Geleninin, geçeninin, kaçanının, göçeninin çok olduğu kadim şehir İstanbul. İçinde yaşarken dertlendiğimiz, bir adım öte gittiğimizde özlediğimiz, hep ondan gitmek hayalleri kurmamıza rağmen, bir türlü kopmayı da beceremediğimiz güzel İstanbul kim bilir kaçıncı kez konu oluyor öykülere, kitaplara. Tek kelime ile muhteşem bir kitap olmuş İstanbul Öyküleri. On usta yazarın kaleminden on muhteşem öykü. Konu İstanbul olunca her bir öyküde İstanbul'un başka bir köşesi, başka bir güzelliği, başka bir derdi var. Her bir öykü bir parça İstanbul. - Başar Başarır'ın Ebabil Kabri adlı öyküsünde, İstanbul'a yapılması düşünülen Kanal İstanbul projesine bir de Naim amcanın gözünden bakıyoruz. Yeryüzünde hiç olmamış bir oluktan hiç gelmeyen gemiler geçecek diye bir çukur kazılacak ve Naim amcanın yeryüzünde sahip olduğu tek toprak parçası olan iki savaş gazisi babası İbrahim Çavuş'un mezarının akibeti ne olacak, tek derdi babasının mezarını bu kanalın yutup yutmayacağı olan Naim amca'nın öyküsü. - Buket Uzuner'in Karantina İstanbul adlı öyküsü çok katmanlı bir öykü. İmzacı akademisyenlerden olduğu için çalıştığı üniversiteden ayrılıp, doğduğu şehri, işini, kızını terk edip yeni bir hayat kurmak için 50 yaşına bir kala Londra'ya yerleşen , kızı ile sadece yazılı iletişim kuran yanlız bir annenin Corona salgının başlaması sebebiyle bir eğlence kurvaziyeri ile hem İstanbul'a hem de kendi hayatına çıktığı yolculuğun öyküsünü okuyoruz. Muhteşem bir öyküydü. Sonunu göz yaşları içinde okudum. - Burhan Sönmez'in 2121 İstanbul adlı distopik öyküsü ise İstanbul'luların bütün dünyayı etkileyen bir salgın ve nükleer bir kazanın ardından alınlarına takılan bir sensörle gözleri görmeden yaşadıkları İstanbul'da geçen bir öykü. - Gönül Kıvılcım İstanbul'da Romantik Bir Yaz adlı öyküsünde; başka bir hayat, diledikleri gibi bir yaşam için her şeyi göze alarak önce İstanbul sonra tüm yurt sokaklarını dolduran insanlara, Gezi olaylarına bir selam veriyor. - Mario Levi'nin muhteşem kaleminden O Evler Dile Gelseydi adlı öyküsünde farklı zamanlarda yaşadıklarıyla ortak kader birliği yapan Hilmi Amca ve Moşe olarak doğup Melih olarak hayatına devam eden, ancak yaşanan talihsiz bir olay sonucu yanlızca adını değil inancını da değiştirerek yeni bir hayata tutunmaya çalışan Melih'in Büyükada'dan Kuledibi'nin dar sokaklarına uzanan öyküsünü okuyoruz. - Bu Şehir Bir Uçurum adlı öyküde Murat Gülsoy, 60'lı yılların sonundan günümüz İstanbul'una uzun bir yolculuğa çıkarıyor bizi. İstanbul'un semtlerini bir bir gezerken, diğer taraftan bu kadim şehrin hem tarihsel hem de kentsel değişimine tanık okuyoruz. - Murat Uyurkulak'ın Düşen Gözlük, Güllü Madalyon adlı öyküsü ise İstanbul'da geçen bir aşk hikayesi. Bizim oğlan Sinan ile Rum kızı Maria'nın neyse ki mutlu sonla biten aşkları ve onların taa 1955'lere uzanan, kesişen hayatlarının hikayesi. - Murat Yalçın Muhtar adlı öyküsünde, 99 depreminde İstanbul'da evinden çıktıktan sonra bir daha evine girmeyen, sokaklarda yaşamayı seçen Muhtar ve onun hikayesinin peşine düşen yazar Özlem'le tanıştırıyor bizleri. - Nazlı Eray'la İstanbul'da Beyoğlu'nu geziyoruz adım adım. - Nhan Eren'in Sille'si kitabın son öyküsü. Yine pek çok karakter, yine birbirlerine değen hayatlar ve mekan İstanbul. Kimine kucak açarken, kimini öteleyen, her gün birilerini bağrına alırken, birilerine yeni başlangıçlar sunan güzel İstanbul'u anlatmış Nihan Eren hayatları birbirine değen insanların hikayeleri ile. Tarihi, insanları, dertleri, tasaları, her şeyiyle, İstanbul'dan bir nefes olsun, içinize çekmek için mutlaka okuyun bu kitabı . Keyifli okumalar.

İstanbul ÖyküleriNazlı Eray · İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları · 202039 okunma

··

3 artı 1'leme

·

257 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.