Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
7/10 puan verdi
·
12 günde okudu
“Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez” der Sokrates.Bu sorgulamaları onun yargılanmasına ve infazına sebep olsa da! Sokrates büyük bir Yunan filozofu olsa da yazı yerine söze önem verdiği için hiçbir eser kaleme almamıştır.Onun hakkındaki tüm bilgiler öğrencileri aracılığıyla bize aktarılmıştır.Platon da Sokrates’in öğrencilerinden biridir ve Sokrates’in Savunması’nı o yazmıştır.Sokrates yaşadığı dönemde insanlarla soru cevap yoluyla çeşitli diyaloglara girer ve onların bilgilerini, yüzyıllardır inandıkları temelleri, dinlerini, Tanrı’larını, geleneklerini sorgulamalarına neden olurmuş.Bu yönteme ise “doğurtma” adı verilmiştir.Yaptığı bu soru cevap seanslarının insanları yoldan çıkardığı söylenerek Sokrates mahkemeye çıkarılmış ve infazına karar verilmiş.Mahkeme sırasında kendisi için yaptığı müthiş savunma ise öğrencisi Platon tarafından yazıya dökülmüş.Sokrates’in Savunması kitabı 4 ayrı bölümden oluşuyor. “Euthyphron” adlı ilk bölümde kendisine yapılan suçlamaları öğrenmek için mahkemeye giden Sokrates babasını dava etmeye gelmiş bir adamla karşılaşılır.Bu adam dine çok önem veren, dini konularda çok bilgili olduğunu düşünen ve babasını da bu yüzden mahkemeye vermiş biridir.Bu bölümde Euthyphron ile Sokrates arasında din, tanrılar, günah,sevap gibi konular tartışılır.Sokrates adamın tüm fikirlerini yine soru cevap yöntemiyle çürütür.İkinci bölüm olan “Apalogia” da ise Sokrates’in suçlamalara karşı yaptığı ünlü savunması yer alır. “Bana hüküm giydirecek olan suçlarım değil, söylenti ve dedikodulardır.Kendimi savunanam.Bu gölgelerle dövüşmek olur” dese de yüzyıllardır dillerden düşmeyen bir savunma yapmıştır.Ama ne yazık ki onu mahkum etmek isteyen kör zihinler Sokrates’in de zaten söylediği gibi olumsuz yönde karar vermişler. “Kriton” adlı 3. bölümde Sokrates’in infaz edilmesine kadar geçen bir aylık sürede öğrencisi Kriton ile konuşmaları yer alıyor.Kriton hocasını sürgün, para cezası ya da hapisten kaçma gibi seçeneklere yönlendirmek istese de Sokrates bunu kabul etmemiştir.Eğer kabul ederse bu güne kadar savunduğu şeylerin boşuna olduğunu ispatlamış olurdu.Sokrates ölümü bir son olarak değil mutlak güzelliğe kavuşmak olarak algıladığı için ölüm onu asla korkutmadı.O “Atina’nın at sineği” diye anılan bir filozoftu.Toplumun yaralarını kaşıyor, sorulamayacakları soruyordu ve bedelini de canıyla ödedi.Kitabın 4. ve son bölümü ise “Phaidon” adını taşıyor.Açıkçası kitapta beni en çok zorlayan bölüm burası oldu.Çünkü konuşulan konular ve diyaloglar oldukça karmaşıktı.Bu bölüm Sokrates’in son anlarında yanında bulunan öğrencileriyle birlikte ruhun ölümsüzlüğü hakkında diyaloglarını içeriyor.Sokrates’in bu son bölümdeki görüşlerinin bizdeki tasavvuf fikriyle çok fazla örtüştüğünü düşünüyorum.Sokrates’in beden isteklerinden nefret etmesi, ruhun ölümsüzlüğüne inanması, kötü ve iyi ruhların yargılanacağı bir mahkeme olduğunu ve iyi ruhların Tanrı’ya çabucak ulaşırken kötü ruhların işkence çekeceğini düşünmesi, akıla ve bilgiye çok değer vermesi ve buna rağmen onu filozof yapanın hiçbir şey bilmediğini kabul etmesi olduğunu söylemesi bize bunu kanıtlar niteliktedir.Atina’da dükkanların önünden geçerken “Asla ihtiyacım olmayan şeyler” ifadesini sürekli tekrarlarmış ve işte bu yüzden bu kadar değersiz gördüğü bedeninden vazgeçmekten korkmadı ve ölümü yeni bir başlangıç olarak sevinçle karşıladı.Ben kitabı bitirdikten sonra “Antik Dünyanın Dahileri” belgeselindeki Sokrates bölümünü izledim.Böylece kitapta anlatılanlar kafamda daha iyi canlandı.Sizlere de tavsiye ederim. İncelememi ünlü savunmanın son sözüyle bitirmek isterim: “Artık ayrılma vakti geldi çattı, ben ölmeye sizler de yaşantılarınızı sürdürmeye gidiyorsunuz .Hangisinin daha iyi olduğunu sadece Tanrı bilebilir.”
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Yayınları · 202052,6bin okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.