Abdülhamit döneminde, çocuk yaşta, Sivas’ın köyünden, aile yadigarı kolay kolay yadırgamama huyunu da yanına katarak İstanbul’a gelmiş yetenekli marangoz Mahir’in, önce saray marangozhanesine oradan hünkar yaverliğine kadar yükselişiyle başlayan romanın; Kemal Tahir’in babasının hayat hikâyesiyle bezerlikler taşıdığı düşünülür. Mahir Efendi’nin kariyeri de Abdülhamit’in tahtan indirilişi ile inişe geçer. Kahramanımız, İttihat ve Terraki dönemi akabinde patlayan 1. Dünya Savaşı ardından Kurtuluş Savaşı cephelerinde kendini bulur. Mahir Efendi’nin güzelliği kişisel ya da toplumsal olarak verdiği her mücadele sonrası sarsılmadan takım zembilini (alet çantasını) eline alarak sıfırdan tekrar aynı şevkle başlayabilmesidir. Kendisi marangoz olsa da tüm bu yıllar boyunca tek bir hayalin peşinden koşar; kagir bir ev sahibi olmak. Mahir Efendi uzun yıllar birlikte çalıştığı Abdülhamid’e aşırı saygı ve sevgi duymuştur. Vatan millet sevgisi dışında herhangi bir politik görüşü yoktur. Yaşanan savaşlar ve siyasi değişikliklerde sıradan halkın kendi hayır ve şerrini bilmeksizin nasıl sürüklendiğini, neler düşündüğünü ,zenginin nüfuslunun hep daha büyürken bundan Anadolu köylüsü Rumeli halkının nasıl etkilendiğini, etnik kökenli ayaklanmaları hatta Bolşevik İhtilali’nin etkilerini Mahir Efendi’nin yaşadıkları ve dostlarıyla yaptığı sohbetler vasıtasıyla roman boyunca öğreniriz. Kurtuluş Savaşı'nın hangi şartlarla kazanıldığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin ne zorlu şartlarla kurulduğunu geniş bir zaman dilimi içersine yayarak en detaylı biçimiyle anlatan eser en kıymetli okumalarımdan biri oldu.

Bir Mülkiyet KalesiKemal Tahir · İthaki Yayınları · 2021332 okunma

·

39 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.