Muhterem seçki'de sona yaklaşıyoruz. Okumanın mutluluğu tarifsiz, bu muhteşem seçki mutlaka okunmalı Önsöz'de #jorgeluisborges der ki; G.K.Chesterton gibi iyiliksever ve kibar bir insanın, aynı zamanda olayların dehşetini de duyumsayan anlaşılmaz biri olduğunu iddia etmek şaşırtıcı gelebilir; ama yapıtları, kendi sistemi dışında da olsa, bunu doğrular niteliktedir. Günümüzdeki şöhretini, fantastik ve mistik öğeleri birleştirerek 20.yüzyılın başlarında yazdığı romanlarından çok Peder Brown'un kahramanlıklarına borçludur. Bizzat Chesterton, romanın bir yüz oyunu, polisiye öykünün ise bir maske oyunu olduğunu yazılarıyla ifade etmiştir. Çünkü bu öyküler de gerçekleşmesi imkansız doğaüstü bir olayın ima ettiği gizem, son satırların bizlere sunduğu mantıklı çözüm kadar ilginçtir. Yazın sanatı mutluluk biçimlerinden biridir; belki de hiçbir yazar bana Chesterton'ın yaşattığı kadar mutlu saatler yaşatmamıştır. İlahi Komedya'ya esin kaynağı olan teolojiyi nasıl paylaşmıyorsam, Chesterton'ın teolojisini de paylaşmıyorum; öte yandan bu teolojilerin o eserlerin yaratılmasının koşulu olduğunu biliyorum. Kitap 5 öyküden oluşuyordu. Üç öyküde yer alan Peder J. Brown ile özel dedektif M. Bercule Flambeau karakterlerini ve o öyküleri ayrı bir sevdim. Kendimi çok sevdiğim Agatha Christie okuyorum zannettim.

Apollon'un GözüG. K. Chesterton · Kırmızı Kedi Yayınları · 2017127 okunma

·

35 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Derya Sezgin