Zavallı yaratıklar! Onları sevmek yanlış bir şey olabilir, ama acımak da çok az bir şey. Gün ışınlarını hiç görmemiş körlere, doğanın ezgilerini hiç işitmemiş sağırlara, ruhunun sesini hiçbir zaman duyuramamış dilsizlere acırsınız da utanç gibi yalancı bir bahane bulur, zavallı kadınları deliye döndüren, iyiyi göremeyecek, Tanrı'nın sesini duyamayacak, aşkın ve inancın arı dilini konuşamayacak duruma getiren bu gönül körlüğüne, bu ruh sağırlığına, bu bilinç dilsizliğine acımak istemezsiniz.
Anlayacağınız dostlar, kör adamın gönül sesinin güzelliği onun sesini güzel göstermeye yetti.
Bir düşünsenize, gönül sesi de çirkin olsaydı, üç körlügu birden olacaktı adamın.
Ne fena bir durum!
…iyiyi göremeyecek, Tanrı’nın sesini duyamayacak, aşkın ve inancın arı dilini konuşamayacak duruma getiren bu gönül körlüğüne, bu ruh sağırlığına, bu bilinç dilsizliğine acımak istemezsiniz.
Toklar def-i hâcet için yer ararlar. Az yiyen kanaatkârlar ise ibadet etmek için mescidleri ararlar. Tokluğun âfetleri hakkında birçok zararlar gösterilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:
1. Hastalıkları tevlid eder.
2. Vücudu ağırlaştırır.
3. Uykuyu artırır.
4. Tembellik ve gam getirir.
5. Hem kasvet-i kalb, gönül körlüğü doğurur ve ruhunun zayıflamasına sebep olur hem de günahlardan korkusunu azaltarak fenalıklardan sakınmaz hale getirir. Bununla birlikte akıl tam iyiyi, fenayi seçemez, Şükrünü yapamaz. Dolayısıyla nimetleri azalır. Çünkü nimetlerin şükrü, nimetlerin artmasına vesiledir.
İhlas denilen can damarı bu suretle kaybolur ve şehvet sebebiyle hayasızlık da artar. Hem ölümü hem de öğrendiği ilimleri çabucak unutur.
Dünyayı çok sever ve paralarını hayırlara harcamaya kıyamaz. Bu insanların artması, cemiyetlerin felaketine sebep olur.Tokluk insanın zulümlerini de arttırır, etrafındakileri mutazarrır eder.