(Spoiler içerebilir)
Hüseyin Nihal Atsız ile tanışma kitabım olan Deli Kurt tarihi bir kesit romanıdır. Bu kitabı kardeşimin Edebiyat öğretmeni performans görevi için okumalarını söylemişti.Kardeşim kitabı bitirdikten sonra bana kitaptan bahsetmesini istedim. Anlattıklarından sonra kitabı okumaya karar verdim. İyi ki de okumuşum diyebiliyorum çünkü gerek tasvirleri gerek üslubu Atsız'ı farklı kılıyor. Atsız'ı siyasi bakış açısıyla tanır ve öyle değerlendiririz. Ama romanlarındaki dilinin tadına varıldığında gayet güçlü bir kaleminin olduğunu görmüş oluyoruz.
Romanda;Yıldırım Beyazıt'ın,Ankara Savaşı'nda Timur'a esir düştükten sonra oğullarının ve torunlarının yaşadıkları anlatılıyor. Ders kitaplarında Yıldırım Beyazıt'ın sadece bir oğlundan ve bir torunundan bahsediliyor. Mehmet Çelebi ve ll.Murat'dan. Bu romanda ise Yıldırım Beyazıt'ın ortanca oğlu İsa Çelebi ve oğlu Murat(kitaptaki adı ile Deli Kurt)'dan bahsediyor. İsa Bey'in en sadık adamı olan Çakır, Bala Hatun'u sütanasının köyüne getirir. Deli Kurt küçük yaşta annesini ve babasını kaybeder ve bir Osmanlı torunu olduğunu bilmeden büyür. Çakır onu ve Sütanasının oğlu Evren'i iyi bir savaşçı olarak büyütür. Romanın gelişme bölümüne gelince Gökçen kız çıkar karşınıza. Asıl roman bundan sonra renk kazanır. Çünkü Gökçen kız parlak bakışlı gözlerine bakılamayan bir kızdır. Esrarengiz bir.... gerisi de kitabı okuyunca gelsin. Okuyacak olanlara küçük bir tavsiye;kitabı okurken sözlüğünüzü ve kaleminizi yanınızdan ayırmayın...