Dahi Diktatör! Şimdi diyeceksiniz ki dahi olmak harikulade de şu diktatör de neyin nesi? Telaşa kapılmayın hepsini anlatacağım... Herkesin içinde kendi doğrularını kendine kabul ettirmeye çalışan bir diktatör var. Diktatör kelimesi semantik manada sevimsiz bir kelime, kabul ediyorum. Diyelim ki çok hastasınız ve reçetenizde kullanmanız gereken ilaçlar var; ama siz bunları içmeye yanaşmıyorsunuz. Bu durumda bunun doğru olmadığını düşünen bir seveniniz karşınıza dikilip “ilaçlarını sağlığın için içeceksin.” der. Seveniniz, böyle bir şey yapmakla ne kadar diktatörse kitapta bahsedilen dahinin diktatörlüğü de o kadar. Meşrebim gereği hep objektiflikten yana bir tutum sergilemiş olan ben, eğrisi ve doğrusuyla, güzelleme yapmadan, olan biteni yorumlamak istiyorum. Celal Şengör; kendini yetiştirmiş, entelektüel bir şahsiyet. Bu kitapta onun gözünden Mustafa Kemal’i okuyacaksınız öncelikle. Aşık, maşuğuna olumsuz hiçbir şeyi yakıştırmaz. Yazar da aslında biraz bu pencereden bakmış bence Mustafa Kemal’e. Yazarın, yer yer nesnel yaklaşır gibi durup öznelliğe kaydığı noktalar olmuş olsa da onun bilgi deryasınında yolculuğa çıkmak bambaşka bir sergüzeşt... Celal Şengör ilginç tespitleri ile bazı kesmin eleştirilerini alsa da kendisini dinlemek gerçekten keyif verici... Yazar gibi Mustafa Kemal’e hayranlık duymamın ve onu takdir etmemin birçok sebebi var ve o sebepler ayrıntılı bir şekilde açıklanmış kitapta. En azından halkın bu geri kalmışlığını kendine dert edinip birçok yeniliklere imza atmış. Peki bunları neden yapıyor? Bunları yapmasının yararı sadece kendisine midir, yoksa halkına mı? Bir kişinin derdini dahi dinlemek bize ağır gelirken bir adam çıkıyor, yurdundaki büyün fertlerin sorunlarını, kendi sorunuymuş gibi görüp, didiniyor. Bunlar sakın güzelleme olarak anlaşılmasın. Zira bize demokrasinin ne demek olduğunu öğreten adamı putlaştıracak değilim. Ki bunun doğru olmadığını halka ilk o aşılaşmışken. Bu aşılama sürecinde tabii ki her tavrının demokratik olmadığını da vurgulamak gerekir. Bazen, sürecin niyetini sonuç belirler. Gelelim diğer konulara; okuduğum bazı kaynaklarda Atatürk’ün dine olan saygısına, Müslüman oluşuna değinirken, başka kaynaklarda dine saygısı olmayan, tek kaygısı dini ayaklar altına almak isteyen bir adam olarak lanse ediliyor. Ne olursa olsun! ben bu iki zihniyete de karşıyım. Neden hep eleştirmek için insanların belli bir sebebi var. Bu linç kültürü bizim genlerimize doğarken mi kodlanmış bilmiyorum. Bırakın kim neye inanmak istiyorsa ona inansın. Kim hangi tarafta durmak istiyorsa orada dursun. İsterse de hiç bir yere yönelimi olmayan apolitik bir tutum da olsun. Bu sizi neden ilgilendiriyor? Başkalarının işine burnunu sokmak adedi, medeniyetsizliğin dik alası fikrimce. Birini severken onu ilgilendiren şahsi meselelere bakacağınıza, yaptıklarına bakın! Ve Mustafa Kemal’in yapmaya çalıştığı şeylerin ekmeğini bugün bile yiyenler, oturup haklıya hakkını teslim etmeyi ona çok görmesin. En büyük savaşını cehalete karşı veren Atatürk’e derin saygı duyuyorum ve herkesin çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına batırmasını tavsiye ediyorum. Esen kalın...

Dâhi DiktatörCelal Şengör · İnkilap Kitabevi · 20223,627 okunma

·

33 görüntüleme

Jiyan Bilkay Öztürk

@Jiyan93 ·

29 Aralık 2020 22:46

👏👏👏

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.