Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bir Mektup Denemesi.
Sevgili R 'ye ... Bugün şehirden ayrılalı bir hayli zaman oluyor sevgili R. Dinlenmek için geldiğim bu eski köyde havalar iyice soğuyor. Sabahları penceremin camına gelen misafirlerim, serçeler de son günlerde uğramaz oldu. Şehir gibi değil burası, akşamlar sandığımdan daha erken iniyor. Saat sekiz oldu mu birer birer sönüyor lambalar ve kendimle daha çok baş başa kalıyorum. Bu iyi mi değil mi emin değilim. Yalnızlık beni tedirgin etse de, sessizliğin içinde kaybolmak istiyorum. Köyün tamamen yamaçta ve yüksekte olması nedeniyle geceler çok soğuk geçiyor, bir hayli üşüdüğüm oluyor bu yüzden. Üzerime örttüğüm eski püskü örtü ve odun sobası bazen işe yaramıyor. Okumak için getirdiğim kitapların daha sayfalarını bile çeviremedim. Göz göze geliyoruz ama daha var diyorum daha var... Şimdi sen “okumanın zamanı olmaz” dersin, sitemini işitir gibiyim ama ben doğru zamanın doğruluğuna inanıyorum sevgili R ve bu anda hala bir şeylere inanabilmenin mutluluğunu duyuyorum. Fakat şu yağmur meselesi yok mu, canımı sıkıyor kaç gündür. Gözlerim hep camda, yağsın istiyorum ama nafile, ben bekledikçe o gecikiyor üzülüyorum...elimde değil üzülüyorum. Tıpkı sevdiğim, istediğim her şeyin şiddetle benden uzaklaşması gibi, bu evde beni çepeçevre saran o duygular gibi bu ev artık bomboş sevgili R, geri gelmesi olanaksız onca hatıranın ağırlığı ile eziliyor ... Günlerim nasıl geçiyor merak ediyorsundur, burada pek kimseyle iletişim kuramıyorum, belki de kurmak istemiyorum ama akşam üzerleri mütemadiyen yürüyüşe çıkıyorum. Evin altından geçen yoldan düzlüklere iniyorum, bazen de eski okulun bulunduğu yolu tutuyorum. Eskiden çocukların soğuğa karşı aldırış etmeden top koşturduğu saha bomboş artık. Hemen az ilerisinde bulunan iki eski lojman da eski canlılığını neşesini yitirmiş gibi kırmızı boyası yer yer akmış dökülmüş, içinde başıboş hayvanlar konaklıyor. Çepeçevre saran bahçe duvarları da bir hayli eskimiş durumda. Buraları gezerken çocukluğuma gidip geliyorum. Akşam annemin çağırmalarına aldırış etmeden üzerinde gezindiğimi, hemen az ilerde iki lojmanı birbirine bağlayan merdivende seksek oynarken düştüğümü, günlerce yürüyemediğimi hatırlıyorum. Bahçenin içinde yarı yarıya çürümüş bir tek kolu kalmış ayva ağacı da nasibini almış zamandan. O zaman içimde tarifi olmayan sızılar başlıyor. Zaman geçiyor sevgili R, hem de daha ondan payımıza düşeni almadan. Yürüyüşüm genelde çoban Çavuş efendinin karısını görmemle son buluyor. Küçük afacan bir kızı var; saçları tam sarı olmamakla birlikte kumrala yakın, tozdan ve çamurdan üstündeki kazağın rengi solmuş artık ama gözleri öyle güzel ki bazen onunla karşılaşmak için yolumu değiştirdiğim oluyor. Onu bulduğumda küçük kuzusu ile öyle meşgul ki farkıma varmıyor bile. Bir süre habersiz izliyorum onu, saatlerce sürse sıkılmam. İçimde ona benzer yönlerin olduğunu lakin zamanın bu yönleri soldurduğunu biliyorum. Bu ufak çocuğun neşesinden bir parça faydalanmak istiyorum, olmuyor... Bana tabiata bakmamı tembih ederdin hep. “Nasıl tabiat ölüp diriliyorsa insan da öyledir, duyguları, düşünceleri, sevgileri de yitse yine içinde umutlar yeşerir,” diyorsun. Fakat sevgili R, bizim gökyüzümüz yok şefkatini üzerimize yağdıracak. Merhameti ile üşüyen yüreğimizi sarıp sarmalayacak güneşimiz yok anlıyor musun? İçimizde umut pınarlarının kurumaya yüz tuttuğunu, bu umutlara kaynak olacak yağmurların olmayacağını daha da iyi anlıyorum dostum ve yine çıkmazlara düşüyorum. Ben her şeyi kolayca silip atamama derdine düşmüşüm, içimde her şey yıllanıp kalıyor ve bilmem kaçıncı kez Werther’in sözü dökülüyor dudaklarımdan, ”birazcık kaygısızlık beni dünyanın en mutlu insanı yapabilirdi...” youtu.be/kjlu9RRHcbE Mona.
··
67 görüntüleme
Eylül Türk okurunun profil resmi
Bir kitaptan okur gibi okudum Mona, ne kadar akıcı ve gerçekti... Mektup yazmaya devam☘️👍 Harakanî Hazretlerine sormuşlar "Garip kimdir?" Demiş ki: "Bedeni bu dünyada gurbette olan kimse garip sayılmaz; aksine garip, gönlü teninde garip olan ve başı gönlünde garip olan kimsedir."
Mona okurunun profil resmi
Bu güzel ve değerli yorumun için teşekkür ederim Eylül abla İnşallah devam edeceğim yazmaya ne güzel anlatmış garibi insanın kendine yabancı olması evet gerçek gurbet ve gariplik burda başlıyor... Yüreğine sağlık...🌹
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.