Gönderi

Nisa/151
İşte onlar, hakikaten kâfirlerin ta kendileridir! Biz de o kâfirler için çok alçaltıcı pek büyük bir azap hazırlamışızdır. Bu âyet-i celîlelerden anlaşıldığı üzere; peygam ber lerin birine dahi inanmayarak aralarında ayrım göze tenler gerçek manada kâfirlerdir. Dolayısıyla günümüz deki bazı âlim geçinen kimselerin Bakara Sûresi 62. âyet-i kerîmesinde zikredilen “Allâh’a ve âhiret gününe iman” bir de “Sâlih amel işlemek” şartlarıyla yetinerek, peygamberlerin tümüne iman şartı gözetmeksizin Ya hudi ve Hristiyanların da cennete gideceklerini söyle meleri öyle bir dalâlettir ki, asr-ı saâdetten günümüze değin hiçbir Müslüman böyle bir şey söylememiş ve bu fikirde bulunmamıştır. Bilindiği üzere Kur’ân-ı Kerîm’in âyetleri arasında hiçbir çelişki söz konusu olamaz. Ama bu husus, âyet lerin tamamı birlikte değerlendirildiği zaman meydana çıkar. Yoksa bir âyette bulunan bazı şartlarla yetinip diğer âyetlerde bulunan şartları göz ardı etmek, insanı inanç ve amel yönünden büyük yanlışlara götürebilir. Nitekim burada; Allâh’a imandan sonra, peygam berlere inanma şartı özellikle belirtilmiş ve onlardan hiçbiri arasında iman bakımından ayırım yapmamak gerektiği, aksi takdirde kişinin hakikî manada kâfir olacağı ifade edilmiştir. Bir sonraki âyet-i kerîmede de, ancak peygamberler arasında ayrım yapmayanlara mükâfat verileceği açıkça zikredilmiştir. Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) gibi en büyük peygambere inanmadıkları için Allâh-u Te`âlâ’nın kâfir olarak nitelediği ve alçaltıcı azap tehdidinde bulun duğu kâfirleri, özellikle Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e düşmanlık ve hakarette ileri giden Yahudi ve Hris tiyanları cennetle müjdelemek, hem de bunu Kur’ân-ı Kerîm’in bu konudaki sarih beyanlarına rağmen yap mak, kişinin imanını sağlam bırakmayacak bir inanç tehlikesidir. Bu konuda farklı bilgiler için bakınız: Bakara Sûresi: 62; A`râf Sûresi: 158
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.