Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Necip Fazıl
"Verdim cüceye onun olsun şairlik Şimdi gözüm büyük sanatkarlıkta" Böyle dedi, sonra şiiri bıraktı. Belki de şiir onu bırakmıştı. Ama neydi bu «Büyük Sanatkârlık?» sonraki yıllarda kendisine «Şairliğiniz olmasa sizinle konuşmak bile gereksizdir” dediğimde; oradakilere döner Oktay beni en küçük yanımla sever, derdi. Gizliden gizliye bir sevinç duygusuyla... Şairlik cücelere bırakılmayacak önemli bir uğraştı, bunu küçümseyen kimse bir daha şiirle ilişki kuramazdı elbet. Kuramadı da.. Son güzel şiiri «Senfoni» oldu, sonra adını Çile'ye çevirdiği o uzun yapıt... «Eski esvablarım tutun elimden - Aynalar söyleyin bana ben kimim?» diye kendine, çevresine seslendiği şiir... Ardından politika bataklığına daldı, bir daha da ordan çıkamadı. Şiirde, öyküde, oyun alanında belirli bir düzeye ulaşmıştı. Ama yetmedi ona bunlar, politikada bir çığır açmak, «önder olmak istedi. Ona 'Mürşit' dediler, daha sonra da "Süper Mürşit' diye adlandırdılar. Dönüm noktası 1940'ların ilk yılları oldu. Kırk yıl geçti ardından... Boşa geçen upuzun bir zaman! Şiirde de, düzyazıda da eski düzeyini bulamadı, bir daha gerçek anlamda 'şiir yazamadı. Bambaşka çevrelerin insanı oldu. Eskiden beğenmediği, horladığı, aşağıladığı görüşlerin kişileriyle içli dışlı oldu. Onların yanında, kimi zaman başında yer aldı. Son soluğunu da, tutucu, Atatürk düşmanı, uygarlığa, çağdaşlığa ters düşenlerin saflarında verdi.
Sayfa 55
·
6 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.