Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İHTİLAL BAROMETRESİ
Fransa'da sürgünlüğü sırasında Asturias, ülkesindeki diktatör Estrada Cabrera'yı yeren bu romanını kaleme alır. Bundan sonra ise bu roman, Latin Amerika ülkelerinde ve Avrupa'da büyük ilgi görür. Fransa'da ödül de alır. Asturias, bir röportajında romanı hakkında şunları söylemiştir: "Benim tehlikeli kitaplar yazdığım söyleniyor. Onu bilmem. Eğer öyleyse en tehlikeli romanım Sayın Başkan'dır. Güney Amerika ülkelerinde ne zaman ihtilal havası eserse,kitapçı vitrinlerinden ilk kaldırılan kitap <Sayın Başkan> olur. Onun için bu romanı Güney Amerika'da siyasi bir Barometreye benzetirler." Peki kitabı bu kadar tehlikeli yapan nedir, birlikte bakalım. Romanın sürükleyici hikayesini işlenen bir cinayet oluşturur. Bu olay üzerinden konuyla ilgisi olmayan dilencilerin sorgulama sırasında yaşadıklarına tanık oluruz. Onlar hapisteyken ayrıca politik nedenlerle hapiste olan başka insanlara rastlarız. Bunlardan birisi, kilise memurudur. Suçu ise kilisenin duvarına bir duyuru asarken yanlışlıkla Başkan'ın annesinin doğum gününü bildiren duyuruyu indirmesidir. Adalet mekanizmasındaki keyfilikten tek muzdarip olanlar bu isimlerle de sınırlı kalmaz. Bu konu hakkında yazarın "Suçlu olup olmadığınızı düşünmeyin General. Siz yalnız­ca Başkan'ın hoşuna gidip gitmediğinizi düşünün; hükümetin tutmadığı bir suçsuz, bir suçludan çok daha kötü durumdadır," şeklinde ifade ettiği üzere aranılan koşul, Başkan'ın hoşuna gidip gitmemektir. Halk ise yoksulluk içindedir. Öyle ki kötü işleyen bu sisteme karşı ellerinden sadece Tanrıya dua etmek gelir. Sistemi tıkayan başlıca unsurlardan birisi, liyakatin diskalifiye edilip, her türlü işe girmenin yolunun Başkan'a yakın olmaktan geçmesidir. Bundan dolayı, Başkan'a yalakalık yarışı içinde bir sürü insan olduğunu görürüz. Onun her dediği kanun niteliğinde olup karşıt bir düşünce Başkan'a yani devlete hıyanet teşebbüsü olarak algılanır. Yazar bu sosyal adaletsizliği şu satırlarda sade ama etkileyici şekilde dile getirir: "Bazıları en gerekli şeyden yoksundu, ekmeklerini kazanmak için çalışmak zorundaydılar; ötekilerse bolluk içindeydi, boş vakitten yana da zengindiler. Sayın Başkan'ın dostları, kırk elli evin sahibi kimseler, yedi ya da sekiz görevi tek başına yüklenen memurlar, ruhsat, unvan, tasarruf sandığı, kumarhane, horoz dövüştürme sahaları, işçi fabrikaları, genelevler, lokanta ve "ödeneğe" bağlanmış gazete sahipleri…" Ödeneğe bağlanan gazete sahipleri belki de bu sistemin işleyişinde nirengi noktasıdır. Bir diktatörün koltuğunda kalması için bu tarz bir basın mutlak surette gereklidir. Çünkü, halk ne kadar yoksulluk içinde olursa olsun, adalet mekanizmasında istediği kadar hukuksuzluk ve keyfilik egemen olsun, Başkan ve yakınları istedikleri kadar şatafat içinde hayat sürsünler, ödeneğe bağlanmış kaliteli yalaka basın ağı, tüm bunları güzelleyerek anlatırlar. Bu sayede halka yalanları doğru, doğruları yalan olarak lanse ederler. Diktatör denilince ilk akla gelen isimlerden biri olan Hitler'in dediği üzere, bir yalan ne kadar sık ve şiddetle söylenirse o kadar inanırlık kazanır. Bununla birlikte hakkında türetilen efsanelerle bulutlar üzerine yükseltilmiş bir başkan kültü yaratılır ve Hitler olur Führer. Başkan herhangi bir hata yapamaz, ortada bir hata varsa mutlaka yanındakiler yüzündendir. Onları Başkan'ın göreve getirmesi bir çelişki oluştursa da bu göz ardı edilir. Zaten bu ve benzeri çelişkileri dile getirenler herhangi bir nedenden dolayı vatan haini ilan edilirler. Suskunluk ya da Başkan'a övgü seçenekleri arasında sıkışmış halk çoğunlukla ilkini tercih etmek zorunda kalır. Bu durum, zincirleme bir olaylar silsilesine neden olur: İçinde bulunulan olumsuzluklara tepki veremeyen halkın korkusu artar ve korkunun etki alanı genişler. Herhangi bir düşüncesini dile getirmeden önce hain ilan edilmek ve fişlenmek endişesinden dolayı, gündeme ve yaşanılan her türlü olumsuzluklara tepkisiz hale gelirler. Bu, onların bir süre sonra karakterine nüfuz eder. Öyle ki sokakta birisi soyulurken boş gözlerle bakar hale gelirler. Halk; iş arkadaşlarına, normal arkadaşlarına, akrabalarına, komşularına hatta ailesine bile yabancılaşırlar. Çünkü bu insanlar, kendisini ispiyonlayabilecek potansiyel tehdit unsurlarıdır. Zaten toplum bin parçaya bölünmüş hale gelir. Ve her parça diğer parçadaki insanlara hıncını boşaltacak imkan arar ya da bu imkanı kendi yaratır. Sonuç olarak ülke tam bir distopyaya döner. Aynı, Asturias'ın Sayın Başkan romanında anlatılan ülkesi gibi… Böyle bir ülkede anayasa sadece laftan ibaret kalır. Romanda herhangi bir sorunda insanların Başkan'a ulaşmanın yollarını aramaya çalışmaları bunun başarılı bir göstergesidir. Gerek bu durumu gerekse de genel durumu yazar şu şekilde ifade eder: "Dostum dostum ... Yeryüzündeki biricik yasa piyangodur... Piyango vurursa idam edilir, piyan­go vurursa hapse atılır, piyango vurursa milletvekili, diplomat, cumhurbaşkanı, general, bakan olursunuz. Her şey piyangoy­ken okuyup dirsek çürütmenin faydası ne burada? Piyango dostum, piyango ... Bir bilet alın bakalım ..." Yani, böyle bir ülkenin anayasası bir piyangodur. Durgun bir temposu olan roman, bence gücünü de buradan alır. Gizem bulutu ardında bir Tanrı gibi olan Başkan'ın gölgesine hem girmek isteyen hem de ondan kaçmaya çalışan bir toplumun suskunluğunu en iyi anlatabilecek olan, durgun bir tempodur. Halk kendi geleceği için adeta bu bulutun altında kalmak için birbirileriyle yarış içindedir. Öte yandan ise ferah bir nefese hasret olduğu için bu bulutun altından sessizce çıkmaya uğraşırlar. Dilenciler, kilise memuru, kaçak Generalin kızı, bu kızı genelevine almaya çalışan kadın, bu kızla evlenen memur, polisler, askerler ve hatta ihtilalci General… Romanın sonlarına doğru seçim vaktinin geldiğini anlarız. Halk oy vermekte özgürdür ama verdikleri oyun kime olduğuna göre geleceklerini iyi hesap etmek durumundadırlar. Bu durumu romanda, Başkan'a oy verilmesi için yapılan şu uzun ve etkileyici duyurudan etkileyici şekilde görebiliriz: "Yurttaşlar, Sayın Cumhurbaşkanı'nın adını anmak demek, Sayın Cumhurbaşkanımızın adil yönetimiyle çağdaş uygarlık alanlarında değerli kazanımlar sağlamış ve sağlayacak olan ulusumuzun kutsal çıkarlarına özgürlük meşalesini tutmak de­mektir. İyi niyetli ve anarşi düşmanı insanlar olarak ulusumu­zun yazgısını aynı zamanda yurdumuzun da yazgısı olduğunu bilen, görevini anlamış özgür yurttaşlar olarak, cumhuriyeti­mizin geleceğinin büyük Başkanımızın yeniden seçilmesine, ancak ve ancak onun yeniden seçilmesine bağlı olduğunu bil­diririz. Başımızda zamanımızın en önemli devlet adamı, tari­hin, büyüklerin büyüğü, bilgelerin bilgesi, liberal düşünür ve demokrat diye selamlayacağımız bir devlet adamı bulunurken devlet gemisini neden yabancı sulardan geçirmeye kalkalım? Onun yüksek yerinde bir başkasının bulunacağını düşünmek bile ulusun iyiliğine, kendi iyiliğimize karşı bir suikasttır; bunu aklından geçirmeye cüret eden kimse buna cüret etmemeli, toplum için tehlikeli bir akıl hastası olarak hapsedilmeli, aklı yerindeyse yasalara göre vatan haini olarak hüküm giymelidir. Yurttaşlar, oy sandıkları sizleri bekliyor ... Ulusun yeniden seçe­ceği adayımıza oy veriniz …" Batı'dan gelen demokrasiyi ülkesinde egemen kılmakla yetinmeyen sözde liberal Sayın Başkan, halkına "üstün demokrasi" getirerek ülkesinin Batı'yı bile geçmesini sağlamıştır. Haliyle oylar Başkan'a verilmelidir. Yoksa iç ve dış düşmanlar ülkeyi yok etmek için tetikte beklemektedir.
Sayın Başkan
Sayın BaşkanMiguel Angel Asturias · Yordam Kitap · 2020278 okunma
··
542 görüntüleme
Ayşe* okurunun profil resmi
''Başkan herhangi bir hata yapamaz, ortada bir hata varsa mutlaka yanındakiler yüzündendir. Onları Başkan'ın göreve getirmesi bir çelişki oluştursa da bu göz ardı edilir.'' :D ısısısıı bana birini hatırlatıyor ama ismi lazım değilin adını yazarsam içeri alıyorlar, kitabı da yazarı da ilk kez duyuyorum ilgimi çekmedi değil :} ağzına sağlık.
Kaan okurunun profil resmi
Doğru, Guatemala'da içeri alabilirler. :DD Tavsiye ederim. Kaliteli bir yazar, nitekim Nobel de almış. Kesin seversin. Teşekkür ederim. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.