Harp, cephede kaybedince değil; düşmana benzeyince kaybedilir.Kökten kesilen bir bitki misali İslam toplumunun dejenerasyonunu anlatan bir kitap... Bu kitap ile tanışmam, Yusuf Kaplan hocanın tavsiye ettiği 100 kitap listesi ile oldu. Böyle güzel bir kitabı incelemeden geçmek olmaz!
*
Bir toplumun çöküşü kendi kimliğini terk etmesiyle olur. Kendi köklerinden kendi inanış ve ahlakından vazgeçmesi, sahip olduklarının kıymetini bilmemesi o toplumun çöküşü için yeterli sebeplerdir. Bu kitap da aynı toprakta yeşeren farklı yaşam şekline sahip iki hayatı konu ediniyor. Bu iki hayat farklı iki tohumdan yeşermiş. Biri, orijinal (ata) tohum diğer ise toprağımıza sonradan ekilen ithal tohum. Bir tarafta öz değerlerini kaybetmiş insanlar, diğer tarafta Batı kültürüne karşı direnen bir adam var. Kimisi köpeğine koyacağı adı dert edinmiş, birisi de uyuyan halkı uyandırmak adına bir yola girmiş. Birbirinden bağımsız bu iki hayat, geçmişte yaşananları anlamamıza yardımcı oluyor.
*
Tarihimizde yaşananları farklı bir açıdan görebilmek için çok etkili olan bu kitap ile, kendimi tarihte yolculuk yapmış gibi hissettim.
İbret aldım... Hüzünlendim... Şaşırdım... Ders aldım...
Kitabın sonlarındaki, gül yetiştiren adamın caminin avlusunda halka seslenişi çok manidardı. İşte o sözler:
“Kardeşlerim! İçinizdeki İslam’ı gösterin. Çünkü İslam, sizin üzerinizde görünmek ister. İman gizlidir, İslam açık. İman kalptedir, İslam zahirde. İslam şeriatsa, şeriat sizin amellerinizde görünmek ister.”
Özellikle bu sözleriyle okuyucu derinden etkileyen bu güzel adamı herkesin okuyup tanımasını isterim.
*
Gül yetiştiren adam... Bu güzel adamdan bahsetmek gerekirse, o;
-Kendini eve kapatan, dış dünya ile iletişimi kesen bir adam...
-Evden dışarı çıkınca üzerine bir menfurluk bulaşacakmış gibi hisseden bir adam...
-Ömrünü kokulu, iri iri, beyaz ve kırmızı güller yetiştirmeye adamış bir adam...
-Sonrasında yanlış yaptığını anlayıp bundan vazgeçen bir adam...
Ben bu gül yetiştiren adamı çok sevdim.
Okuyacak olanlara, iyi okumalar...
Kitapla kalın...