Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

496 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Millici Abimiz Kamil Bey’in son anda eline tutuşturulan bıçakla hapishaneden büyük bir gürültüyle çıkma beklentisine kapıldığımız, işgal altındaki İstanbul’dan düşman kovulurken Kuvayı Milliyecilerimizin mücadelesine tanık olacağımız heyecanıyla bitirdiğimiz ikinci kitabın devamı hiç beklenmedik bir şekilde başladı. Olaylar birden 7 yıl sonrasına sıçradı, Milli Mücadele çoktan sona ermiş, hatta Atatürk inkılapları da gerçekleşmiş ve Kamil Bey’in bahsi yaklaşık olarak kitabın ikinci yarısında başladı. Kitap, Atatürk’ün ikinci kez çoklu parti düzenine geçme denemesi olan Fethi Bey’e kuruculuğunu üstlendirdiği Serbest Fırkanın açılışı ile başladı. Halkın Cumhuriyet karşıtı olan gerici kesimi hem Atatürk’e hem de Halk Partisine muhalif olmak için bu fırsatı kaçırmadı. Bu kısımda yazarımız, Atatürk yönetimindeki iktidar hakkında, halkın pek çok çirkin iftira ve şaibesine yorum ya da herhangi bir yönlendirme yapmadan olduğu gibi yer vermiş. Bunca karalamanın bir araya toplandığı kısımlar rahatsız edici ve bu konuda akıllara ilk gelen; yazarın babasının Abdülhamit’in sadık yaverlerinden ve annesinin de saray hizmetinden sorumlu olması nedeniyle, ailesinin padişah yanlısı fikirlerinden etkilenmiş olabileceği. Ancak; tüm bunlar aynı zamanda tek parti düzeninin sakıncalarını da ortaya koyuyor. Seçimi Serbest Fırka’nın kazanması, Kuvayı Milliyecilerimiz için vatanı kurtaranlara bir hakaret olarak algılandı. Yazar, seçimin bu şekilde sonuçlanmasının sebeplerini; hem Kemalistçilerin hem de Mustafa Kemal aleyhtarlarının bakış açısından yorum yapmadan, tarihi sorgulamayı seçen, Yeni Tarihselci kuram çerçevesinde aktarmış. Bir de Anadolu’nun bağrından kopup gelmiş, şehit çocuğu, Edebiyat Fakültesi öğrencisi, vatansever, güzel yüzlü, şair Selim’in dramı var ki kitapta bana en çok tesir eden kısım oldu. Güzelim fidanların yok yere ziyanı. Selim’in arkadaşları hırslı gazeteci Murat ve Murat’a sevdalı dul Şükran Hanım da unutulmayacak karakterlerdendi. Yazar, diyalogların yoğun olduğu sade ve akıcı bir üslup kullanmış. Zaten edebiyatımızda günlük konuşma tarzını olduğu gibi sade bir dille yansıtışıyla “Kemal Tahir diyaloğu” diye bir diyalog çeşidi bile oluşmuş. Asıl adı İsmail Kemalettin Demir olan Kemal Tahir, aralarında Nazım Hikmet’in de bulunduğu sosyalist arkadaşları ile birlikte, tarihe Donanma Davası olarak geçen askeri mahkemede yargılanarak 15 yıl ağır cezaya mahkum edildi. Suçu; şimdi hepimizin büyük bir keyifle okuduğu Sabahattin Ali’nin bir kitabını asker kardeşine vererek askeri isyana tahrik ve teşvik etmekti. Toplam 12 yılı hapiste geçti. Hapisteyken, Cemalettin Mahir takma adıyla birçok öykü ve roman kaleme aldı. Harika bir okuma grubu ile biz “Esir Şehir Üçlemesi” okumayı bitirdik. Gruptaki araştırmacı arkadaşlar sayesinde öğrendik ki bu seriyi okurken dönemi tarihsel olarak takip etmek isteyenler, 2. ve 3. cilt arasına “Yorgun Savaşçı” kitabını almalılar. Zaten, Yol Ayrımı’nda geçen birkaç kişinin de bulunduğu bu kitabı okuyarak kabuğuna sinmiş yorgun Kuvayi Milliyecileri daha iyi anlayarak dönemi Kemal Tahir’in bakış açısından takip edebilirler. Ayrıca “Kurt Kanunu” okunması ile de İlk çoklu parti denemesinde feshedilen Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının bazı üyelerinin Atatürk’e karşı planladıkları İzmir Suikasti hakkındaki boşlukları da doldurabilir ve Kemal Tahir’in tarihsel kurgusu tamamlanmış olur. Tarihi roman türlerinin, tarihsel olaylara sadakat beklemeksizin okunması gerektiğini unutmadan okuyalım. Okumak isteyenlerin bilgisine.
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,864 okunma
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.