Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

44 syf.
·
Puan vermedi
İran Türklüğünün değişmeyen makus talihi
Müstear Sanan Azer adıyla yazılan bu kitapçık esasen Azerbaycan kökenli merhum Mehmet Sadık Aran tarafından kaleme alınmıştır. Bu vesileyle haber vereyim birkaç güne kadar Mehmed Sadık Aran hakkında Erol Cihangir yönetimindeki Doğu Kütüphanesi güzel bir eser neşredecektir. Bu hatırlatmadan sonra şu küçük sayılabilecek eseri okurken düşündüm de o günden bugüne İran havalisinde Türklere yönelik siyasette bir değişiklik olmamış... Halbuki arada onyıllar var, Sanan Azer Pehlevi İran'ını hatta baba Pehlevi İran'ını eleştirirken yıllar bize oğlunu, oğlunun İngiliz ve Amerikalılara peşkeş çektiği yurdunu, İran İslam Devrimini, devrimden sonraki Karikatür krizini hepsini ,hepsini gösterdi. Onyıllardan beri İran'da Türklük adına değişen ne var? Şu Tebriz'de TraXtur takımı olmasa muhtemelen sloganlarını bile işitemeyeceğiz. Daha geçen ay Ermenistan'ın Azerbaycana saldırışları karşısında suskun kalan İran'ın Türkleri öğüten bir değirmen olduğunu düşünüyorum. Sadece Türkler değil Kürtler, Beluçlar, Gilekler, Lurlar konusunda da endişeliyim. Düşünün ki bir devletin adı İslam devleti ama orada bin yıllık hakim unsur olan Türklerin dili yasak, Kürtlerin Sunni olması hasebiyle dini işleri denetim altında, her şeyleri ile Türk olan Küresuniler Sunni oldukları için Van'a göçürülmüş buna mukabil Yeni Culfa, İsfahan bölgesindeki Ermeniler'in ibadet hakkı da teminat altında, dili de. Yazar bu hususlara ta o zamanlar dikkat çekmiş fakat bugüne kadar yaprak kıpırdamamış. Her neyse bu eseri Atsız Bey de okumuş ve fikirlerini bildirmişti. Ben de benzer hususlara itiraz edeceğim. Hatta şu hususlarda Atsız Beyle direkt olarak aynı fikirde olduğum için buraya kopyalamayı uygun buldum: "Burada en çok dikkate çarpan cihet, şimdiye kadar “Samanlılar” adı ile tanınmış olan maruf hükümdar sülalesinin “Yasaman Kutay Oğulları‘’ diye anılmasıdır. Muharrir, hangi tarihi kaynağa dayanarak bu adı ileri sürdüğünü, maalesef bildirmiyor. Malumdur ki Saman Oğulları devletinin ordusu Türk olmakla beraber hükümdar ailesinin ırkı katî olarak tespit edilmiş değildi. Ekser tarihlerde Saman, bazen da Şaman şeklinde yazılan sülale atasının Türk veya Fars olması ihtimalleri aynı zamanda mevcuttu. Eğer bu şahsın adının Yasaman Kutay olduğu tarihî bir vakıa olarak ispat olunursa Saman Oğullarının da Türklüğü ortaya çıkmış olur.Kitapta Şah İsmail’in “Hatâi” mahlasını, mensup bulunduğu Hatay uruğundan aldığı söyleniyor. Kara Hıtaylar batıya gelip dağıldıktan sonra bunlardan bazıları Kazak ve Başkurt Türkleri arasında “Katay” adını taşıyan oymaklar halinde günümüze kadar yaşamışlarsa da Türkiye’de, bilhassa Antakya civarında, büyük bir Hatay uruğundan haberdar değiliz. Şah İsmail’in kendisi Türk olduğu halde, malûmdur ki şeceresini siyasî maksatlarla Peygambere ulaştırıyordu. Böyle düşünen bir adamın mensup bulunduğu uruk veya boyun adı taşımayacağı şüphesizdir." Bunların haricinde kitap Türklüğün İran'daki kısmını sadece Azerbaycan Türkleri ile ele almış olması bakımından noksandır. Kitabın adı İran Türkleri olduğu için biz tabii olarak Azerbaycanlılarla beraber, Azerbaycan'da Sunni oldukları için ezilen Küresunni Türklerini, Türkmenistan sınırındaki Gunbed ve Horasanlı Türkmenleri, Şiraz civarındaki Kaşkayları hatta Hamseleri de öğrenmek isterdik. Bunları göz ardı ederek okursak sathi bilgilerle donanmış güzel bir eser okumuş olacağız.
İran Türkleri
İran TürkleriSan'an Âzer · Cumhuriyet Yayınları · 19423 okunma
··
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.