Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

864 syf.
10/10 puan verdi
Okumamın çok uzun sürdüğü, bittiğinde de etkisini bir türlü üzerimden atlatamadığım bir kitaptı Değersiz Bir Hayat. Bu kitap bir coming of age kitabı. Ben başlarken bunu bilmiyordum. Karakterler kitap boyu yaş alıyorlar ve bu sayede tüm hayatlarına şahit oluyoruz. Kitabın arka kapağında Jude'a yoğunlaşılmış görünse de aslında kitabımızda 4 baş karakter var. Willem, Malcolm, JB ve Jude. Başlangıçta hepsini üniversitede buluyoruz. Hepsinin farklı alanlara ilgisi var ve onlar bu alanlarda konuşurken ortam inanılmaz güzel oluyor. Yazarın bu kadar çok ve birbirinden farklı alanlarda bu kadar yetkin olmasına hayran kaldım. Tabii bir sürü kişiden bilgi ve yardım almış, çok araştırmış ve bu emeklerinin karşılığını kitapta almayı başarmış. Willem'in en büyük hayali oyuncu olmak. Nazik, düşünceli ve sevilen bir insan. Malcolm, ailesinin zenginliğinin gölgesinde düşünceleri o kadar önemsenmeyen bir mimar. JB, zeki, bazı konularda acımasız, sanat dünyasında yer alma gayretiyle çok çalışan ve sanatta da oldukça başarılı olduğunu düşündüğüm bir sanatçı. Ve Jude, önce onu sadece bir avukat olarak görüyoruz, ailesi ve hayatı hakkında hiçbir bilgi vermiyor. Hiç. Tam bir sır küpü. Yıllar geçtikçe bu dörtlünün arasında, hayatında da getirdiği değişimler yaşanıyor. Kimi yerde sorun yaşanıyor, kimi yerde kopuyorlar, kimi yerde de birbirlerine sımsıkı sarılıyorlar. Onlar birbirlerine kenetlenirken ve yıllar da ilerledikçe hepsinin yaşadığı olayları okuyoruz. Onların yaşadıkları geçmişte olmasına rağmen yazar öyle sağlam bir dil kullanıyor ki sanki o anda onlar o olayları yaşıyormuş gibi sarsılıyorsunuz. Benim için okuması çok ama çok zor bir kitaptı. Öncelikle eğer kitabı okumak istiyorsanız size tek tavsiyem hayatınızda ruh halinizin, psikolojinizin sarsılmayacak kadar sağlam olduğu bir zaman dilimini seçin. Ben pek çok kez ruh sağlığımı daha da kötüleştirdiği için kitabı bıraktım. Bir dolaba falan kaldırmadım. Gözümün önünde bıraktım ki geri dönebileyim. Çünkü bence yarım bırakılmaması gereken bir kitap. Yazarın harika bir betimleme yeteneği var. Çok sağlam bir kalemi olan ve bu kalemi nasıl kullanacağını bilen çok başarılı bir yazar. Fakat kitap resmen sadece acıların bulunduğu bir dünya gibi. Eğer benim gibi karakterlere bağlanıp, empati yapabilen, karakterlerin yaşadıklarını okurken sizler de yaşayan biriyseniz ve kalbiniz kaldırmayacaksa bence okumaya başlamadan önce beş altı kere düşünün. Çünkü kendimden de biliyorum o yaşananları okumak gerçekten her okurun harcı değil. Bir ara sadece bir sayfa okuyabiliyordum düşünün durumu. "Daha ne kadar kötü bir şey olabilir?" diye düşündükçe daha da kötüsü yaşandı. Mutlu olduklarını sandığım her anın devamında ağır bir mutsuzluk aldı. Kalbim gerçekten çok kırıldı. Kitap beni oradan oraya savurdu, yerlerde süründürdü, üzerimden tırla geçti ve ben sürekli ağladım. Bazen öyle anlar geldi ki gerçekten kitabı kapatıp bir saat falan ağladım. Hâlâ da hatırladıkça gözlerim sulanıyor. Karakterleri çok özledim mesela ama gidip bu kitabı tekrar okuyabilecek kadar kendimi güçlü hissedemiyorum. Çok yorucu bir süreçti ve aslında her ne kadar dramı fazla bulsam da içten içe bunları yaşayan insanlar var olabilir demekten kendimi alamıyorum. Çocukluk travmalarının insanların yetişkinliğindeki kişiliklerini nasıl şekillendirdiği, toplumdaki insanların yargılarının insanda bıraktığı izleri, sevilmek için verilen tavizleri, saf bir sevgiyi gördüğün halde onun sevgi olup olmadığını bilememenin ve bir karşılık vermek zorunda olduğunu düşünmenin acizliği... Kitabın altında yatan aslında bir sürü psikolojik öğreti vardı. Tek bir kişinin yanlış davranışı bir insanın tüm hayatını nasıl korkunç bir hale getirir sorusuna da cevap verir nitelikte, her zaman her şeyin iyi olmayacağını, hayatta kötü insanların da var olduğunu yüzümüze tokat gibi çarptı yazar. Dört baş karakter var desem de ne yazık ki Malcolm ve JB'nin bir noktadan sonra silikleştirilmesi kitapta bulduğum bir kusurdu. Malcolm'dan bölümler görünce çok heyecan duymuştum onu da göreceğiz diye ama ne yazık ki onun hayatına tam olarak giremedik. JB de keza öyle ama ben en çok Malcolm'a üzüldüm. Yazarın ona başta olduğu gibi kitabın sonuna kadar değinmesini isterdim. Gerçi tüm okurlar gibi ben de en çok Jude'a olanları merak ediyordum ama sonuçta Willem de kitapta epey yer edinmişken diğerlerinin bir yerden sonra sadece satır aralarında anlatılması beni biraz üzdü. Yazarın kalemi güçlü demiştim. Çeviri de bir o kadar harika olmuş. Yazarın cümleleri neredeyse birebir ve müthiş bir özenle çevrilmiş. Bazen sadece paragraflara hayran kaldığım için iki üç defa okuduğum yerler oldu. Kitap üslup açısından da benden geçer not aldı. Bunca acıya ve güçlü anlatıma rağmen kitap beklediğimden daha akıcıydı. Kitaba son dönüşümde, o dönem ilk zamanlarıma nazaran kendimi daha iyi ve sağlam hissettiğim için kitap akıp gitti. Bazen okumaktan gözlerim acısa bile birkaç sayfa daha okudum. Kitabın %75lik kısmını da bu son dönüşümde ve sadece dört günlük bir sürede okudum. O yüzden akıcılığına da diyecek sözüm yok. Kitabı bitirmeyi herkesten daha fazla istiyordum, bitirince rahatlayacağımı sandım. Fakat ne yazık ki kitabın başladığı ve bittiği Lispenard Sokak'a döndüğümde hıçkırarak ağladım. Kitap bittiği için, karakterlerin yaşadıkları için, rahatlamak yerine daha da ağırlaşan kalbim için... Çok zordu. Kitabı yarım bırakmayıp bitirdiğim için kendimi tebrik ediyorum. İlk zamanlardaki o kötü olan ruh sağlığımın kitaba son dönüşümde iyileştiğini fark ettiğimde kendimle gurur duymuştum. O ilk zamanki ben olsaydım o kitabın sonuna varabileceğimi sanmıyorum. Varsaydım da ruh sağlığım daha da kötüleşirdi muhtemelen. Kitabı bitirebilmiş olmak benim de kendimdeki gelişmeyi görebilmemi sağladı. Ayrıca şunu da söylemem gerekir ki kesinlikle boşa yazılmış, edebi değeri olmayan bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Aksine, okuması bilene gerçekten pek çok şey katabilen bir kitaptı. Siz alt metni göremiyorsanız bunda yazarın ya da kitabın bir suçu yok. Evet karakterler çok acılar çekti, sık sık ben de bu acıları çok fazla buldum ama o acıların altındaki nedenleri, tetikleyen şeyleri ve yaşananları düşününce yazarın mesajlarını gördüm, anladım, hak verdim. Bence boş değil aksine çok dolu bir kitaptı. Lispenard Sokak'ta başlayıp yine Lispenard Sokak'ta biten bu kitap benim unutulmaz kitaplarım arasına girdi. Üzerinden yıllar geçse bile unutabileceğimi sanmıyorum. Baş karakterler kadar yan karakterler de bende çok iz bıraktı. Eğer kitabı okursanız umarım sizde de derin bir iz bırakır. Genel Bakış Tür: Dram Seri/Tek: Tek kitap. Anlatım: İlahi ve birinci şahıs karışık. Birkaç anlatıcı. Aşk üçgeni: Yok. Cinsellik: Var. Favori karakterim: Willem, Jude, Harold. Bu yazarın diğer kitaplarını okuyacak mıyım? Sanmıyorum. Bu kitabı/seriyi gelecekte tekrar okuyacak mıyım? Okuyamayacağım. Bu kitabı/seriyi öneriyor muyum? Ruh sağlığı iyi olanlara evet.
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,752 okunma
·
289 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.