Ülkelerin gücü ya da güçsüzlüğü, ulusların yeşermesi ya da solması, sadece adil idareden veya idarenin işe yaramazlığından kaynaklanmaz. İdareciler, ister iyi ister kötü, ister kahraman ister zalim olsunlar, daima kendi uluslarının içinden çıkarlar; ulusal ruhun kopyasıdırlar, kendi uluslarından doğarlar. Ulusları nasılsa, onlar da her zaman öyledirler. Bu yüzden çok uzun zaman önce, her ulusun hak ettiği iktidara ve idarecilere sahip olacağı söylenmiştir.