Ayakkabıdaki taşLars von Trier’in “Bir film ayakkabıdaki taş gibi olmalı.” sözünün edebiyattaki karşılığının dostoyevski olduğunu düşünüyorum. Romanı okurken huzursuz hissettiğim pek çok an oldu. Klasik bir kitap için bu yorum ne kadar anlamlı olur bilemiyorum ama kitabın konusu ve gelişen olaylardan doyuma ulaşabileceğiniz bir roman değil. Romanı okuduğum an bende oluşan hissiyat uzun uzun üzerine konuşma ihtiyacı ve kitabın yönelttiği tartışmaları yapmak oldu.