Ateş, evlerimizin içindeki evrendir. Bir yaradan akan kan gibi kırmızı, sürekli; bizi ısıtır, bütün yeryüzü anılarımızı çağrıştırarak bizi güçlendirir.
Ateş ne güzel şey, Platero! Bak Ali'ye, öyle sokulmuş ki nerdeyse tüyleri yanacak, kocaman canlı gözlerle ateşin güzelliğine dalmış. Ne kıvanç! Çevremizi oynaşan altınlar, gölgeler sarmış. Bütün ev dans ediyor, küçülüyor, sonra usta bir Kazak oyuncusunu andırırcasına dev gibi büyüyor. Sonsuz bir büyüden türlü türlü biçimler yükseliyor: Dallar, kuşlar, aslanlar, sular, dağlar, güller... Bak: Biz de kendi isteğimize bağlı olmaksızın duvarda, döşemede, tavanda dans ediyoruz.
Ne çılgınlık, ne coşkunluk, ne görkem! Burada Platero, sevginin kendisi bile ölümü andırıyor.