Ahh o derin iç çekmeler ,kovaladıklarımızın kaçtıklarımız olması...Kader diye bir olgu ile yüzleşmemiz ve kaçamamız.Ezidi inancı ile ilk çalıştığım yerde tanıştım.Çalıştığım köyün komşu bir köyü vardı ve köy bomboştu bunun nedeni sonradan öğrendim gitmişlerdi.Meleknaz da böyleydi bu ürkekliğini alma nedeni ürkek olmak zorunda bırakılmasıydı.Bir çırpıda okuyabilirsiniz; ama bir anda sindirilmiyor.Hüseyin in kaderi, sevdanın ölüme çok yakın olması ,kovaladığın her şeyden yeri geldiğinde kaçtığını gösteriyor.”Güneş tapınağına” tekrar gitmek isteği doğuruyor .Sığınacaksan bir kuytuya,bir de kendine sığınacaksın gerisi sığınılacak gibi değil belki de...