Yeryüzünün en güzel şehri İstanbul'un değişim ve dönüşüm hikâyesi!Orhan Pamuk’un “Kafamda Bir Tuhaflık” adlı romanını okuyup bitirdiğimde “Bir insana durduk yere Nobel Ödülü vermiyorlarmış” dedim kendi kendime. Gerçekten de öyle. En sonda söylemek istediğimi en başta ifade etmem gerekirse müthiş bir gözlem, inceleme, araştırma ve betimleme gücüne dayanıyor eser. Bize bizim hikâyemizi anlatıyor yoğurt ve boza satıcısı Mevlüt Karataş’ın hikâyesi üzerinden.
• • •
Mevlüt Karataş’ın hikâyesi 1960’lı yıllarda babasıyla birlikte okumak için İstanbul’a gelmesiyle başlıyor. Eser, her ne kadar Mevlut Karataş’ın İstanbul’daki yaşamını, hayallerini, umutlarını, yalnızlığını, aşkını, yaşadığı tuhaflıkları ve arkadaşlarını konu alsa da aynı zamanda 1969 ile 2012 yılları arasında İstanbul’un geçirdiği tarihi, ekonomik, sosyal, kültürel, kentsel değişimi ve dönüşümü anlatıyor bizlere.
• • •
Mevlüt Karataş örneğinde de olduğu gibi İstanbul’un dış çeperine gelip yerleşen insanlarımızın barınabilmek için gecekonduları nasıl inşa ettiklerini; karınlarını doyurabilmek için sokak satıcılığı başta olmak üzere enformel sektörde kendilerine nasıl iş bulduklarını; şehre tutunabilmek için ise akraba ve hemşericilik ilişkileri başta olmak üzere ekonomik, sosyal, siyasi ve dini dayanışma ağlarına nasıl dahil olduklarını bir bir anlatıyor. Bunların yanında tarihsel olarak yaşanan toplumsal dayanışma ve çatışma alanlarını, kültürel yozlaşmayı, gecekondulardan apartmanlara geçiş süreçlerini, siyasi olayları ve bu olaylarda karşı karşıya gelen insanımızın yaşadıklarını olduğu gibi resmediyor. Yazar, tüm bu olup bitenleri anlatırken İstanbul’un gecekondu bölgeleri ve şehir merkezinin sokaklarında, caddelerinde, kahvehanelerinde, lokantalarında, sinemalarında, alışveriş merkezlerinde, eğlence mekânlarında ve evlerinde adeta adım adım dolaştırıyor bizi.
• • •
Kitabı okudukça hem Mevlüt Karataş’ın, hem de bir zamanlar “taşı toprağı altın” olarak görülen İstanbul’un zaman içerisinde nasıl değişip dönüştüğüne şahit oluyor insan. İstanbul mu Mevlüt’ü değiştirip dönüştürüyor, yoksa Mevlüt gibi İstanbul’a akın eden milyonlar mı İstanbul’u değiştirip dönüştürüyor? Mevlüt Karataş’ın “Kafamda bir tuhaflık var. Ne yapsam bu âlemde yapayalnız hissediyorum kendimi” sözlerindeki “tuhaflık” ve “yalnızlık” kendinden mi yoksa şehrin hayhuyundan, kalabalığından, keşmekeşliğinden mi kaynaklanıyor? İşte tüm bu soruların cevaplarını “Kafamda Bir Tuhaflık” kitabında ustaca anlatıyor Orhan Pamuk.
• • •
Pamuk’un, kitabın sonuna kadar Mevlüt Karataş’ın ve yakınlarının bazı alışkanlıklarını anlamsız bir şekilde sürekli ön plana çıkarmış olmasından rahatsızlık duymuş olsam da biri bana ülkemizde yaşanan göç süreçlerini, gecekondulaşmayı, apartmanlara geçişi, bir dünya şehrinin bu hale nasıl geldiğini, gelenekle modernlik, köyle şehir, gecekonduyla kent kültürü arasında sıkışıp kalan insanımızın hallerini okumak için bir kitap tavsiyesi istese hiç düşünmeden “Kafamda Bir Tuhaflık”ı öneririm. Baudelaire’nin dediği gibi, “Ne yazık ki bir şehrin şekli şemaili bir insanın kalbinden çok daha hızlı değişir”miş.
Bu değişimi görmek isteyen okurlara iyi okumalar dilerim!