Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

118 syf.
·
Puan vermedi
Mürekkepli Martin Bir Tek Onda Var
Kitap, üç küçük risalenin cem edilmiş hali olup; dönemin girift atmosferinde töreyen ve Türkçülüğü bulandıran şahıs ve meselelere bir cevap getirme hükmündedir. İlk Risale – İçimizdeki Şeytan Sabahattin Ali'nin "İçimizdeki Şeytan" Kitabına istinaden kaleme alınmış ve böylelikle Sabahattin Ali'nin kirli çamaşırları Atsız tarafından şehir meydanına asılmıştır. Atsız fikir harbindeki hiddetini, kitleleri cûşa getiren şiir anlayaşındaki deruni propaganda usuluyle ve stratejisiyle icra eden, bunu yapmacık bir metod olarak kullanan biri olmadığını defaatle ispat etmiştir. Hasseten bu eser vesilesiyle Atsız'ın, "davasını yaşayan ve yazan" bir Er olduğuna kanaat getirebiliyoruz. Sabahattin Ali'nin bir "dönek" olduğunu, Türk Ocakları'nda tanıştıklarını, heyecanlı ve palavracı biri olduğunu anlatarak başlıyor söze. "Bunlar söylenecek söz mü? Hem senin gibi bir adamın, Sabahattin'i gündemine alması ve ona dair bir risale yayımlaması hiç yakışık alıyor mu?" diyecektim ki; meğer bizim Sabahattin "İçimizdeki Şeytanlar" isimli bir kitap yayımlayıp, Türkçüleri hedef tahtasına koymuş, olmadık şeyler söylemiş ve çeşitli ithamlarda bulunmuş. Atsız da "sen misin bunu yapan?" deyip, almış eline mürekkepli martini. Atsız için Nazım Hikmet yoktur, Nazım Hikmetov vardır. Aynı şekilde artık Sabahattin Ali de bir siluet olup, gayba karışmış ve geride sadece Sabahattin Aliyef kalmıştır. Atsız Sabahattin için özetle şunları söylemektedir; Kendisi, Türk Ocakları'nda galayena gelip, Mustafa Kemal'i hicveden bir şiir yazan, bu şiir yüzünden derdest edilip içeri atılan, memuriyetinden olan, içerideyken Nazım Himetov'la tanışıp komünist olan, bu vesileyle hükümete daha büyük bir cephe alan, serbest kaldığında ise memuriyeti için devlete başvuran fakat ideolojisi yüzünden kabul edilmeyen, işe girebilmek için "Benim Aşkım" isimli bir şiir yayımlayan ve bu şiirde "Aşkım" dediği kişi, evvelce hicvettiği Mustafa Kemal olan bir fikir züppesidir. Ah ne magazinel! *** İkinci Risale – En Sinsi Tehlike Bu bölüm, Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem Bulayir'in, Atsız'a gönderdiği "tebrik ve takdir" mektubuyla başlıyor. Bulayir mektubunda, Atsız'ın Türkçülüğün başat müdaafisi ve cengaveri olduğunu, işbu sebeple O'nu evladı yerine koyduğunu vesair övgüleri sıralıyor. Atsız söze "Üç Rejim" başlığıyla başlıyor. Demokrasi, Faşizm ve Komünizm'i kendi cephesinden hülasa edip, kitaba adını veren "En Sinsi Tehlike" meselesine geliyor. 1943 Haziranında halka dağıtılan ve büyük bir kitleye ulaşan "En Sinsi Tehlike" isimli broşürde, Türkçülük hedef alınmış ve Türkçülüğün ithal bir ideoloji olduğu, bu fikri savunanların birer ajan olduğu ileri sürülmüştür. Elbette ki bu iddiaları çürütmek, 'Türkçülüğün Başat Müdaafisi' olan Hüseyin Nihal Atsız'a düşmüştür. Türkçülüğün yabancı malı ve İkinci Wilhelm Almanyası tarafından Türkiye'ye sokulmuş bir fikir olmadığını izahla başlıyor söze. Türkçülüğün İttihat ve Terakki tarafından yürütülmediğini, bilakis asırlardır Türkler'in milli ideali ve inancı olduğunun altını çiziyor. Atsız'a göre, Çağdaş Türkçülüğün 4 büyük şahsiyeti vardır. Bunlar; Ali Suavi, Süleyman Paşa, Ziya Gökalp ve Rıza Nur'dur. Irkçılığın, faşist bir eylem olmadığına dair çeşitli savlar sunan Atsız, "Türkçüyüm, bu benim övüncümdür. Fakat asla Faşist değilim." diyerek, aradaki ayrıma dikkat çekiyor. Ne büyük uğraş! Atsız bunca beyanı özetlemek ve meramını pekiştirmek niyetiyle olsa gerek, risalesini; Türkçülük fikrinin bünyesindeki izdüşümü olarak gördüğüm şu şiirle noktalıyor: ADSIZ ŞİİR Bir gün olur, elbette eski beğler dirilir; Yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar. Yine şanlar alınıp nice canlar verilir, Yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar. “Türk tarihi” denen kahramanlık şiirini Yeniden yazmak için harcayacağın kandır. Mısraların içinde en güzel ve derini Batıda “Niğbolu””, doğuda “Çaldıran”dır. Yine batılıların üçüncü Kosova’da Topraklara sereriz, bir değil, birkaçını. Çekilince kılıçlar yeniden Haçova’da Param parça ederiz Cermenliğin haçını. Yine ufka açılır şanlı korsanlarımız, Bir Türk gölü yaparlar Akdeniz’in içini. Acı acı gülerek bu gün susanlarımız. Yarın rezil ederler Romalı’nın piçini. *** Üçüncü Risale – Hesap Böyle Verilir "Bu ne entrika tufanı Ya Rabb! Bu nasıl bir serüven! Sen neymişsin be mübarek? Bu yaşta Atsız'ı parmağında oynatmışsın.. Bir tek Atsız'ı olsa iyi, daha kimleri kimleri... Ey gidi Reha Oğuz Türkkan..." diyerek okuduğum bölümün ta kendisi. Türkçülüğün kendi içinde bölündüğü fraksiyonlar ve münafıklar demdemesi.. Reha Oğuz'un mecmuasında "Hesap Veriyoruz" başlığıyla kaleme aldığı ve başta Atsız olmak üzre birkaç ülkücü büyüğünü itham ettiği bir yazıyla başlıyor bu serüven. Sabahattin Ali'ye yaptığı gibi, Reha Oğuz'un "ne mal olduğunu" anlatmakla iktifa etmiyor, O'nun gibilerin Türkçülüğe verdiği zararları da uzun uzadıya aktarıyor. Bu defa Atsız'ın farklı bir yönüyle tanışıyoruz. İkili ilişkilerindeki mülayim ve sabırlı kişiliği ön plana çıkıyor. Dinlemeyi seven, muhatabının hatalarını ikaz ederken bile nahif bir dil kullanmayı tercih eden bir zat.. Yine de Atsız'ı, müdaafa ederken de hücum ederken de usanmak nedir bilmeyen, anlatmaktan yüksünç duymayan karakteriyle tanıyoruz. Yine anlatıyor ve müdafaa ederken, hücum ediyor. Bu bir mecmua savaşından fazlası. Yalnızca ilgilisi ve meraklısı olan kimselerin okumak isteyeceği, karşıt görüşlü kişilerin okurken alay edeceği, Ülkücülerin ciddi anlamda üzüleceği bir fasıl. Ocaklarda muhakkak okutulması gerektiğine kaniyim... *** Toparlayacak olursak; Hüseyin Nihal Atsız bir eğitimci. Okuduğum her kitabı bana çeşitli şeyler katıyor ve tetkike müsait enformasyonlar sunuyor. Fikirlerinin bu denli keskin oluşu, sanıyorum günlerinin 27 asır arasında geçiyor oluşundan mütevellit. Müşterek fikirlerimizin kıtlığına rağmen şunu cânı gönülden söyleyebilirim ki; Vaktiyle bir Atsız varmış.. İyi ki de varmış.
İçimizdeki Şeytan, En Sinsi Tehlike, Hesap Böyle Verilir
İçimizdeki Şeytan, En Sinsi Tehlike, Hesap Böyle VerilirHüseyin Nihal Atsız · İrfan Yayınevi · 2015540 okunma
··1 alıntı·
255 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.