İnsanı her bir tarafından sıkan, sanki toprağı kanımızla ıslatacakmışçasına bizi paramparça ederek tozumuzu avuç avuç oraya buraya boşaltan bu dünya. Biz ne yaptık? Ruhumuz neden çürüdü bizim?
Her eseri birbirinden değerli İspanyol yazar Benito Pérez Galdós’un “Marianela” adlı romanı İspanyolca aslında yaptığım çeviriyle ilk kez Türkçede!
Heyecanım ve sevincim tarifsiz... 3 yıl önce lisans tezim olarak çevirdiğim bu değerli romanın zamanı bugünmüş ki PND KİTAP ailesiyle karşılaştım ve böylesine her şeyiyle içime sinen bir iş birliği oldu.
kitapyurdu.com/kitap/marianela...
Roman boyunca, Marianela’nın ruhunun güzelliği, sadakati, insanlık değerleri, dış görünüşün ötesindeki gerçek güzelliği vurgulanır. Güzellik-çirkinlik, hayal-gerçek, arkadaşlık-aşk, yaşam-ölüm, sosyal statü gibi kavramları sorgulayan ve ruhani değerlerin önemini vurgulayan bu eser, bizi XIX. yüzyıl İspanyasında hayatta kalmaya ve hayatın güzelliklerini görmeye çalışan küçük Marianela’nın acı ve hüzün dolu dünyasına götürür.
İyi okumalar dilerim!
”Eskiden gece ve gündüz kavramını kafamda şekillendirirdim. Nasıl mı? Bak: İnsanlar konuşurken gündüzdü, insanlar susup horozlar öterken ise geceydi. Şimdi aynı kıyaslamaları yapmıyorum. Sen ve ben birlikteyken gündüz, ayrıldığımızda ise gecedir.”
#marianela #benitoperezgaldos #dünyaedebiyatı #dünyaklasikleri #ispanyoledebiyatı #roman #edebiyat #çeviriroman #realistroman
Büyük hayaller kuruyorsan ya delisindir, hayallerine inanır ve mutlu olursun ya da basit bir hayalperestsindir, hülya da senin için tek kelime etmeden ruhunu yatıştıran bir ezgidir.
Sanki sokaklarda başıboş dolaşıyorum, ruhumla uyum içindeki bedenimi yormak için yürüyorum, ruhuma karşı ezgili, tarifsiz, anaç bir merhamet duyuyorum.
Düşü gerçek yerine koymaktan, kendi düşlerimi fazlasıyla derin yaşamaktan ötürü, en sonunda düşsel hayatımın gerçek olmayan gülünde bir diken çıktı. O da şu ki, düşlerim hoşuma gitmez oldu, çünkü kusurları gözüme batıyor.