Gelenekten bir kopuş demek olan modernite, Rönesans ile Avrupa‘da ortaya çıktı. Öncesinde temel ideoloji, haraca dayalı üretim tarzının ideolojisidir ve feodalizm de onun bir biçimidir. Modernite, insanların bireysel ve toplumsal olarak tarihlerini yaptıkları ilkesine dayanır. Avrupa‘da ve diğer yerlerde tarihin Tanrı tarafından yapıldığı hakimdi. O aşamadan itibaren modernite akılla özgürleşmeyi birleştiriyor, demokrasinin yolunu açıyor, devletle dinin birbirinden ayrılması demek olan laikliği de beraberinde getiriyordu. Kitap ise; içinde bulunduğumuz coğrafyanın çelişkileri, kültürel ve dinsel hatta siyasal çatışmalarını moderniteyi temel alarak anlatan ve bu çerçevede şekillenmeye çalışan toplumları-devletleri az da olsa anlamamıza yardımcı olacak veriler sunmaktadır.

Modernite, Demokrasi ve DinSamir Amin · Yordam Kitap · 201629 okunma

·

40 görüntüleme

Gerçeğin Kitabı

@gerceginkitabi ·

31 Ocak 2021 15:29

Din-akıl, din-dünya, kutsal-dünyevi, teokrasi-sekülerlik gibi ayrımları somutlamadan, örneklemeden yorumlayan bir yığın kitap ve makale okudum ve boşuna olduğunu düşünüyorum. İçindekilere bakınca bu kitabın somutlayıp somutlamadığını anlayamıyorum. Nasıl? Örneklere başvuruyor mu, yoksa soyut mu kalıyor?

Hikmet

@hcil17 ·

31 Ocak 2021 15:35

Örneklemeleri var, yazarın Mısırlı olması nedeniyle batı doğu(Ortadoğu) örnekleri mevcut. Tam detaylı okuma yapmak isterseniz Samuel huntington’un medeniyetler çatışmasına bakın, modernleşme ve Doğu Batı algısına... Türkiye için de Niyazi Berkes ve B. Lewis yüzeydir ama iyidir, Feroz Amad’ın da Kimlik Arayışı vs bunları okuyunca ortalama sorularınızın yanıtını almış olursunuz, diye düşünmekteyim...

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.