Kitabı ilk gördüğümde merak ettim bu senfoniyi,nasıl bir yazar bu kadar güzel verebilir bir ismin hakkıni işte okuyunca anladım,bu hikaye ölümü durmaksızın sırtlarında taşıyan kadersız birkaç insanın hikayesi işte,herkesin hayatında ölümüne aradığı o mecnunu kim bu hale getirdi?herkesin aslında ölüme sürüklenen bir "aydın"ı yokmudur?herkesin kendi elleriyle öldürdüğü hayalleri?hayatın acımasizca katlettiği "aydın" değilmiyiz bizde?hayat bir ölüm senfonisi değil mi?