Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

294 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitaba spoiler yiyerek başlayınız, daha doyurucu oluyor.
Ses ve öfke ve hüzün ve pişmanlık ve bencillik ve kendine acımak ve başıboşluk ve tembellik ve sadakat ve birçoğunun arasından en baskın ikisinin adını taşıyan kitap, maalesef yazarın okuduğum ilk kitabı. Söylentiler diyor ki, Faulkner okumaya bu kitapla başlanmaz. Haklılar. Kitabı yıllar önce Eskişehir Kitap Fuarı’ndaki beyefendiyle yaptığımız sohbetteki önerisi üzerine sıradan ve kolay olmadığını bilerek almıştım ama bana okuyacağın en acayip üslup olacak dememişti. Okumadan önce evet internetten şöyle bir göz attım nedir ne değildir diye ama çok da detaylı bakmadım, herkes gibi ben de çiğ tavuk yer spoiler yemem. Gelin görün ki bu sefer işler değişiyor, belki de spoiler yiyerek okunması gereken tek kitaptır bu. Çok uzatmadan incelemeye geçiyorum. Öncelikle bir bütün olarak incelemek mümkün müdür bilemiyorum, öyleyse bile bunu ben beceremem bölüm bölüm yazacağım. Genel görüşlerimi belirterek başlayayım. Bu kitapla ilgili şunu çok duyduk: Zor kitap! Evet, bazı listelerde okunması zor kitaplar arasında yer alıyor. Bence zorluğu neresinde onu bir netleştirelim. Üslubu oldukça çetrefil, zaman algısı girift; içerik bakımından zorlayıcı değil. Mehmet Kaplan’ın dediği gibi roman bir zaman sanatı ise Faulkner akıldışı bir zamanla okuru mat etmiştir. Kendisine Amerikalı okurların kitabı iki üç defa okumalarına rağmen anlamadıkları söylendiğinde “Öyleyse dördüncü kez okusunlar.” demiş. Faulkner zamanı bir bütün olarak değerlendirmiş; geçmiş, şimdi, gelecek olarak parçalamamış. Geçmiş ve gelecek arasında belirli sınırları olan bir şimdiki zaman kavramı yok. Buna en güçlü örnek intihar eden karakterin son gününü, anlarını geçmiş zaman kipiyle anlatmasıdır. Zamanla o denli oynamış ki, son gününün anlatımını ölümünden önceki son saniyelerde yaptırmış karaktere. Aslında zamandan da ziyade kronolojiyle bir alıp veremediği var yazarın. Kitabın belirli bir zamandan başlayarak gelişmelerle başka bir noktaya ilerlemesine alışmış okur için bu kitap, kronolojinin inkârıdır. Bu noktada naçizane tavsiyem kendi zaman algımızı kenara bırakarak okumaya başlamaktır. Zira karakterlerin hayatını tarihler belirlememiş, o an yüreklerinden, akıllarından geçenler belirlemiş. İlk iki bölümde de muazzam bir bilinç akışı tekniği kullanılmıştır ki okumayı epeyce zorlaştırır. Fakat kitap her bölümde kolaylaşarak ilerlemiş. Birinci Bölüm (7 Nisan 1928): İlk bölüm ailenin zihinsel engelli oğlu Benjamin (Benjy) tarafından anlatılmış. Bir yazar hayatı boyunca güçlü bir empatiyle birbirinden farklı belki yüzlerce başarılı karakter ortaya koyabilir. Fakat bir zihinsel engellinin gözüyle 61 sayfa yazabilmek, Faulkner’ın kendi deyimiyle bir roman için gerekli olan %99 yeteneğin somut kanıtıdır. Yukarıda da belirttiğim gibi doğrusal bir zaman akışı yok ve bu bölümde 14 ayrı tarihe ait anılar bulunuyormuş. Farklı bir zaman dilimine ait bir anlatıma geçildiğinde italik yazılarak bu belirtilmeye çalışılmışsa da yetersiz kalmış, bütün farklı tarihlerin hepsi yakalanamamış. Yazar bu kısımları farklı renklerle belirtmek istemiş aslında ama dönem için maliyetli bir talep olmuş bu ve gerçekleşememiş. Bölüm boyunca karakterlerin az çok kim olduğu kafamızda şekillense de aynı isme (Quentin) sahip erkek ve kadın 2 kişi var. Ayrıca Benjamin’in de adı sonradan değiştirilmiş, ilk adı Maury. Bende karışmıştı buralar, ilerleyen sayfalarda çözebildim. Kitabın adındaki Ses, Benjy’nin sesidir. İşler istemediği gibi gittiğinde, düzeni bozulup huzursuz olduğunda ağlamaya başlar. Onun ağlayışı benim zihnimde -belki de mavi gözlerinden dolayı- gece mavisinden buz mavisine birçok tonuyla mavi bir renk skalasıydı. Saflık, merhamet, kirlenmek gibi kavramları kokularla özdeşleştirmiş. Kardeşi Caddy’i özellikle sevmesi, onun merhameti ve ilgisi dolayısıyla Caddy odaklı bir bölüm olmuş. Bize alakasız bir sürü anı, olay verilmiş burada ama ileride bağlantı kurulacak. İkinci Bölüm (2 Haziran 1910): Daha zor günleri atlattık, önümüzde zor günler var arkadaşlar. Compson ailesinin diğer erkek evlatları Quentin’in anlatımıyla devam eder. Babasıyla geçmişte yaptığı konuşmaları ve kız kardeşi Caddy’yi anımsar sıkça. Babasından aktardıklarında çarpıcı zaman tespitleri yapılmış. Uzun uzun düşündürür. Babasının hediye ettiği saati kırarak zamanı durdurmak istemesiyle simgesel bir anlatım yapılmış. Fakat bütün akrep ve yelkovanları yok etsek de zaman akmaktadır. Bir türlü kurtulamadığı bazı hislerle saplantılı olduğu kız kardeşi Caddy yine merkezde. İlk bölüme oranla nispeten daha kolay anlaşılmakta fakat yine fazlaca bilinç akışına yer verilmiş. Ek bölümde Quentin’in bugün intihar ettiği açıklanmış. Üçüncü Bölüm (6 Nisan 1928): Alışılagelmiş klasik bir anlatıma geçiyoruz artık. Bencil, sürekli kendine acıyan bir anne ile alkolik bir babanın kötülük timsali oğulları Jason’dan dinliyoruz bu bölümü. Kitabın ‘Öfke’si, Jason’da hayat bulmuş. Bir arsa satılarak Harvard’a gönderilen Quentin’e ve yine aynı kaynaktan düğün masrafları karşılanan Caddy’ye karşı aynı imkanlara sahip olamaması ve ikisi arasında hissettiği çekim dolayısıyla nefret duyar. Bu ikisinin aileden ayrılması, babalarının da ölümüyle ailenin bakımını üstlenmiş. Üstelik Caddy’nin gayrimeşru kızı Quentin’in de vasisidir. Annesinin bakımı için Quentin’e gönderdiği paraları çalıp biriktirir. Karakteriyle doğru orantılı olarak oldukça sert, keskin, öfke dolu ve ırkçı bir anlatımı var bölümün. Dördüncü Bölüm (8 Nisan 1928): Evin zenci hizmetçisi Dilsey odaklı olarak yazarın anlatımıyla okuyoruz bu bölümü. (Ben burada Caddy’yi görmeyi beklemiştim, ana karakter oydu ama yazar onun farklı karakterlerdeki yansımasını birleştirmeyi bize bırakmış. Ayrıca Caddy Alacakaranlık isimli bir öyküsünün karakteriymiş, o kadar sevmiş ki kısa bir öyküde kalmasını istememiş.) En rahat okunan kısımdı. Yetersiz ebeveynlerle onların sevgiden, düzenden, aile disiplininden yoksun çocuklarının dağılışıyla son bulmuş. Bu bölümde çok da etkileyici bir son göremedim. Ek Bölüm: Compson ailesinin yaklaşık 300 yıllık yükselme ve çökme sürecinden bahsedilmiş. Karakterlerin daha net anlaşılabilmesi, sonrasında bunlara ne oldu soru işaretleri kalmaması adına yararlı bir bölüm olmuş çünkü her şey daha iyi oturuyor yerine bu bölümle. Bir önceki bölüm için belirtmiştim etkileyici bir son olmadığını ama öldürücü darbe burada geldi. Karakterleri anlattıktan sonra son satırlarda zenci hizmetkârlara değinmiş yazar ve şöyle bitirmiş: DİLSEY: Katlandılar. Okurken tekrar okumalıyım bu kitabı demiştim zaten de bu son kelime için bile tekrar tekrar okunmalı. Son olarak kitabı uzun bir süreye yaymadan -belki ilk üç bölümün her birini birer günde ve son iki bölümü de bir günde- okumak daha uygun olur düşüncesindeyim. Buraya kadar gelen varsa samimiyetle teşekkürlerimi sunarım.
Ses ve Öfke
Ses ve ÖfkeWilliam Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 20202,384 okunma
··
125 görüntüleme
mesut bahtiyar okurunun profil resmi
Benim de ilk okuduğum faulkner kitabıydı.çok zorlanmış ama sonunda bu zahmete değmişti. Hulasa; bu Harika inceleme için teşekkür ediyorum. Dediğiniz gibi tekrar tekrar okunmayı hakediyor efenim.umarım abşalom’u da okuyup tez zamanda bir inceleme de ona yazarsınız. :)
Graces okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim :) Kolaylıkla okudum, su gibi aktı diyen yoktur herhalde bu kitap için. Yalnız değiliz :) Faulkner okumaya devam etmek istiyorum, bakalım ilerleyen zamanlarda okur ve yazarım umarım.
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Sana 112321 kez falan kitap incelemesi yaz demişimdir. Anca 200 liralık klavyemi ödünç verince yazmayı tercih ettin. Çok ayıp. Daha çok yaz, daha çok okuyalım. Eline sağlık
Graces okurunun profil resmi
Keramet klavyedeymiş. Kuru kuru inceleme yaz demekle olmuyor, klavyeni ver bir tur daha yazarım 😅 Teşekkür ederim.
17 sonraki yanıtı göster
Mr. Akkaya okurunun profil resmi
ince eleyip incelemişsin, tebrik ederim. Zihnine sağlık. Okumuş kadar oldum, kendim okuyacağım zaman yazdıklarını kutsal kitaplardaki yön gösterici elementler gibi hatırlayacağım😁
Graces okurunun profil resmi
Okumuş kadar olduysan 20 lirayı hesabıma gönder, iban atacağım 😅 Bazı kelimelerim de karanlıkta parlıyor 😏
1 sonraki yanıtı göster
Rîndkeş okurunun profil resmi
Kalemine sağlık, kitaba başlayınca bu inceleme çıktı olarak bir elimde olacak ki , kitabın sayfaları arasında yolu kaybetmeyelim 😊👏👏
Graces okurunun profil resmi
Çok sevindim beğenmenize hocam 🙂 Huzur'un sözlü değerlendirmesi sonrası bunun da incelemesini yazmak beni bitirdi, siz yolu kaybetmeyin devam edin 😅
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.