Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

187 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitapla ilgili olarak çoğu kişinin bildiği bir söylence vardır o da, Dostoyevski’nin ‘kendi hayatını bu kitapta yazdığı’dır. Dostoyevski kendi hayatını mı yazmıştır bilmem ama kitabı yazan kişinin kumar tutkusu, kumarbaz psikolojisi hakkında gerçekten bilgisi olduğu, kumar oynatılan ortamı ve kuralları iyi bildiği su götürmez bir gerçek. Uzun uğraşlar, hesaplar, olasılıklar, istatistikler.. Hepsi boş; ufak bir bilgi vereyim; Yarısı kırmızı, yarısı siyah oluklu bir rulette kırmızının gelme şansının yüzde elli olduğunu biliriz. Ruleti çok fazla sayıda — mesela 1000 defa— döndürürsek ve ortada herhangi bir dümen yoksa ortalama 500 defa kırmızı gelmesi gerekir. Hal böyleyken, eğer altı dönüşün altısında birden siyah gelirse olasılıklar lehimize der ve yedinci turda paramızı kırmızıya koyarız. Çünkü "sıra kesinlikle" kırmızıdadır, değil mi? Değil. Değil çünkü ruletin kırmızıda durma olasılığı, önceki altısındaki gibi yedinci dönüşünde de yüzde ellidir ve bu, art arda kaç defa siyah gelirse gelsin değişmeyecektir. Buna Monte Carlo Yanılgısı denir. Başkahramanımız Aleksey’in anı yaşama tutkusu, aklına eseni yapma alışkanlığı kumar ile birleşince onu felaketine götürür ancak o hiçbir zaman pişman olmaz. Kitapta ismi geçen karakterlerin tamamına yakını borçlu ama hiç kimse çalışıp kazanma derdinde değil, herkes bir şekilde kısa yoldan köşeyi dönme peşinde. Sadece kumarın uyuşturucu gibi bir bağımlılık olduğunu gözler önüne sermiyor kitap. Dönemin sosyolojik tablosunu da su üstüne çıkarıyor ve bu sayede ‘saygın kişi’ olma arzusunun nasıl bir tutkuya dönüştüğünü anlıyoruz. İçeriği hakkında düşündüğümüzde, günümüzden hiçbir farkının olmadığını görmek bence trajikomik. Kitapta beni zorlayan tek şey para birimleri oldu; para birimine hakim olmayınca kumara yatırılan bahis büyüklüklerini başta kavramak zor olsa da daha sonra alıştım. Kitabın sonunda karakterin düştüğü hataların farkına varıp kendini toparlamaya karar vermesi ama bunun için tekrar aynı çukura düşmesi ve bundan medet umması çarpıcı bir finaldi. Çok güzel tahliller, benzetmeler, analizler içerin bu klasiklerin klasiği kitap herkesçe okunmalı diye düşünüyorum. "Ne kadar arsız, ne kadar açgözlü herkes!" "Zorbalık, insanın doğasında bulunur. İnsan acı çektirmekten hoşlanır. " “Tehlike yoksa kazanç da yoktur! Boğulmaktan korkan suya girmez!” “... Eh, bilirsiniz işte, insanlar bir kaşık suda boğacakları bir kimseyle bile kimi zaman zorunlu ilişki kurarlar.”
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,4bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.