Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

159 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Acımak / Reşat Nuri Güntekin
Adından da belli olduğu üzere, eserin konusu merhamet. Önyargılar ve yanlış anlamalar yüzünden kayıplarla dolu olan bir hayatı ele alıyor. Burada Mevlânâ’dan bir alıntı yapmak istiyorum. "Benim hayatımı yargılamadan önce, benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç. Hüznü, acıyı ve neşeyi tat. Benim geçtiğim senelerden geç, benim takıldığım taşlara takıl. Yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git, benim gibi. Ancak ondan sonra beni yargılayabilirsin." (Spoiler) Kısaca özetlersem: Zehra, zaaflara tahammülsüz, mükemmeliyetçi ve küçükken yaşadıkları yüzünden acıma duygusu olmayan bir muallimedir. Maarif Müdürü onun yaptıklarını çok takdir etse de acıma duygusu yüzünden onu hep uyarır. Babasının ölüm döşeğinde olduğu haberini alınca gitmek istemez, bu yüzden Tevfik Hayri Bey ile tartışır. Ertesi gün gitmeye karar verir. Gittiğinde babası vefat etmiştir, Zehra’nın gözleri bile dolmaz ve sitemlidir. Bu hali yüzünden babasının yanı başında ağlayan iki kadın Zehra’yı kınar. Babasından kalan eşyaları ilk başta almak istemez, fakat gece uyku tutmadığı için ve içte içe merak ettiği için babasının eşyaları olan kutuyu kurcalamaya başlar. Babasının hatıra defterini bulur ve okumaya başlar. Okudukça Makbule Hanım’ın ve annesinin onu babasına karşı nasıl manipüle ettiğini anlar. Her şeyi anlayınca babasının olduğu odaya gider, babasının yırtık çoraplı ayaklarını öperek babasından af diler. Birkaç gün sonra mektebe dönen muallime artık acımayı öğrenmiştir. (Spoiler sonu) Kitap özellikle sonlarına doğru beni çok derinden etkiledi ve bazı cümleler gözlerimin dolmasına sebep oldu. Acıma duygusu… Özellikle son dönemlerde insanların merhametini yitirdiğini düşünüyorum. Her akşam haberlerde çıkan kadın cinayetleri, sokak hayvanlarına şiddet, daha küçücükken sokağa bırakılan çocuklar da âdeta kanıtlıyor bunu. Gayet akıcı bir şekilde ilerliyor olaylar. Türk Klasikleri kategorisinden okuduğum ikinci kitap. Eski Türkçe kelimelere bu nedenle daha aşinayım. İçsel konuşmalara yer verilmiş ve tanrısal bakış açısı kullanılmış. Genellikle polisiye, psikoloji, bilim kurgu gibi türlerde romanlar okuyorum. İnceleme ödevim olmasaydı sanırım bu türe hiç başlamazdım. Küçüklüğümden beri okumayı severim. O zamanlar bu tür bir kitaba başlamış ve sıkıcı bulmuştum. Yaşımdan dolayı ilgimi çekmemişti, bende de bu tür romanların sıkıcı olduğu önyargısı oluşmuştu. Okuduğum Türk Klasikleri sayesinde şimdi önyargımı yendim. Karakterlerden bahsetmem gerekirse: • Zehra: Mükemmeliyetçi, zaafa tahammülü olmayan bir öğretmendir. Başkahramanlardan biridir. • Mürşit Efendi: Dürüst, duygusal, çalışkandır. Yaptığı yanlış seçimler yüzünden hayatı mahvolmuş, çocukları ve diğer insanlar onu yanlış tanımıştır. Bir diğer başkahramandır. • Meveddet Hanım: Zehra’nın annesidir. Hiçbir şeyden memnun olmaz, annesiyle beraber çocukları Mürşit Efendi’ye karşı doldurur. • Makbule Hanım: Kendi çıkarına olan şeyleri ve isteklerini türlü bahaneyle yaptırır. Meveddet Hanım’ın annesidir. • Feriha: Zehra'nın ablasıdır. Veremden küçük yaşta vefat eder. • Tevfik Hayri Bey: Maarif Müdürüdür. Zehra’yı kızı, küçük kardeşi gibi sever. Kitabın ilk sayfalarında Zehra’ya hak veriyordum. Mürşit Bey’i kınıyordum, daha doğrusu ona karşı ailesinin ithamları yüzünden oluşan bir önyargım vardı. Olayların iç yüzünü öğrendikçe ona acımaya, üzülmeye başladım. Bazı sayfalarda kayınvalidesinin nasıl çıkarcı bir insan olduğunu anlamamasına şaşırıyor, sinirleniyordum. Bir düzlüğe çıkmak için yaptığı her şeyin sonrasında işleri kötüleştirmesine katlanamıyordum. Nasıl onca zaman bu iki kadına dayandığını düşünüyordum, o kadar olaydan sonra… Sırf kızları için yaptığı fedakârlıklar… Neden olaylara daha önce müdahale etmediğini sorguladım. Karısı ve kayınvalidesinin gerçek yüzünü çocukları olmadan önce fark etmişti Mürşit Bey. Neden o zaman karısını boşamadı? Onu engelleyecek iki kızı da yoktu. Zehra babasının hatıra defterini okuyunca çok pişman olmuş, üzülmüştü. Ama son pişmanlık fayda vermez… Son sayfalarda gerçekten çok yoğun duygular hissettirdi bu eser bana. İyi ki okumuşum.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,3bin okunma
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.