Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

104 syf.
10/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Düştüm!
YouTube kitap kanalımda Albert Camus'nün hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/-_X3xWwwAoA “Elli katlı bir binadan düşen adamın hikayesini biliyor musun? Adam her katta kendini rahatlatmak için şunu tekrar edermiş: Buraya kadar her şey yolunda. Buraya kadar her şey yolunda. Buraya kadar her şey yolunda. ... Önemli olan düşüş değil, yere çarpıştır.” [Mathieu Kassovitz, La Haine, 1995] Ben bu kitaba düştüm arkadaşlar. Ama kitapla beraber ben de aşağı düştüm. Yoksa zaten bu zamana kadar aşağıda mıydım da kendimi size yukarıda göstermeye çalışıyordum? Hayatını kaybetmiş olma bilinci için öncelikle onu bulmuş olmak gerekiyorsa, düşmüş olma bilinci için de öncelikle yukarıda olmak gerekmez mi? Buraya kadar her şey yolunda. Şu an sen de bu yazıyı okuyan bir insan olarak hangi cihazdan girersen gir ekranı sürekli kaydırarak aşağı düşüyorsun benim kelimelerimle beraber. Mükemmelliklerimizle, yeteneklerimizle, bedenlerimizle, harika zekalarımızla ve kendimizden son derece memnun oluşlarımızla birlikte gün geçtikçe aşağı düşüyoruz. Bugüne kadar bunlar bizi hep yukarıda tutan şeylerdi, onları da beraberimizde yok oluşumuza sürüklüyoruz. Düşmeye devam edelim. Buraya kadar her şey yolunda. Kafka'nın Dava ve Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar kitaplarını okuduktan sonra bu kitapların genlerinden hibrit bir gen yaratılmak istenseydi bu kitabın adı Camus'nün Düşüş kitabı olurdu. Çünkü suçlar, yargılar, sorgular ve sorgulanmalar Kafka'nın konusu iken, gurur, ceza, acı, kendinle yüzleşme ve kişilik bölünmesi gibi konular da Dostoyevski'nin ilgi alanlarıydı. Kafka bireysel-insanda sıkışmış kalmış bir insanken Dostoyevski, Hz. İsa'nın bütün evren adına acı çekme felsefesiyle birlikte evrensel olan insana ulaşmayı arzulamıştı. Ama konumuz şimdilik bu değil. Sen ekranı aşağı kaydırarak düşüşünü sürdürmeye devam et. Güneşin yerinde, her şeyin de yolunda olduğu düşünceleriyle kendini avut. Buraya kadar her şey yolunda. Ülkemiz günden güne düşüyor ve bu düşüşün farkında olmayarak her geçen gün kendisine "Buraya kadar her şey yolunda" demeye devam ediyor. Camus'nün kendisi için umut ve bireysel başkaldırı metaforu olarak kullandığı "güneş" ve "ışık" gibi benzetmeler, bizim için iklim krizinin başlangıçları aslında. Sadece bireysel olarak değil, toplumsal ve küresel olarak da düşüyoruz. Çocukluğumda hep dünyadaki sular neden aşağı düşmüyor diye sorardım. Peki acılar düşer mi diye soruyorum şimdi de... Dünya bir gün uzaydan aşağı düşseydi dünyadaki masum insanların ölümleri sırasında attığı çığlıklarını başka gezegenlerin kütle çekim alanlarına duyurabilir miydik? Buraya kadar her şey yolunda. Bu, düşen bir incelemenin hikayesi. Hepimizin her şeyde en azından aşağı yukarı olmayı başardığı bir hayatta insanlarla olan ilişkilerimiz de bir asansörün çalışma mekanizmasına benziyor. Asansörün yere çarpmasını engelleyen güven dediğimiz halatlar olmasaydı insanlarla kurduğumuz ilişkilerin de bir anlamı kalmazdı. Peki biz kendimize güveniyor muyuz? Bizim için seçimler yapan insanların seçimlerine güveniyor muyuz? Bir gün dünyanın boş bir ceviz gibi zifiri karanlığa uçsuz bucaksız düşmeyeceğine güveniyor muyuz? Sen güvenmeye devam et. Buraya kadar her şey yolunda. Yaşamayı unutmamak için birilerinin bize yaşadığımızı hatırlatması gerekiyor. "Sen yaşıyorsun, kendine gel!" deyip bir silkelemesi ve düşüşümüz sırasında bize eşlik etmesi gerekiyor. Yunan mitolojisindeki Ikarus da kanatlarını taktıktan sonra yükselip güneşin kanatlarını yakmasını engelleyememiş ve düşmüştü. Bu dünyada bugüne kadar kim düşmemiştir ki? Mezarlıkların hepsi bir düşüş başarısı değil midir? Hayatını yer üstünde türlü avutmalarla geçiren acizlerin, yer altında ağızlarının ve gözlerinin kapatılıp bir gün yükselecekleri umuduyla bekledikleri yerin adıdır düşüş. Düşüş, bekleyişlerin başkaldırısıdır. Düşmeye devam edelim. Buraya kadar her şey yolunda. Nereye kadar düşebiliriz? Başarılarımızın aslında başarısızlık olduğunu fark ettiğimiz ana kadar mı? Meslek seçimlerimizin aslında yanlış olduğunu anladığımız o kırılma noktasına kadar mı? Ingmar Bergman'ın Yaban Çilekleri filminde geçmişini hatırlayıp da pişmanlıklarını kendi yüzüne vuran adamın farkındalık çitlerinden atlamasına kadar mı? Bak işte, atlıyor insanlar kariyer, para, mutluluk, güzellik çitlerinden, yemyeşil, mutlu ve aydınlık çayırlarda otluyorlar. Bunu mu istiyorsun? Yoksa bilinçli mutsuzlukların senin düşüşünü yavaşlatmasını mı? Buraya kadar her şey yolunda. Artık düşüşünüzü yavaşlatabilmeme imkan yok. İncelemenin sonuna geldiniz ve burası sizin çarpış noktanız. Ölüm anınızda da böyle olacak. Nasıl geldiğini anlamayacaksınız bile. Ölüm, insanın hayatındaki en etkili çarpış noktasıdır. Hele ki yaşanmışlıklarımızın çarpım tablomuzdaki sayılar olduğunu düşününce bu ölüm daha bir değer kazanır. Çünkü Camus'nün de dediği gibi "İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak siz öldüğünüzde inanırlar." O zaman biz öldüğümüzde insanların bize inanmalarını bekleyene kadar düşmeye devam edelim. Buraya kadar her şey yolunda. Bir silkelenmeli, kendimize gelmeli, şimdiki anın canlı farkındalığını kaçırmamalı, dünyanın acılarını hafıza adlı bahçemizde saklamaya devam etmeli -bahçıvan kim?-, yerin en dibine doğru düşerken bile benlik bilincimizi sağlamaktan vazgeçmemeli, ne olursa olsun bireysel, toplumsal ve küresel olarak düşüyor olsak bile unutmayalı... BAM! Önemli olan düşüş değil, yere çarpıştır.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,1bin okunma
··
10,9bin görüntüleme
HcrYlcn okurunun profil resmi
Tekrar tekrar okudum.. Bi düşüşün içinde olan ben bu sefer bilinçli bir şekilde düşmek istedim belki de.. Mezara kadar sürecek olan düşüşümün ardından yükselmeyi beklemek için bi bilincim olmalı çünkü. Yaşadığının bilincinde olmayan kişi ölümünün bilincinde olabilir mi? Düşerken her şey yolunda diyen kişi çarparken parçalandığını bilir mi ? Yaşanmışlıklarının çarpım tablosu sıfırlarla dolu kişi kazanmanın ne demek olduğunu bilir mi ? Gerçekten "Sen yaşıyorsun, kendine gel!" dedirten bi inceleme olmuş. Emeğinize sağlık 🌸
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
çok güzel sorgulamalar olmuş, çarpım tablosundaki sıfır konusu aklıma gelmemişti. böyle düşününce şimdi daha vurucu oldu. bazı yaşanmışlıklar sıfır olunca diğerlerini de götürebiliyor demek ki...
Rabia okurunun profil resmi
Merhaba Oğuz Ağabey bir kitabın hakkı nasıl verilir? Sorusunun cevabını incelemelerinde buluyorum. Bence okuduğun çoğu kitabın hakkını veriyorsun. Keyifli okumalar dilerim.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
merhaba rabia, bence kitapları raflarındaki yerlerine geri koymadan önce olabildiğince onların üzerine düşünmeliyiz. bu şekilde bir düşünce biçimi geliştirirsek yazarların hakkını daha çok verebiliriz diye düşünüyorum, umarım sen de kitapları unutmamak için notlar alıp yazılar yazıyorsundur
Eda Xanim okurunun profil resmi
"Okumayacağım, hayır hayır okumayacağım. Daha Albert Camus'a yeni başladın kızım!" diye diye metnin tamamını okudum. Alacağın olsun. 😁😁
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
spoiler olmadığı için bence bir kaybınız olmamıştır :p
Bu yorum görüntülenemiyor
Nefise Göktürk okurunun profil resmi
Sayfayı aşağı kaydırdıkça düştüm. Kafka'nın Dava kitabını okuduğumda ne demek istediğini anlayamamıştım fakat zamanla makineleşen toplumun farkına vardıkça oturuyor anlatmaya çalıştıkları. Tekrar okuduğum zaman daha iyi anlarım umarım.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Hepsinin birleştiği nokta bu olsa gerek sanırım. Bu yazarların ortak noktası Sanayi Devrimi toplumlarının ardından kendi kendisine bile yabancılaşmak zorunda bırakılan insanları anlatmaları. Biz de bundan nasibimizi alıyoruz
1 sonraki yanıtı göster
BG okurunun profil resmi
Sen var ya kralsın çok güzel yorumlamışsın. Sıkı takibimdesin :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Vaktinizden ayırıp okuduğunuz için teşekkürler 🤓
Gülten Öztürk okurunun profil resmi
Bana verdiğiniz çıkarımlar için teşekkürler. Sizinle birlikte kitaplara düşmeye devam...🌿 Bir de sorum var. Videolarınızı çok sık izleyemiyorum. Birbirinin bağlamında okunacak kitapları sizden öğrenebiliyorum. Bu incelemede olduğu gibi Dava ve Yeraltından Notlar artı olarak Düşüş. Böyle bağlamında kitaplardan bahsettiğiniz bir videonuz veya bir çalışmanız var mıdır? Yoksa bununla ilgili bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz?📚📚
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Vaktinizden ayırdığınız için ben teşekkür ediyorum. YouTube'daki okuma rehberi videolarımda bu tür bağlantılardan bahsediyorum aslında. Mesela 2 hafta sonra yayına girecek olan Kafka okuma rehberimi izlerseniz ne demeye çalıştığımı daha iyi anlarsınız. Yazılarda pek bahsetmiyorum ama videolarda bahsediyorum diyebilirim
Nevroz okurunun profil resmi
Beni bu kitapla tanıştırdığın için teşekkür etmek istedim:) İyi okumalar
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
vaktinizden ayırıp da okuduğunuz ve faydalı bulduğunuz için ben teşekkür ederim, keyifli okumalar
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.