Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

249 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
UTOPIA – Mutluluğun Hayalet Şehri
Utopia; aslında olmayan, tasarlanmış ideal toplum olarak tanımlanıyor. Köken olarak Yunanca “yok/olmayan” anlamındaki “ou”, “mükemmel olan” anlamındaki eu ve “yer/toprak/ülke” anlamındaki topos sözcüklerinden türetilmiş. Kelime Thomas More’un eserinden sonra yaygın olarak kullanılmaya başlanmış. Kısacası, olmayan ideal yer… Kitabımız iki bölümden oluşuyor: Utopia Thomas More’un Yaşamı ve Utopia’nın İncelenmesi Thomas More’un “Ütopya”sı, Güney yarım küresinde bir adadır. Hikâye, bu adada yaşamış, Amerigo Vespucci ile kader birliği yapmış, Portekiz’li bir gemici olan Raphael’in, ada halkının kurduğu düzenin mükemmelliğini Avrupa’ya tanıtması biçiminde sürer. Ütopya, idealize edilmiş kurgusal bir tasarımdır aslında ve Platon’un “Devlet” fikrine dayanır. Aslında, More’un ütopyası bir ideal toplum arayışından çok İngiliz toplumu için bir taşlamadır. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Prof. Dr. İlter Turan Siyaset Bilimine Giriş dersimizde hiç unutmadığım bir içerik paylaşmıştı. Yeri gelmişken onu da buraya bırakıyorum: “Tüm sistemler teoride mükemmel görünür. Ancak, hayata geçirildiğinde insan faktörü bu mükemmelliğe engeldir. Her sistem insan hatalarıyla bozulur ve kendinden sonrakini yaratır. İçinde bulunduğu koşullar ve zaman farklı olsa bile, monarşi oligarşiye, oligarşi demokrasiye, demokrasi, teokrasiye, teokrasi diktatörlüğe dönüşür. Bu siyasal döngü hep bu şekilde devam eder.” Thomas More’un, ideal toplum yapısına ait düşüncelerini yansıttığı eseri “Ütopya ”nın, siyaset ve toplum felsefesi üzerinde önemli bir etkisi vardır. Rönesans’ın Sokrates’i olarak kabul edilen büyük düşünür, sosyalist toplumun ilk kurgulayıcısı olarak tarihe geçer. Ancak, yaşam öyküsü de fikirleri kadar etkileyici ve sıra dışıdır. Kitabımız “Ütopya” içeriğinde, Thomas More’un hayatını ve ölümünü de inceler. Bu nedenle onun hayatına yakından bakarken ilk cümledeki tarihi kişiliklerin hayatının ve ölümünün şekillenmesindeki önemini fark ederiz. Öyle ki, “Kellesi uçmakla insanın başına felaket gelmez” diyen More’un, idam kararını veren Kral VIII. Henry ve öldürülmesini tetikleyen kişi kralın âşık olduğu kadın olan Anne Boleyn’dir. More ölür, kral evlenir ve Anne Boleyn İngiltere tarihinin en sevilen kraliçesi I. Elizabeth’i doğurur. Tarihe Tudor Hanedanının üyeleri olarak geçen bu karakterler, İngiltere’yi Orta Çağ’dan çıkarıp gelecek yüzyıllarda dünyanın büyük bir kısmına egemen olan güçlü bir Rönesans devletine dönüşmesine önemli katkı sağlamışlardır. Trajik olan ise, Anne Boleyn’in de More ile aynı sonu paylaşmasıdır. Kısa ve fırtınalı bir saltanat için tahta çıkacak, bu saltanat da celladın kılıcıyla trajik bir biçimde son bulacaktır. Evrenin tuhaf espri anlayışına bir örnek daha… Bu da fazlasıyla ciddi olan yazımızın magazin boyutu olsun Günümüzde üniversite öğrencilerinin dilindeki en meşhur kelime dizini olan Erasmus Programı, 1980’lerin sonlarından beri var olan ve Avrupa Birliği tarafından yürütülen bir öğrenci değişim programıdır. İşte bu program ismini, Thomas More’un yakın dostu olan, Hollandalı hümanist, klasik edebiyat araştırmacısı ve ilahiyatçı Desiderius Erasmus ‘tan almıştır. Thomas More, 1516 yılında, dostu Erasmus’a Ütopya’yı yazarken yüreğinin kabardığını söylemiştir. Thomas More 25 yaşındayken Parlamento’ya girer. Siyasal yaşamında hiçbir ödün vermeye yanaşmayacağı daha o sıralarda bellidir. Hukuk eğitimi aldıktan sonra VIII. Henry’nin tahta geçmesiyle yargıçlığa yükselir. Devlet işlerinde gönlü yoktur. Buna rağmen hızla yükselir. Parlak kariyerinde Lordlar Kamarası Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı da yaparak Kralın Özel Danışmanı olur. Hem avukatlık yapan hem de Parlamentoda yasama faaliyetlerine katılan More, pozisyonuna rağmen kralların mutlak iktidarına şiddetle karşı çıkar ve bu düşüncesini çevresiyle paylaşır. Görüşleri ve eserleriyle Kral’a ters düşen Thomas More, 6 Temmuz 1535’te idama mahkûm edilir, “kellesi uçurulur” ve Londra Köprüsü’den halka teşhir edilir. İdam edileceği kendine bildirildiğinde her zamanki güler yüzüyle şunları söyler: “Krala gönlüm borçlu kaldı. Bu berbat dünyanın acılarından beni böyle çabuk kurtarma yüceliği gösterdiği için.” Ardından More bir baloya gider gibi giyinir, celladına bir altın lira hediye verir. Cellat, geleneklere uyarak diz çöküp onu bağışlamasını dileyince onu ayağa kaldırıp öper. Başını kütüğün üstüne koyar, sakalını yana çeker. Son şakasını da burada yapar ve “Ne de olsa sakalım vatana ihanet etmedi. O da ölüm cezasına çarptırılmasın.” Cümlesi bu hayattaki son sözleri olur. Aslında hayattaki tek istediği sakin ve huzurlu evinde ailesiyle zaman geçirmek olan Thomas More, fikirleri ve hayalleriyle kendinden sonra gelen beş yüz küsur yıl boyunca insanları etkileyen, ilham veren ve yönlendiren bir düşünür olmuştur. Yıllar boyunca birçok yapım ve eser bu fikirden beslenmiş ve kendi ütopyalarını yaratmaya çalışmıştır. Mutlaka okuyun. Ancak, düşünmeye vakit ayırabildiğiniz bir zamanda okuyun. Maslow’un hiyerarşik basamaklarının en az ikisini atlatmış olun. booksiay.com/utopia-mutlulug...
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,4bin okunma
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.