Bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret falan değil.. İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile. Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğu mu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor. Fakat sonra birden bire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker uzun uzun anlatacak birini. Sokağa fırlıyorum. Bir tek çehre görsem de yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. Halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. Hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor. Bilmem beni anlıyor musunuz?
O genci nerde görsem tanırım…
Bir zindan hücresinde, kapalı pencerenin altında, genç bir insan, pencerenin açılacağı gecenin gelişini bekliyor, yüzü duvara dönük…
Reklam
Sanki onu tanıyormuşum, görsem bilecekmişim gibi bakıyordum geçenlere.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
Seni görmek gibi bir kaygım var. Görsem sevginden ölecem görmesem hasretinden... (Alıntı)
Nerde çilek görsem hep yemek isterim. Ama oruç izin vermiyor
Arsız bir tabiatım var... Ne görsem içim çeker... Fazla olarak bunlara başkaları kadar kendimde de hak bulurum... İş böyle olunca içimde kopacak kıyameti varın siz düşünün.
Sayfa 6
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.