Yazarımız seride en düştüğüm (eminim hepimizin düşeceği) insanın Nick olduğunu anlamış olmalı ki bu kitap sadece Nick üzerine kurulu. Yani ilk iki kitapta sürekli Anna bakış açısıyla okumuştuk ama yine de Nick ile Cas’e bayılmıştım. Bu kitabı sevmem gerekir diye düşünebilirsiniz. Ama önceki kitapları gibi bayılamadım malesef. Çünkü yazarımız “Ay Nick’i çok sevdiniz. Zaten 2. Kitapta açık kapı vardı. Ben bu kitabı Nick ve aşk hayatı üstüne yazayım daha da okunur. Hatta bir daha açık kapı bırakıyım belki Cas ve Trev’in de başını bağların.” demiş resmen. Çünkü kitap Nick aşık olsun ama sırf aşk olmasın azıcık da aksiyon olsun diye yeni icatlar çıkarılan hava da kalmış bir kitaptı bence. E güzel miydi? Fena değildi (çünkü Nick’ten bahsediyoruz burda). Ama zorlama olduğu belliydi. Ve dediğim gibi 2. Kitabın da 3. Kitabın da sonu aynıydı. Yazar yine açık kapı bırakmış. Bu tarz kitaplar bana çok ticari emeller güdülmüş gibi geliyor. Bana göre yazar bir dünyayı aklında yarattıysa hakkını vermeli. O dünya 10 kitaplık mı? O zaman 10 kitap. Ama 2 kitap yeter mi? O zaman 2 kitap. Şimdi düşündüm de çok ağır eleştirmişim Ama doğrusu bu. Yine de kitabı Nick’in bakış açısından okumak güzel bir değişiklikti. Okunur mu? Okunur. Ama ilk 2 kitaba göre çok geride bunu da söyleyim. İyi okumalarr herkese • SPOILER Belirtmeden geçemeyeceğim: Artık yeter gerçekten. 3 kitapta da Riley “hamamböceği gibi” (kitaptaki benzetmeyi direk kullandım) çocukların elinden kaçıyor. Yazarın seri tutarsa devamını yazarım taktiği bu sanırım. Çünkü Riley cidden bir türlü ölemedi (Ayrıca 4. Kitapta Chloe bulunursa ve Cas ile shiplemeye kalkarsa yazarımız hiç şaşırmam.. Ama bence çılgın/güzel bir ikili de olurlar )

DirilişJennifer Rush · Pegasus Yayınları · 2017272 okunma

·

39 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Bibliophage