Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

318 syf.
·
Puan vermedi
"Yolculuk etmesini unuttunuz mu yoksa? Ben unutmadım, gerçekten, içim öylesine huzursuz ki, her an bir yerlere gidebilirim." Xavier de Maistre'nin "Odamda Yolculuk" isimli kitabı geldi nedense. Gitmek hayalen de olsa güzel. Gitmenin hayali de güzel. Abdulfettah Bağdadî türbesinin yanından dönen sokak Üsküdara o kadar güzel bakar ki. Hayal gibidir. Valide-i Âtik Camiinin minaresi yükselir, Üsküdarı müjdeler. Bir yanı görünmek ister, diğer yanı perdelere bürünür, hayale zorlar insanı. Bir yere kadar adımlanabilir aşinalık, bir yerden sonra meçhule aşık adımlar. Bu yolu tüketmek istemediğimden cesaret edip o hayal yoluna adım vurmadım. Sevilla için şu parlak cümleyi kullanır Zweig: "Bazı kentler vardır ki, oraya ilk gittiğinizde her şey anında tanıdık gelir." Parlak diyorum çünkü eminim herkesin zihin defterinde bir fotoğraf karesi belirdi. Bir aşk oluverir âşinalık. Farklı şehirlerin müştereği çoktur. Şehir insana dair ve insana aittir. Şehir tüm varlığıyla insana benzer. Şu cümleleri de daha sonra yazmak için şuraya kaydediyorum: "Yüksekten bakıldığında büyük bir oyuncağı andıran kent, insana şirin görünse de, suskun bir hüzün içinde olduğunu hissetmemek mümkün değil." "Bu kentte büyük bir geçmişin gölgesini hisseden kişi, değişkenliğin ve kısa ömürlülüğün ne olduğunu fark ediyor." "Suskunluğun o etkileyici, inatçı ve ısrarcı gücüne ürpererek hayran kalmamız çok tuhaf." "Ne olağanüstü rahatlatıcı bir manzara; sürekli tekrarlanan güzellik, değerini hiç yitirmiyor." "Ölü taşların suskunluğunun altında tohumların beklediği toprakların suskunluğundan geliyorsunuz."
Yolculuklar
YolculuklarStefan Zweig · Everest Yayınları · 201784 okunma
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.