Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

727 syf.
9/10 puan verdi
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Günter Grass’ın 1959 yılında yayımlanan başyapıtı Teneke Trampet,sabır isteyen ama okura karşılığını fazlasıyla veren bir eser. 3 yaşına geldiğinde büyüklerin dünyasına ve bu dünyadaki her şeye bir tepki olarak büyümesini durduran,teneke trampetini çalan,sesiyle camları kıran anti-kahramanımız Oskar Matzerath’ın hikayesiyle 1889-1951 yılları arasında Danzig ve Düsseldorf’un, Almanya’nın toplumsal resmini çiziyor Grass. Kendine has sembollerle yer yer büyülü gerçekçi ögeler de kullanarak,savaş öncesi Alman toplumundaki ahlaki yozlaşmayı,Katolik-Protestan ve Polonya-Almanya arasındaki gerginlikleri,ikiyüzlü dindarlık anlayışını, 2.Dünya Savaşı sırasında yaşanan katliamlara sessiz kalanları,din kisvesi altında yapılan katliamları,katliama ortak olan ya da sessiz kalan bir kesimin savaş sonrasında tecrübelerini ‘çil çil altınlara dönüştürmesi’ni bir diğer kesimin de yaşadığı ‘hafıza kaybı’nı,yaşananlar sırasında gözü yaşarmayanların savaş sonrasında anıtlara tapınmalarını ama ne yazık ki savaşa neden olan zihniyetin hala var olmasını ve yine buna sessiz kalan Birleşmiş Milletler’i ve sözde demokrasiyi savunan devletleri o kadar güzel eleştirmiş ve tüm bunları o kadar değişik bir dünyayla anlatmış ki büyük bir beğeniyle okudum.Ne zaman ‘Bu kısmı da gereksiz uzun mu olmuş acaba’ desem Günter Grass ‘Bunu boşuna anlattığımı mı sanıyordun, bak ne diyorum!’ diye cevapladı beni adeta. 2.Dünya Savaşı öncesi ve sonrasındaki durumu çok iyi gözlemleyip aktarmış.Oskar’ın teneke trampetini İsa tasvirinin boynuna asıp bir mucize bekleyerek çalmasını istemesi fakat zulümlere sessiz kalan kiliseden ve ikiyüzlü dindarlardan ses çıkmaması ve yine ‘Gaz Adam’ göndermesi bana göre zeka pırıltıları saçan incelikte ve orijinallikte semboller kullanılarak yapılmış en başarılı din eleştirilerindendi.Yoğun bir okuma, birkaç günde okunacak bir eser değil.Ben hergün okumamakla beraber yaklaşık 3 haftada bitirdim çünkü okurken durup sindirmek gerekiyor,dinlenmiş bir zihin istiyor ve ben birkaç günlük aralar verme ihtiyacı da duydum. Grass, karma anlatıcı tekniğini kullanmış kitapta, hem birinci tekil şahıs hem üçüncü tekil şahıs anlatımı var, hatta aynı paragraf ya da cümlede bile değişebiliyor anlatıcı. Ben bu tarzla Simone de Beauvoir’ın Başkalarının Kanı eseriyle tanışmıştım, o nedenle beni zorlamadı ama daha önce karşılaşmadıysanız ilk başta afallayabilirsiniz. Zor ama okuduğumda bir o kadar da haz aldığım, farklı ve bence mutlaka okunması gereken bir eser. Çeviri konusuna gelince, Almanca bilmediğimden orijinal metinlerle kıyaslama yapamadım ancak Fikret Çalışlar ve Kamuran Şipal çevirilerinden Fikret Çalışlar çevirisi bana daha akıcı geldiği için birkaç sayfa paralel okuduktan sonra Çalışlar çevirisiyle okumaya devam ettim.
Teneke Trampet
Teneke TrampetGünter Grass · Akılçelen Kitaplar · 2015374 okunma
·
257 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.