Kitabın ana kahramanı Werther, gezgin bir ressam, kederli bir genç ve umutsuz bir aşık. Başarılı ressam Werther bir gün doğa resimlerine yönelmeye karar veriyor ve bunun için kırsal bir yere taşınıyor.
Werther taşındığı bu kırsal kasabada Lotte isimli bir genç kızla tanışıyor ve ona aşık oluyor. Fakat bir sorunumuz var Lotte nişanlı ve evlenmek üzere... Genç ressam imkansız bir aşk olduğunu bile bile Lotte'yi sevmekten vazgeçmiyor. Lotte ise Werther'i sadece iyi anlaşabileceği bir dost olarak görüyor. Werther bu aşamada yaşadıklarını, aşkını, duygu ve düşüncelerini hayali dostu Wilhelm'e yazdığı mektuplarla anlatıyor. (Sanırım Wilhelm de biz okuyucular oluyoruz. Werther mektuplarda çarpıcı savlar ortaya koyuyor, şaşırtıcı sorular soruyor ve bizden cevap bekliyor. Ki biz de ister istemez kendimizi Werther'in sorularına cevap ararken buluyoruz. Onun acılarına ortak oluyoruz. Werther bizim de dostumuz oluyor.)
Kitabın ilk sayfaları sıkıcı veya yorucu gelebilir sakın bırakmayın, sonra açılıyor adım adım. Konusu bakımından Vadideki Zambak ile benzerlik gösterse de kendine has akıcı bir üslubu var ve mektup şeklinde ilerlemesi rahatsız etmiyor. Geçişlerde herhangi bir kopukluk yok. Kitabın genelinde duygusallık hakim.
Sanırım en çok alıntı yaptığım kitaplardan biri. Cümleler oldukça etkileyici, neredeyse her sayfada akışı durdurup birkaç dakika bir cümleyi tekrar okuyup düşünüyorsunuz. Goethe ustalığını konuşturuyor.