İnsana dair ne varsa bu romanda var işte. Her bir karakter üzerinde düşünülmüş ve hepsi özenle oluşturulmuş. Dostoyevski'nin insan/karakter gözlem yeteneği ve bunu aktarımdaki başarısı karşısında saygıyla eğildim. Yazarın olgunluk döneminin önemli yapıtlarından biri olarak görülen bu eserde kuşkusuz kendi hayatından izler bulunuyor. (Mesela hayatını okuyunca bendeki ilk çağrışım Raskolnikov'un annesinin karakterini kendi annesinden esinlenerek oluşturduğuydu. Diğer bazı noktalar da var ama spoiler olacağından belirtmeyeyim)
Romandaki üçüncü kişi anlatımı da beğendiğim başka bir nokta oldu. Psikolojik gerilim romanlarında hikayeyi kahramanın ağzından dinlemek bende inandırıcılığı yok ediyor ve kendimi romana bir türlü veremiyorum. Özetle çok beğendim, okuyunuz efenim :)