Kim tuza tat verebilir tuzun tadı kaçtıysa.
Sayfa 48Kitabı okudu
Kendisi de işine alaya almaktadır, yalnız aylar geçtikçe bunun alaya alınacak yanı olmadığını anlar. Mektupların çoğunda kendisinden ahlak konularında öğüt istenmekte, saygılı bir dille yardım dilenmektedir; üstelik gerçek acı üstü kapalı olarak bildirir mektuplarda. Adam okuyucularının, kendisini ciddiye aldıklarını anlar. Hayatında ilk defa, önem verdiği değer yargılarını, ilkelerini gözden geçirmek zorunda kalır. Bu inceleme sonucunda da alay edenlerin değil, alayın kurban olduğunu anlar.
Sayfa 45Kitabı okudu
"Hayat, sızlanmalara kapalı bir kumarhanedir. Kartlar, tek ve son kere dağıtılır, oyundan çıkamazsınız. O yüzden kağıt kötü gelse de, şans yüzünüze gülmese de oyunu centilmence sürdürün, neşeyi elden bırakmayın."
İnsanlar, zavallılıklarına karşı düşlerini silah olarak kullanırlar.
Hayat yaşanmaya değer, çünkü umutla, dinginlikle doludur; sevecenlikle, coşkuyla, karanlık bir sunağın önünde duru, beyaz bir alev gibi yanan inançla doludur.
Sayfa 11Kitabı okudu
“Bir insan günah işlediği zaman bile sev, çünkü Tanrı’sal sevgiye sen çok benzeyen sevgidir bu; yeryüzündeki sevgilerin en soylusudur.”
Sayfa 19
Hayat yaşanmaya değer, çünkü umutla, dinginlikle doludur;sevecenlikle, coşkuyla, karanlık bir sunağın önünde duru, beyaz bir alev gibi yanan inançla doludur.
Sayfa 11Kitabı okudu
Hayat sızlanmalara kapalı bir kumarhanedir. Kartlar tek ve son kere dağıtılır, oyundan çıkamazsınız. O yüzden kağıt kötü gelse de, şans yüzünüze gülmese de oyunu centilmence sürdürün, neşeyi elden bırakmayın.
Sayfa 48 - Yapı kredi yayınları, 2.Baskı, 2016Kitabı okudu
" Hayat çoğumuz için acıyla, kırgınlıkla dolu korkunç bir savaştır, ne umut vardır, ne de mutluluk.
Sayfa 39 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Gönül Abla ve Temizinden Bir Milyon
Eser, aslında iki uzun trajikomik öyküden oluşmakta.
İlk öykü, bir gazetede insanların sıkıntılarını ve çaresizliklerini anlatan mektupları okuyarak onlara yardımcı olmaya çalışan Gönül Abla’yı konu edinir. Gönül Abla, başta çevresindekiler gibi işini ciddiye almaz. Zamanla insanların içinde bulunduğu durumları okudukça insanların neler çektiğini ve ne acılar yaşadığını düşünmeye başlar. Aynı zamanda da kendi hayatını sorgulamaya…
İkinci öykü ise evi ipotekli bir gencin New York’ta çalışarak zenginlik ve saygınlık kazanacağı düşüncesiyle yola çıkmasını ve başına gelenleri konu edinir. Yani yazarın da eleştirdiği Amerikan rüyasını… Aslında sadece annesini ve evini kurtarmak ister. Bu yolda işkence görür, hapse atılır, bazı organlarını kaybeder… Yalnız saflığını kaybetmez.
Ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap arasında olduğunu öğrenince eseri bir an önce okumak istedim.
Kısa zamanda okunabilecek ve 1930’lu yılların Amerika’sı hakkında bilgilendirecek bir eser. Dili oldukça sade ve açık. İkinci öykünün sonlarına doğru sıkıldığını itiraf etmek istiyorum. Sebebi ise Lemi’nin başına gelen onca olaydan sonra her seferinde insanlara inanması, olaylara aynı saf duygularla yaklaşması. Maddi ve manevi sömürülmesine rağmen.
Eser, İthaki Yayınları tarafından “Bayan Yalnız Kalpler” olarak da yayımlanmış. Şu an ise Yapı Kredi Yayınları tarafından iki öykü olarak yayımlanıyor. Roman olarak geçse de ben uzun öykü olarak ifade etmeyi seçtim. 
Gönül Abla ve Temizinden Bir Milyon 
Nathanael West
