Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yılmaz Güney
"Yılmaz gündoğumuyla yola çıkıyor, güneş batana dek ırgatlarla zaman geçiriyordu. Daha önceden tasarladığı bir sürü şey şekil değiştiriyor, yeniden can bulan kahramanlar, yeni gelişen olaylar ortaya çıkıyor, yepyeni fikirler yeşeriyordu. Ancak sinirli ve gergindi Yılmaz. Ömrünü adadığı o kutsal toprağın insanları önüne türlü zorluklar, türlü engeller çıkarıyordu. Çekimler için, çekim için gerekli akla gelebilecek her şey için inanılmaz bedeller talep ediyor, çıkarcılığın, fırsatçılığın, akıl almaz kurnazlıkların örneklerini sergiliyorlardı. Çıldıracak gibiydi Yılmaz. Aklı ermiyor, mantığı çözmüyordu bu durumu. Onların sesini yedi düvele duyurmak için böyle çırpınırken, bazı insanların böylesi kolaycı, çıkarcı yöntemlere başvurması içine sinmiyordu." Böyle anlatıyor Fatoş Ablamız, Endişe filminin çekimlerindeki "halkımızın" yaşattıklarını. Ve bunları okurken aklıma Uğur Mumcu'nun deyimiyle; "diplomalarını mor binlikler getiren bir senet gibi kullanmak" yerine, yine kendini o yoksul "halk"a adayan Muzaffer Oruçoğlu'nun, yaşadığı işkenceleri anlattığı Mengene adlı kitabındaki, "egemen güç" tarafından tarifi yapılan "halkımız" geldi: "Ben bu halkın, başkaları tarafından kurtarılmayı istediğine inanmıyorum. Git sokaktan çevir birisine sor. “Anarşistler seni kurtarmak istiyorlar, ne diyorsun?” de. “Benim kurtarılacak bir durumum yok, onlar kendilerini kurtarsınlar,” der. Halk budur. Hayatında yapmadığı bir şeydir, başkalarını kurtarmak. Git çevir, sor. “Anarşistlere ne ceza verelim?” de. “Asın!” der. Halk, kesinlikle budur. Asılışınızı zevkle seyreder. Cellatın karşısında iki büklüm eğilir, şapkasıyla selamlar onu. Halkı benim kadar tanıyamazsınız. Kıt kanaat geçinmeye alışmıştır. Küçük bir lokma atar ağzına, dikkatlice çiğner ve usul usul yutar, geğirince şükür çeker, öksürünce korkar, çevresine bakınır, acaba bir şey mi oldu diye. Ayrıntıdaki güzelliklere bakmaz halk; onun için, hiçbir şeyin değişmediğini, her şeyin birbirine benzediğini sanır. Halk budur."
Sayfa 185 - İthaki Yayınları 1. Baskı Kasım 2020Kitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.