Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İKİNCİ SEBEB: Ehl-i dalâletin zilletindendir ittifâkları... Ehl-i hidâyetin izzetindendir ihtilâfları. Yâni ehl-i gaflet olan ehl-i dünya ve ehl-i dalâlet, hak ve hakîkata istinâd etmedikleri için zaîf ve zelildirler. Tezellül için, kuvvet almaya muhtaçtırlar. Bu ihtiyaçtan, başkasının muavenet ve ittifâkına samîmi yapışırlar. Hattâ meslekleri dalâlet ise de, yine ittifakı muhafaza ederler. Âdetâ o haksızlıkta bir hakperestlik, o dalâlette bir ihlâs, o dinsizlikte dinsizdârane bir taassub ve o nifâkta bir vifak yaparlar, muvaffak olurlar. Çünkü samîmi bir ihlâs, şerde dahi olsa, neticesiz kalmaz. Evet ihlâs ile kim ne isterse Allah verir. (Hâşiye-2) Amma ehl-i hidâyet ve diyânet; ve ehl-i ilim ve tarikat, hak ve hakikata istinâd ettikleri için... ve herbiri bizzat tarik-ı hakta yalnız Rabbisini düşünüp, tevfikine itimad ederek gittiklerinden, ma’nen o meslekten gelen izzetleri var. Zaaf hissettiği vakit; insanların yerine Rabbisine müracaat eder, meded ondan ister. Meşreblerin ihtilâfıyla, zâhir meşrebine muhalif olana karşı muavenet ihtiyacını tam hissetmiyor... ittifaka ihtiyacını göremiyor. Belki hodgâmlık ve enâniyet varsa, kendini haklı ve muhalifini haksız tevehhüm ederek; ittifak ve muhabbet yerine, ihtilâf ve rekabet ortaya girer. İhlâsı kaçırır, vazifesi zîr ü zeber olur. İşte bu müdhiş sebebin verdiği vahîm neticeleri görmemenin yegâne çâresi, “dokuz emirdir.” 1 - Müsbet hareket etmektir ki; yâni: Kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmek. Başka mesleklerin adâveti ve başkalarının tenkîsi, onun fikrine ve ilmine müdahale etmesin; onlarla meşgul olmasın. 2 - Belki, dâire-i İslâmiyet içinde, hangi meşrebde olursa olsun, medâr-ı muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak çok râbıta-i vahdet bulunduğunu düşünüp ittifak ederek... 3 - Ve haklı her meslek sâhibinin, başkasının mesleğine ilişmemek cihetinde hakkı ise: “Mesleğim haktır, yahud daha güzeldir” diyebilir. Yoksa başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini imâ eden, “Hak yalnız benim mesleğimdir” veyahut “Güzel benim meşrebimdir” diyemez olan insaf düstûrunu rehber etmek. 4 - Ve ehl-i hakla ittifak, Tevfik-i İlâhînin bir sebebi ve diyânetteki izzetin bir medârı olduğunu düşünmekle... 5 - Hem ehl-i dalâlet ve haksızlık tesanüd sebebiyle cemâat sûretindeki kuvvetli bir şahs-ı ma’nevînin dehâsıyla hücumu zamanında; o şahs-ı ma’nevîye karşı, en kuvvetli ferdî olan mukavemetin mağlub düştüğünü anlayıp ehl-i hak tarafındaki ittifak ile bir şahs-ı ma’nevî çıkarıp o müdhiş şahs-ı ma’nevî-i dalâlete karşı, hakkaniyeti muhafaza ettirmek. 6 - Ve hakkı, bâtılın savletinden kurtarmak için... 7 - Nefsini ve enâniyetini 8 - Ve yanlış düşündüğü izzetini 9 - Ve ehemmiyetsiz rekabetkârane hissiyatını terketmekle ihlâsı kazanır, vazifesini hakkıyla îfa eder. (Hâşiye) -------------------------------------- (Hâşiye): Hattâ hadîs-i sahihle, âhir zamanda İsevîlerin hakîki dindarları ehl-i Kur’ân ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakîkat, değil yalnız dindaşı, meslekdaşı, kardeşi olanlarla samîmi ittifak etmek, belki Hristiyanların hakîki dindar ruhanileri ile dahi, medâr-ı ihtilâf noktaları muvakkaten medâr-ı münakaşa ve nizâ’ etmeyerek müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar...
Sayfa 150 - İhlâs Nur NeşriyatKitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.