazır olduğuna yönelik bir kontrolü yerine getirirken birlik Saldırı emrine yanlış biçimde karşılık verdi. Bir çelişki yaşandı. Bagreyev, Fedorova hakaret etti . O da bunun üzerine Bagreyevin tutuklanmasını emretti. Budanov, Fedorovun Tangiye ateş açılması emri verdiğini veya köye ateş açılmış olduğunu inkar etti. Soruşturmanın sonunda Budanov, akrabaları Çeçenistandaki yasadışı oluşumların üyesi olan bir kadının hayatına son vererek suç işlediğine dair bir itirafname yazmak için izin istedi. Daha sonra, el yazısıyla hazırladığı itiraf namede Budanov şu bilgileri verdi. Budanov 26 Mart 2000 tarihinde, bir kadın keskin nişancıyı alıp götürmek ya da ele geçirmek üzere Tanginin doğu eteklerine doğru yola çıktı. Birliğe geri döndüklerinde kız onun kaldığı yere götürüldü, yaşanan bir arbede sonucunda Budanov kızın bluzunu ve sutyenini yırttı. Kız kaçmaya çalışmaya devam etti. Budanov kızı boğarak öldürdü . . . Budanov kızın elbisesinin alt bölümünü üzerinden çıkartmadı... Budanov ekibi çağırdı, onlara cesedi bir battaniyeye sarmalarını, arabayla tank taburunun yakınlarındaki bir orman fidanlığına götürmelerini ve onu gömmelerini emretti . 28 Mart 2000 tarihinde sorgulandığında Budanov, 3 Mart 2000 tarihinde operasyon kaynaklarından Tangide bir kadın keskin nişancının yaşadığını öğrendiğini söyledi... Kendisine kadının bir resmi gösterilmişti. Bu bilgi kendisine savaşçılarla görülecek hesabı olan bir Tangi sakini tarafından verilmişti. Kızı gözaltına aldıktan sonra alaya geri döndüler... Budanov onu kaldığı yerin uzak bir köşesine doğru sürükledi, kamp yatağının üzerine fırlattı ve boğmaya başladı... SPTnin komuta subayı verilen işaret üzerine içeri girdi. Kız Budanovun barınağının uzak köşesinde, yerde, üzerinde sadece pantolonu olduğu halde yatıyordu... Budanov, kızın annesinin nerede olduğunu söylememesi yüzünden çileden çıkmıştı. Budanovun sahip olduğu bilgiye göre, bu kızın annesi 15-20 Ocak 2000 tarihlerinde Argun Ravinede on iki asker ve subayı öldürmek için bir suikast tüfeği kullanmıştı. 30 Mart 2000 tarihinde sorgulandığı sırada Budanov suçunu kısmen kabul etti... Budanov, Kungayevanın davranışlarıyla ilgili ifadesini kısmen değiştirerek, onu en sonunda kendilerini kurnazlıkla yeneceklerini, kendisinin ve komutası altındakilerin asla Çeçenistandan sağ çıkamayacaklarını söylediğini belirtti. Kız, Budanovun annesiyle ilgili ağza alınmayacak sözler söyledi ve kapıya doğru koşmaya başladı. Kızın söylediği son sözler Budanovu çileden çıkarmıştı... Budanovun tabancası yatağın yanındaki masanın üzerinde duruyordu. Kungayevayı yeniden yatağın üzerine fırlattı, onu sağ eliyle boğazından tuttu ve sol eliyle tabancaya erişmesini önlemek üzere kolunu tuttu . . . [Budanovun ifadesindeki bu aşamalı değişiklikler, Kremlinin ve ordunun, savcılık makamının iki madalyalı bir albayı tutuklayarak gerçekleştirdiği beklenmedik cesurca uygulama karşısında yaşadıkları şoktan çıkıp, soruşturmayı yürüten görevlilere baskı yapmaya başladıkları için meydana geldi. Sonuçta, Budanova, hukuki sonuçları minimize etmek ve hatta muhtemelen cezai sorumluluktan bütünüyle kurtulmak için ne söylemesi gerektiği konusunda yol göstermeye başladılar. ] Daha sonra yapılan bir görüşmede Budanov, Kungayevlerin YAO üyesi olduklarını nereden bildiğine dair ek bir detaylı ifade verdi. Bu konuyla ilgili bilgiyi 2000 yılının Ocak-Şubat aylarında, Argun Ravinede yaşanan çatışmaların ardından karşılaştığı Çeçenlerin birinden almıştı. Bu Çeçen ona Kungayevayı bir Dragunov marka bir suikast tüfeği tutarken gösteren bir fotoğraf vermişti . 4 Ocak 2001de yapılan görüşmede Budanov, kendisine yöneltilen Kungayevayı kaçırma suçunu işlemediğini belirten bir ifade verdi. Kendisine verilmiş olan bilgi doğrultusunda kurallara uygun biçimde davrandığını düşünüyordu, onu polis güçlerine teslim etmek amacıyla tutuklamıştı. Bunu, gözaltındaki şahıstan savaşçıların nerede olduklarını öğrenme umuduyla yapmamıştı. Aynı zamanda savaşçıların Kungayevanın gözaltına alındığını öğrenmeleri durumunda, onun serbest kalmasını sağlamak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarının farkındaydı. Bu nedenle derhal alaya geri dönmeye karar vermişti, önceden tasarlayarak cinayet işlemekten suçlu olduğunu kabul etmedi... Son derece duygusallaşmıştı ve onu nasıl olup da boğma noktasına geldiğini açıklayamıyordu . Sanık: lvan lvanoviç Fedorov 3 Nisan 2000 tarihinde tanık olarak ifadesi alınan Fedorov, 26 Mart 2000de kendisinin, Arzumanyanın [Ermeni silah arkadaşı] ve Budanovun istihbarat bölüğünü denetlemeye gittiklerini belirtti. Fedorov denetlemeyi tamamladıktan sonra Bagreyeve geçici bir emir verdi: "Komuta merkezi saldırı altında: Ateş açma pozisyonu alın," dedi ve hedefin konumunu gösterdi. Daha sonra Fedorov, Bagreyevi çağırttı ve neden savaş araçlarının ateş pozisyonuna getirilmediğini sordu. Fedorov, Bagreyevin ne cevap verdiğini hatırlayamadı... Ardından Bagreyevi üniformasından yakaladı. [ Fedorov] Bagreyevin kollarıyla bacaklarının bağlanması emrini kimin verdiğini hatırlamıyordu Fedorov bunun ardından Bagreyeve doğru ilerledi ve ona birkaç kez vurdu... Daha sonra Fedorovun emriyle Bagreyev çukurun içine kondu. Fedorov, Bagreyeve kendisiyle ilgili tam olarak ne düşündüğünü söylemek üzere çukura atladı. Fedorov çukurdan Arzumayan tarafından çıkartıldı. Fedorov, Budanovun o gece Tangiye gitmiş olduğunu ancak ertesi sabah öğrendi Fedorov 20 Mart 2000 tarihinde ya da bu tarih civarlarında Budanovun elinde, Budanovun bir keskin nişancı olduğunu söylediği bir kadının resmini gördü. Budanova göre bu kadın Tangide yaşıyordu Kadın, otuz yaşından daha büyük görünmüyordu. 25 Mart 2000 tarihinde ya da bu tarih civarlarında Budanov, Tangiye gitti ve bir Çeçen ona savaşçıların yaşadıkları evleri gösterdi... Mağdur Taraf: Visa Umaroviç Kungayev.. Urus-Martan Sovyet Çifliğiden tarım ekonomisi uzmanı, Elza Visayevna Kungayeva'nın babası Elza ailenin en büyük çocuğuydu, alçakgönüllü, sakin, çalışkan, terbiyeli ve dürüst bir insandı. Karısı hasta olduğundan ve çalışmasına izin verilmediğinden bütün ev işlerini Elza yapmak zorundaydı. Aynı sebepten dolayı Elza, kendisinden küçük olan kardeşlerine bakma sorumluluğunu da taşıyordu. Bütün boş zamanını evde geçiriyordu ve dışarıya çıkmıyordu. Hiç erkek arkadaşı yoktu. Erkeklerle ilişki konusunda beceriksiz biriydi. Hiçbir erkekle yakın ilişkisi yoktu. Kısacası, Visa Umaroviçin kızı bir keskin nişancı değildi. Herhangi bir silahlı oluşumun üyesi değildi. Bu iddia saçmaydı. 26 Mart 2000 tarihinde karısı ve çocuklarıyla birlikte seçimlerde oy kullanmaya gitmişti. [İronik bir biçimde, Putinin Başkan seçildiği gündü. ] Evin işleriyle meşgul oldular. Karısı dışarı çıkmaya, Urus-Martandaki erkek kardeşini görmeye hazırlanmıştı, o çocuklarla birlikte evde kaldı . Elektrikler kesik olduğu için saat 21 sularında yatmaya gittiler Mart saat 00:30 sularında bir askeri aracın gürültüsüne uyandı . . . Pencereden dışarı baktı ve evlerine doğru gelmekte olan yabancılar gördü . En büyük kızı Elzaya seslendi ve kızına evin askerlerce sarılmakta olduğunu söyleyerek, ondan bütün çocukları uyandırmasını, üstlerini giydirmesini ve onları evden çıkarmasını istedi. Kungayev, 20 metre ötede yaşayan erkek kardeşini bulmak amacıyla evden dışarı fırladı. Zaten erkek kardeşi de onu görmek için dışarıya fırlamıştı . . . Erkek kardeşi eve girerken, resmini Kızıl Yıldız gazetesinde görmüş olduğu için tanıdığı Albay Budanovu gördü. Budanov ona, "Sen de kimsin? " diye sordu. Adlan, evin sahibinin erkek kardeşi olduğu cevabını verdi . Budanov kaba bir tonla karşılık verdi: "Defol git buradan. " Adlan evden koşarak çıktı ve bağırmaya başladı . Kungayev, çocuklarının kendisine anlattıklarından , Budanovun daha sonra askerlerine Elzayı götürmeleri emrini verdiklerini biliyordu. Onu bir battaniyeye sararak dışarıya çıkardılar. Akrabaları derhal koşarak geldiler ve Kungayevin kızını aramaları için herkesi uyandırdılar. Kungayev, köy yönetiminin başındaki kişiye , köyün askeri komutanına ve Urus-Martan Bölgesi askeri komutanına gitti. Saat sabah 6da kızını bulabilmek için arabayla Urus-Martana gittiler. 27 Mart 2000 gününün akşamında Elzanın öldürüldüğünü öğrendiler. Kungayeve göre Budanov, Elzayı güzel bir kız olduğu için kaçırmış ve daha sonra da ona tecavüz etmişti. Görgü tanığı A.S. Magamayev, ifadesinde Kungayevlerin bir komşusu olduğunu belirtti . Kungayevler yoksul bir aileydiler. Zamanlarının çoğunu tarlada çalışarak geçiren insanlardı . Elzayı doğumundan bu yana tanıyordu. Utangaç bir kızdı ve yaşıtı erkeklerle görüşmezdi . Elzanın asla herhangi bir silahlı oluşuma üye olmadığını kesin bir dille söyley
·
1.701 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.