Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
Kürk Mantolu Madonna romanından hoşlandığımı, bu kitabın belki yalnız sonuyla beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemiştim. Ve özellikle okuduğum öykü derlemelerinden ötürü Sabahattin Ali’nin nazarımda ciddi de bir kredisi vardı. İnternette çok sık övüldüğünden olacak, İçimdeki Şeytan’ı da okumak istedim. Kitaba başlamadan önceki beklentim açıkçası bizi insanın karanlığıyla daha sıkı bir tanışıklığa iten, daha ciddi ve derinlikli bir eserdi. Bir defa bir devlet dairesindeki ezik memura Türk edebiyatındaki bir karakter mesleği tiplemesi olarak artık dayanamadığımı belirtmeliyim. Bu “meslek” türünün gerçek bir meslek türü olmayışından mütevellit, sanırım eski Türk yazarları için bu garip işle iştigal eden karakterler yaratmak bir tür kaçamak, tatlı bir kolaycılık oluyordu. Kitaptaki Ömer karakteri zeki ama aklı bir karış havada, uçarı ve hayatın güçlükleri karşısında ezilen kimliğiyle Türk edebiyatında beni artık kusturacak kadar karşıma çıkmış bu karakter tiplemesinin altını mükemmelen dolduran biri! Kitaptaki sorunlardan biri Ömer, Bedri, Macide gibi karakterlerin, anlatısı aracılığıyla ortaya konan karakterleriyle diyaloglarda beliren kimlikleri arasındaki farklardı. Kimi karakterler hikaye edilen hayatlarında daha basit bir kişilik görüntüsü sunarken diyaloglarda tabiri caizse uçup yazarın hayatla ilgili sunmak istediği fikirleri okura bir bir sıralayan birer aforizma makinesi haline geliyor, bazı karakterlerse biriyle diyaloga girdikleri anda, hikaye edilen karakterlerine göre birkaç kademe zeki gerilemesine uğruyordu. Kısacası, konuşmaları karakterlere de öykünün gidişatına da uyum göstermiyor,, oldukça eğreti duruyordu. Romanın sorunlarından biri de abartı meselesiydi. Ömer’in kendisiyle ilgili olumsuz hükümlerini sıkça abartması, eleştirisi yapılan münevverlerin kitabın belki de fikri çekirdeğini oluşturan kötülüklerinin taciz dışı entelektüel konularda aslında doldurulamaması... Bu romanı Dostoyevski’nin romanlarına, özellikle Suç ve Ceza’ya benzetenler olmuş. Daha çok da bu kitap özelinde maalesef bu düzeyi Dostoyevski’ye yakıştırmanın ona ciddi bir haksızlık olacağını, en basit şekliyle Dostoyevski derinliğini kavrayamamakla ilgili olduğunu düşünüyorum. Dostoyevski edebiyatı zaten farklı karakter ve tiplemelerin oluşturduğu hikaye ve metaforlar aracılığıyla bir şeyler anlatmak için değil, karakterin karakterini bile hiçbir yerde düğümü çözülmeyen bir hikaye haline getirerek fikirleri bu çelişkiler içerisinde sunmak için vardır (İçimizdeki Şeytan’da da baş karakter iniş ve çıkışlar yaşar ama Dostoyevski’de çoğu zaman inişin ve çıkışın ne olduğu bile belli değildir). Son olarak Sabahattin Ali’nin Türkçesine yine hayran kaldığımı söylemeliyim. O, bu kitabın konusundan ve anlatıklarından farklı bir mesele, yazarı büyük yapan büyük bir meziyet. Aslına bakılırsa İçimizdeki Şeytan’ın biraz da yaş kitabı olduğunu düşünüyorum. Belli bir yaştaki veya edebi okuyuculuk tedrisatında ilerleyip her şeyi çok da didikler hale gelmemiş kimseler için pek çok açıdan rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir eser.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,6bin okunma
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.