Selim birden kendisini, tanımadığı bir sokakta yürürken bulur. Yürürken rüya görülmez diye düşünür. Kendisini kaybedecek kadar sarhoş da değildir. Öyleyse bütün bunlar bir hayal midir? Bu kadar gösterişli ve uzun bir hayal olur mu? Vakit gece yarısını geçmiştir. Şeref'in mezarına geldiğini fark eder. Fakat mezarlık bozulmuştur. Üzerine "Arkadaşım Şeref" yazdığı eski tahtada sadece "Şeref" yazmaktadır.