DNA’nıza sahip çıkın!Sosyal Medya ve genel olarak internet ortamında paylaştığınız
bilgilerin günün birinde hiç ummadığınız bir yerde karşınıza
çıkabileceğini hep hatırlamanız ve paylaşımlarınızı da buna göre
yapmanızda fayda var. Bu bir yana zaten istesek de istemesek de,
internetteki kullanım alışkanlıklarımız ve bazı kişisel özelliklerimiz o
kadar zekice ve biz farkında olmadan kayıt altına alınıyor ki. Neyse
ki bilgisayarlar “Big Data” denilen ve giderek büyüyen bu veri yığınını
henüz tam olarak değerlendiremiyor. Burada arama motorunun,
mama sandalyesi fiyatlarına baktığınız için bebeğiniz olduğunu
varsayarak size bebek malzemeleri reklamı göstermesi türünden
basit numaralar değil kastettiğim. Yakında size dair toplanan kişisel
özellikler sizi o kadar çok ve doğru bir şekilde yansıtacak ki, aynı evde
yaşadığınız kişi bile sizi o kadar iyi tanımlayamayacak.
Moore yasası tedavülden kalkıp işlemci hızları epeydir –neredeyseyerinde sayarken, ihtiyaç duyduğumuz devasa işlem gücünü nereden
bulacağız dersiniz? Aslına bakarsanız işlemci üreticileri performans
sorununu aşamadıkları için çok çekirdekli yani paralel işlem yapan
–ya da yapmaya çalışan- mimarilere sahip tasarımlarla karşımıza
çıkıyor epeydir. Bırakın bilgisayarı, cep telefonumuzdaki işlemcide bile
birden çok çekirdek var artık. Peki aynı işlemci çatısı altına birden çok
çekirdek koymak gibi “taşıma suyuyla değirmen döndürmek” şeklinde
özetleyebileceğimiz bir paralel mimari yerine doğrudan paralel işlem
yapabilen bilgisayarlara ne dersiniz? Evet kuantum bilgisayarlardan
söz ediyorum. Kozan Demircan, bu ay kuantum bilgisayarları mercek
altına alıyor ve size yeni bir dünyanın kapılarını aralıyor. Yeni bir
dünya diyorum çünkü kuantum bilgisayarları sadece “daha hızlı
bilgisayarlar” olarak tanımlamak çok büyük bir hata olur. Bakalım eski
dünyanın yeni bilgisayarları bize gerçekten yeni bir dünya verebilecek
mi? Kuşkusuz bunu zaman gösterecek.
Tuna Emren’in yazısı ise belki de çoğumuzun hiç aklına gelmemiş
pek çok soruyu gündeme taşıyor. DNA’nın şifresini çözmek konusunda
çok önemli adımlar atıldı. Fakat hangi geni açıp hangisini kapamanın
tam olarak ne işe yaradığı konusu hala belirsiz. Zira varyasyonlar
neredeyse sınırsız. Fakat bu alandaki ilerlemeler çok hızlı
gerçekleşiyor. Dolayısıyla yakın gelecekte sahip çıkmamız gereken
bize ait şeyler, sosyal medyada paylaştığımız fotoğraflardan fazlası
olacak.