Bir kitap okudu
·
1 görüntüleme
Mekansal dokusu İstanbul ve Balıkesirle mekik dokuyan, macide, ömer, bedri, emine teyze, nihat gibi etrafında çerçeveleşen ana karakterleriyle sunulan bi kitaptı. Başlangıç noktası ömerin vapurda nihatla atışırken eskaza gördüğü kıza tutulması, cesaretlenip yanına giderken, emine teyzenin akrabası çıkmasıyla macide ömer serüvenin başlaması... Olay mekan daralmasında kişilerin yaşadıkları farklı bakış açılarını aralıyor aslında... Macide balıkesirde yaşayan daha kendi halinde kasabanında kalıplaşmış duvarlarıyla yetişmiş birisi. Okula geç başlamış, müziğe ilgisi olan ve tahsili için konservatuarı istanbulda emine teyzelerin yanında kalan ve savrulan bi kişilik. Aksine mutluluğa giden bi serüvenin tutkusu değil, derin batışların anlık uzatılan elinin geri çekilmesi gibi. Okulunda bedri hocasıyla tanışması o zamanlardan izler bırakmıstı kendisinde. İstanbulsa ona ömeri ve bedriyi getirmişti en temelde ve çevresini aşina olamadığı, kalabalığın yalnızlığında... Ömerin iflah olmaz kötü huylarını, vurdumduymaz basıboslugunu içindeki seytana baglaması... Okudukça iyiyinin ya da kötünün sınırlarını neyin oluşturduğuna siz de eşlik edeceksinizdir... ve su sözlerle düğümün ortaya konulmasını ifade etmek isterim: 'Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde acizlik var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var... Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz. "
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.