BEN ORHAN VELİ
"Yazık oldu Süleyman Efendiye"
Mısra-i meşhurunun mübdii (*)..
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela adamım, yani
Sirk hayvanı falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Evde otururum,
Masa başında çalışırım.
Bir anne ile babadan dünyaya geldim.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet (*).
Ne İngiliz Kralı kadar
Mütevazıyım,
Ne de Bay Celâl Bayar'ın
Ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Bayılırım.
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Yayan dolaşırım,
Mütenekkiren (*) seyahat ederim.
Oktay Rifat'la Melih Cevdet'tir
En yakın arkadaşlarım.
Bir de sevgilim vardır pek muteber;
İsmini söyleyemem
Edebiyat tarihçisi bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Meşgul olmadığım "ehemmiyetsiz"
Sadece üdeba arasındadır.
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var
Hepsini sıralamaya?
Onlar da bunlara benzer...
Nisan 1940
(İnkılâpçı Gençlik, 15.8.1942)
Sayfa 217
Şiiri ondan biraz bahs etmektedir. Orhan Veli halka yakın bir şairdir. Gündelik şeyler onun şiir konusu olmuştur. Çoğu zaman umut doludur. Bazende hüzünlü.
Hayattan şikayet etse de doğayla iç içedir. Bu kitabında bana hitap eden bir çok şiiri vardı.
En sevdiğim şiirlerinden biri:
Pırpırlı Şiir
Uyandım baktım ki bir sabah,
Güneş vurmuş içime;
Kuşlara, yapraklara dönmüşüm,
Pır pır eder durur, bahar rüzgarında.
Kuşlara, yapraklara dönmüşüm;
Cümle âzâm isyanda;
Kuşlara, yapraklara dönmüşüm;
Kuşlara,
Yapraklara.
Eminim sizinde sevebileceğiniz şiirleri olacaktır. Okumanızı tavsiye ederim iyi okumalar.
Şiirle kalın.