Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

176 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitabı elime ilk aldığımda ürktüm diyebilirim. Kapaktaki kocaman bir salyangoza sarılmış, eli bıçaklı, ruhunu yitirmiş hissini veren kadın figürü, kitabı okumanın hiç de kolay olmayacağını anlatıyordu. Kitabın vurucu bir dili olduğu gerçek. Yirmi bir öyküden oluşan kitabın kahramanları acı çeken, ölümle iç içe, yan yana yaşayan, deliren kadınlar. Kimi öyküler sahneye de taşınmış. Ölümün bu denli yoğun işlendiği, acının derin derin hissedildiği örgünün içinde kadınların duyguları ve değerleri de cümle aralarında ince ince işlenmiş. Kitaptaki resimler sayfa aralarındaki yolculuğumda cesaretsiz duraklarımdı. Çizimler eşi Bahadır Baruter’e ait. Baruter, yazarın da ifade ettiği üzere; kitabı tamamıyla okumadan sadece Mine Söğüt’ten dinleyerek çizmiş resimleri. Bu gerçeği bildiğinizde kitabın içeriği ile resimlerin bu kadar örtüşmesine biraz daha fazla şaşırıyorsunuz. Öykülerde verilmek istenen tüm duygular; acı, vahşet, kırgınlık, öfke, mutsuzluk, isyan, çaresizlik, sindirilmişlik, vazgeçiş resimlerden bizi yakalıyor. Resimlere her baktığımda içimin daraldığını, nefesimi tuttuğumu hissettim. Sadece resimler bile başlı başına birer hikâye. En çok çocuklara üzüldüm bu kitapta. Çocuk acılarına. Kitap bittiğinde geriye kalan bir huzursuzluk, içerde oluşmuş bir depremin enkazının etkisi ile ne düşünülmesi gerektiğinin bilinmemezlik hâli oluyor. Çok güzeldi, muhteşemdi diyemiyorsunuz çünkü bu serüvende siz de acı çekiyorsunuz. Ama dilinin, anlatım tekniğinin etkisinde kalmış bir veda yaşıyorsunuz. Ensest ilişkilerin, ölen, öldürülen çocukların, kadınların kanından bulaşan bir parçayla uzaklaşıyorsunuz.
Deli Kadın Hikayeleri
Deli Kadın HikayeleriMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20198,9bin okunma
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.