Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

420 syf.
·
Puan vermedi
Okumanı Tarihi • Alberto Manguel Manguel'in belirli bir kronolojik sıralaması yoktu eserinde. Naçizane yorumumda da beni etkileyenlerin neler olduğundan bahsederken biraz baştan, azıcık sondan fikirler ortaya çıkmış olacağını baştan söylemeliyim. Hem belki bir miktar sıkıcı... :)) Okuma eyleminin sadece bir kâğıdın üzerine yazılmış olan harfleri okumaktan ibaret olmadığını; karşımızda duran nesneleri, insanların yüzlerini, taş tabletlere yapılan çizimleri, bir dansçının figürlerini ya da bir bitkinin durumunu gözlemlemenin okumak olduğunu düşündünüz mü daha önce? Bir toplum yazmadan ayakta kalabilir, fakat okumadan mümkün değildir, fikrini benimsiyorsunuz ilk başta. Goethe'nin şu sözü de kanıtlar vaziyette: "Bakın Doğa nasıl da açık bir kitap Yanlış anlaşılan ama anlaşılmaz değil." Üstüne bir de Manguel'den yüreğime işleyen bir alıntıyı bırakıyorum: "Okumak neredeyse nefes almak kadar temel bir işlevimiz." Yüzyıllar öncesinde okumanın sesli ya da sessiz yapılması, kişiye özel veyahut topluma açık olması gerekliliği konusunda bolca fikirler ortaya atılmış. Hatta "Nerede okunmalı?" sorusuna bile cevap arayanlar var. "Niçin okumalıyız"ı kavramımızı sağlayacak görüşlerin de eksik olmadığı bir okuma. Günümüzde kitapların evde bir süs olarak kullanıldığı konusunda sitemler ediyoruz, kızıyoruz. Kitapların aslında dedelerimizin dedelerinin de yaşamadığı çok önce bir zamanda sırf "kültürlü", "bilgili" görünmek adına üst sınıf insanların evinde yer bulduğunu söylemek gerek. İngiliz köle sahiplerinin korkularının başında "okur yazar bir zenci topluluğu" geliyordu. Sırf okuyup (sorgulayıp) da sürdürdükleri yaşamlarına isyan etmemeleri adına zenciler için okuma yazma öğrenmeyi yasaklayan katı yasalar çıkarmış olmaları insanlığın tarihinin ortak trajedisi desek pek de yanlış olmaz o halde. Bilgiden kim korkar? Kim korkar sorgulayan insandan? Kim istemez aydın insanların oluşturduğu toplumu?.. Yazar ve okurun arasında bulunan ilişkinin çelişkisini anlatır bize yazar. Biz okurların okuduğu ortak bir kitaptan çıkardığı farklı anlamların sebebini çok sorguladım daha önce. Burada da görüyoruz ki okur olan bizlerin bir gerçeği var: yazılan metni kendimizce bir kez daha yazmak. Okuduğumuz eser bizim isteklerimiz ve becerilerimiz sayesinde genişliyor. "Okuma"ya yönelik ne varsa geçmişten günümüze kadar irdeleniyor bu eserde. Okumaktan bozulan gözlerimize taktığımız -kimilerinin sadece dinlendirici amaçla kullandığı- gözlüklerimize kadar nefis bir inceleme çıkıyor karşımıza. Okuma sürecinde ve son olarak bitirdiğimde, "Bu zamana kadar neler okudum?" diye sormadan edemedim kendime ve "Neler okumalıyım?" sorusuna yanıtlar almam için yazılmış bir eserdi Okumanın Tarihi. Sadece okumak mı? Kesinlikle hayır. Kültürel açıdan birçok bilgi edinmiş olmaktan da hoşnutum. Bakışlarım, "Cahilliğimi yüzüme neden vuruyorsun adam!" derken, içten içe seviniyorum. Su gibi akıp giden kitaplardan ziyade içimi ateş gibi yakan kitaplardan hoşlanıyorum. Dost hep acıları söylüyor gibi hissediyorum. :)) Üzerinde uzun uzun sohbetler etmek istediğim, pek huyum olmasa da bir kez daha okumaktan keyif alacağım, 2020'nin benim için en özel okuması olan bu eseri okuyunuz efendim. Kitapla kalın.
Okumanın Tarihi
Okumanın TarihiAlberto Manguel · Yapı Kredi Yayınları · 2004221 okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.