Mardin’de beş tane ilkokul vardı ve bu beş ilkokulun müzik
dersine de Kemanist Muş'lu Tevfik Bey geliyordu. Mardin’de ilk
defa nota ile çalıştığı için adını Domiro koymuşlardı. Bir dersimizde kemanla güzel bir taksim geçtikten sonra, bir şarkının müziğini çalmaya başladı. Bitirdikten sonra bize, “Bu hangi şarkıdır, bilen var mı?” diye sordu. Ben bilmiştim. Fakat cevap vermeye
korkuyordum. Çünkü şarkı Kürtçeydi; dışarıda, yani şehir içinde Kürtçe konuşmak yasaktı. Hatta konuşanlardan, eğer tespit edilmişse, kelime başına bir lira ceza alırlardı. Bu yüzdendir,
Mardin bir dilsizler kampına dönmüştü. Açıkta konuşamadıkları için el işaretleriyle anlaşmaya çalışıyorlardı. İşte böylesi bir korku atmosferinde ilkin parmağımı kaldırmıştım, hoca da bunu
görmüştü. Fakat birden tereddütte kalmıştım. Hoca anlamış ola-
cak ki, “Kalk oğlum, korkma söyle” demişti. Ben de bundan aldığım cesaretle, “Berde, berde, lawik deste min berde” dedim ve hocamdan büyük bir aferin aldım.