Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşam kimi zaman çetindir, sağlam yapılı köy insanları, dolaşmasını ya da elleri kollarıyla hareket etmesini ya da hiçbir neden yokken alık alık gülmesini ya da havanın güneşli ya da göğün açık olması gibi sudan nedenlerle zevkten dört köşe olmasını iyi bilirler. Gerçek sorunlar bulunduğunu gizliyor gibi görünen bu aldatıcı gençlik güzelliği, bu on dokuz yaş aldatıcılığ, yalnızca on beş yirmi yıldan beri sefalete, kıtlığa ve bitkinliğe göğüs gererken bile hâlâ gözlerin parlayabilmesi gibi şeyler çok kez birbirine karışıyor ve gerçekte çok kötü olan şey o kadar da kötü değilmiş gibi görünmeye başlıyor. Kusursuz bir güzellikten çok sevimliliğin, canlılığın ve hareketliliğin yarattığı bir güzellik vardır…
150 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Fısıltılar, Ölüler ve Don Pedro
Bu romanı okurken acaba nasıl anlatsam, üzerine ne yazsam diye kara kara düşündüm. Zira genelde okuduğum romanlara pek benzemiyordu. Pedro Paramo, Juan Rulfo’nun tek romanı. Meksikalı yazar, aynı zamanda senarist ve fotoğrafçıymış. Romanda birçok farklı anlatım tekniği bir arada kullanılmış. Geriye dönüşler, zaman atlamaları, diyaloglar, iç
Pedro Paramo
Pedro ParamoJuan Rulfo · Doğan Kitap · 20191,292 okunma
Reklam
KANATLARI KENDİLERİNE AİT OLMAYANLARI YÜKSELTMEK FELAKETTİR Kanatların kendinin olmalı Kanatların senin değilse Birilerini yükseltmek fekaketin olur Yükselenler sizden değilse Aynı felaket tekrarlanır
Birbirimize pelür kâğıt gibi kırışmış korkunç bilmeceler soruyoruz hiç hakkında. Uzun sürüyor bu ama kafayı hayırseverlik ya da başka bir şeyle oymaya gerek de kalmıyor. Oyunlara gelince, favori biziz, görünen köy kılavuz istemez. Sırf keyfe keder, yaralayıcı eğe talaşlarını cezbediyoruz.
Romanın Türü-Nasıl Bir Roman? Bozkurtların Ölümü evet, bir tarihî romandır; fakat herhangi bir tarihî roman olarak değerlendirilemez. O, bir destandır; bir destanın roman hâline getirilmiş biçimidir. Tarihî roman kavramı, Bozkurtların Ölümü'nü anlatmaya yetmez. Roman kahramanları 621 ile 639 yılları arasında yaşamış gibi görünürler ama
Zamanın vicdansızlığı ne bela şey. Alıp götürüveriyor her şeyi. Güzel ya da çirkin. Unutulmaz ya da geçici. Fark etmiyor hiç. Serhan Ergin, "Gelmedin. Kayboldun, yok oldun. Bulamadım seni. Yıllar geçti. Fotoğrafın bile yoktu bende, zamanla yüzün silinmeye başladı belleğimde." der ve ekler: "Zaman geçtiği her şeyi un ufak ediyor,
Reklam
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
Görünen köy kılavuz istemez, doğruya doğru, maalesef
✓ ° Winston, birden, yürekten inanarak, çok sürmez, Syme'ı buharlaştırırlar, diye geçirdi aklından. Çok ZEKİ. Her şeyi çok AÇIK SEÇİK GÖRÜYOR ve SÖZÜNÜ SAKINMIYOR. Parti böylelerinden HOŞLANMAZ. Bir gün ortadan KAYBOLACAK. Görünen köy kılavuz istemez. ° ✓
Aliye
İpsiz sapsız bir yer burası. Ama insanları öyle değil. Görülmeyen iplerle birbirlerine bağlanmış gibi hepsi sanki. Nereye çekersen iplerini, hepsi birden oraya hareket ediyorlar... İplerinin başındaysa televizyon kutularıyla bastırılmış, son kullanma tarihleri geçmiş kokuşmuş zihniyetler var. Karşıdan karşıya dahi üç kere sağa bakıp geçerler yani,
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.