Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

269 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ali Şiası Safevi Şiası
Kitap, tevhidin net bir şekilde açıklandığı bir cümle ile başlıyor: "La (Hayır)" . Bu kelime şirke doğrudan balyozu indiriyor. Belki hızlı bir şekilde okunup geçilebilir ama öyle değil. Hem kabul hem de reddetmeyi aynı cümle içinde barındırması bakımından önemli. Ali Şeriati de önce buna değinerek konuyu açıyor. Ali Şeraiti, Ali Şiası ve Safevi Şiası adlı kitabıyla bizleri İran Devrimi (1979) öncesinde yaptığı konuşmalara davet ediyor. Bu sefer Şiiliğin tarihi, imamet, hilafet, Osmanlı, Safevi, güç mücadeleleri, din, siyaset, saltanat gibi anahtar kelimeler eşliğinde önemli bilgiler aktarıyor. Kapsamlı, derin, farklı okumalar içeren bir içeriğe sahip. İran Devrimi öncesindeki İran'ın siyasi atmosferi içinde yaşadığı sıkıntılar da kitaba olduğu gibi yansır. Kolay yazmaz, yazamaz. Sürekli rejimin soluğunu ensesinde hisseden bir aydın ve onun kısa ömründen etrafa yayılan bilgileri okuyoruz. Al Şia Kara Şia adlı bölümde Şiiliğin devrimci ruhunun, Safeviler zamanında körelip nasıl matem mezhebine dönüştüğünü anlatıyor. Osmanlı ile ilgili hem kendi düşüncelerini hem de toplumdaki farklı bakış açılarına da değiniyor. Osmanlı'nın Hıristiyanlık karşısında bir engel olduğunu, Osmanlı'yı Osmanlı olduğu için değil, Müslüman olduğu için yok etmeye çalışan güçlerin olduğunu, eğer ki Osmanlı bu bölgede yıkılsaydı doğu coğrafyasının hali nice olurdu diye de bir soru soruyor? Safeviler ile Osmanlı'nın birbirlerine nasıl düşman edildiğini de örneklerle anlatıyor. Ali Şiası ve Safevi Şiası ile İran özelinde Safevilerin oluşturduğu din anlayışına karşı çıkarak, Hz. Ali'nin inanç yapısıyla Safevilerin davranışlarını kıyaslar. Bunun yanında hem önceki hem de sonraki dönemlerden örnekler vererek konunun daha da iyi anlaşılmasını amaçlar. Safevileri yerden yere vuruyor. Onların Hz. Ali'nin öğretisi yolunda gitmediklerini ve Nehcül Belağa çevirisinin bile hatalarla dolu olması yanında, toplumun da bu kitabı okumamasını da eleştirir. İran'da hem Safeviler zamanındaki Şia anlayışına hem de onun devamındaki Şia anlayışına da karşı çıkıyor. Şeriati bir sosyolog. O yüzden verdiği örnekler, anlatım, toplumbilimci gözüyle oluyor. Safevi devrini yerden yere vururken buna sebep olarak da o düzenin Ali'nin yolu olmadığını, matemlerin ağıtlarla susturulduğunu ve bunu dönemin Şia olarak adlandırılmasına da karşı çıkıyor. Örneğin, İran'da Aşura zamanı yapılan bazı törenleri, ne dini ne de Şialıkla bir ilgisi olmadığı için eleştiriyor. Toplumun bu şekilde dövünmesiyle uyutulduğunu, özün yerine taklit ve şekilci bir inancın yerleştiğini anlatıyor. Safevi Şialığı ile Ali Şialığı arasında bir bağlantının olmadığını, ikisinin tamamen farklı şeyler olduğunu ifade ediyor. Halifelik ya da imamet tartışması da burada mevcut. Hz. Ali'nin yalnız olduğunu diğerlerinin ise bir grup oluşturarak önce Ömer sonra Osman'ı halife seçtiklerini anlatıyor. Tabi bu konu çok derin ve hala tartışılmaya devam ediyor. Kitap, Ali Şeriati'nin 1970'li yıllarda Şialık üzerine yaptığı konuşmaların bir bölümünü içeriyor. İran toplumunda aynı dini inanca sahip kitlelerin, olayları farklı yorumlanması üzerine düşüncesini ifade ediyor. İran toplum özelinde yaşanan bazı çatışma, ayrılıkları yorumluyor. Var olan düzeni savunan ve Ali'yi donuklaştırıp Kerbela olayında yaşanan üzücü hadiseleri sadece ağıta, dövünmeye indirgeyen anlayışa da karşı duruyor. Safeviler ve oradan da yaşadığı döneme kadar gelen Ali tasavvuru üzerine bir karşılaştırmalı anlatım yapıyor. Ebu Süfyan'dan sonra Emeviler ve aynı gözle olaya baktıkları için de Safevilerin de Şia olamayacaklarını da belirtiyor. Yaşadığı dönemdeki Şialığı Safevi Şialığı olarak (Şialıkla ilgisi olmayan) eleştirirken, gerçeğin ise Ali'ye dönme olan Ali Şia'sı olduğunu belirtiyor. Şeriati, topluluk önünde konuşurken, dinleyenlerin dikkatlerini her daim dinç tutmak için çeşitli anekdotlar anlatıyor. Kendi zamanında kendisine karşı çıkanlar (rejim destekçileri gibi) hakkında da görüşlerini ifade ediyor. Bu kitap herkese hitap etmiyor. Lakin tarih, din, ortadoğu üzerine okuyan kişilerin faydalanabileceği bilgiler yer almaktadır. Anlatım (konuşmalar) kitleye hitap ettiği için akademik bir dil yoktur. İran toplumuna Ali'nin Şiiliği ile Safeviler zamanında oluşan Şiiliğin farkını anlatmaya çalışıyor. Not: Okuduğum kitap, 2. baskı Kasım 1990 tarihli, Yöneliş Yayınları tarafından Feyzullah Artinli'ye tercümesi yaptırılmış. Elimdeki diğer kitap ise 2. baskı Eylül 2011 tarihli, Fecr Yayınları ve Hicabi Kırlangıç tarafından tercümesi yapılmış. Esas okuduğum Yöneliş Yayınları baskısıdır. Ezcümle: Bu kitabı 4 - 7 Mayıs 2020 tarihleri arasında okudum. İnceleme yazısı ise 19 Kasım 2020 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi. Tavsiye ederim.
Ali Şiası Safevi Şiası
Ali Şiası Safevi ŞiasıAli Şeriati · Yöneliş · 1990136 okunma
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.