Hastalarıma, onları iyileştirme vaadinde bulunma tarzındaki kötü alışkanlıklarımdan zaman içinde arınmıştım. Bu iş, yani sağlıklarına kavuşma hedefi, pek hoşlarına gidecek gibi değildi. Çünkü sonuçta sağlıklı olmak denilen şey olsa olsa bir ehvenişerdir. Sağlıklılık çalışmaya yarar, peki ya sonra? Oysa Devlet’ten gelecek bir aylık, cüzi de olsa, işte bu, ilahi bir nimettir, görünen köy kılavuz istemez.
Hayatta bazı anlar vardır, olmayacağını bile bile şansınızı denediklerinizden. Bir de tesadüf gibi görünen mecburiyetler vardır. Derler ki; bir gün beklentisiz, koşulsuz sevebilen bir âşık olursan karşındaki bilmese de o zaten senindir.
Reklam
Rahmetli Ata, Menemen irticaından sonra, İzmir Türkocağında devrin kalburüstü gelen devrimci aydınlarıyla yaptığı bir hasbihalde kendilerinden soruyor: «Çocuklar, sizler de ferden ferda, yahut küçük, büyük gruplar halinde köy köy dolaşıp köylülerimizi inkılâplarımız hakkında aydınlatına lüzumunu hissetmiyorsunuz. Bakın iki - üç mürteci yobaz neler başarabiliyor?» Nâzik bir görünüş altında çok şiddetli, pek ağır bir ihtarı, hatta azarlamayı yüzlerine vuran bu soru karşısında berikiler şaşırıyorlar, afallıyorlar. Nihayet içlerinden birisi; ıkına sıkına şu cevabı bulabiliyorlar: «- Paşam, tahsisatımız yok ki!..» İlk bakışta çok mâkul, pek mantıkî görünen ve akan suları durdurması gereken bu cevap karşısında Atatürk merhumun gözleri ateşler saçmaya başlıyor ve yıldırım gibi şu çok düşündürücü ve susturucu mukabelede bulunuyor: «– Köyleri dolaşmak için tahsisatınız mı yokmuş!... Bu tahsisatın nereden ve nasıl sağlanabileceğini Menemen mürtecilerinden Laz İbrahim Hoca'dan, Nalıncı Hasan'dan, Manifaturacı Osman'dan, Sütçü Mehmet'ten öğrenin efendiler!..»
Sayfa 64
Şimdi Yaşanan neyde onun işaretleri olmazsa, geleceği okumak zorlaşır. Görünmeyen köy kılavuz ister. Görünen köyün kılavuza ihtiyacı yoktur. Giz'in kökü ve geleceği gösteren ayna andır. Şimdiye dikkat eder onu iyileştirebilir isek ondan sonra gelen de iyi olacaktır. Hepimizin en önemli zaman dilimi an olmalıdır. Anı dolu dolu yaşayabilen insan mutlu olur ve o mutluluğu geleceğe taşıyabilir. An her zaman geçmiş ile dolu olmamalı çünkü geçmişte bugün gibi andı. Her çağın an'ı farklıdır. Bugün de geleceğin geçmişi olacak. Değişimler anı yaşarken gerçekleşir. An denge, geçmiş ders, gelecek ise bugün yapılanlara bağlıdır. Önder Karaçay
Mesafe denilen şey, uzayın zamana oranından başka bir şey değildir ve zamanla birlikte değişir. Bir yere gitmenin zorluğunu bu zorluk azaldığı anda geçerliliğini kaybeden bir miller, kilometreler sistemiyle ifade ederiz. Sanat da bundan etkilenerek değişir, çünkü iki ayrı dünyaya aitmiş gibi görünen iki köy, boyutları değişen bir manzarada birbirlerine komşu olurlar.
Sayfa 365 - Üçüncü BölümKitabı okudu
Aşkın Sen Hali
Gönül gözüyle bakamayanlar için, Görünen köy de olsa, kılavuz ister bazen... - Cemal Şenol Can
Reklam
499 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.